Aslında herşey açık

Haber Merkezi
00:006/02/2007, Salı
G: 6/02/2007, Salı
Yeni Şafak
Aslında herşey açık
Aslında herşey açık

Hrant Dink'in suikastindeki gelişmeler “bilgi kirliliği var” gerekçesiyle ikinci plana itilmeye başlandı. Ancak, cinayetten kısa bir süre sonra tetikçi Ogün Samast'ın yakalanması ve Yasin Hayal'in silahı temin ettiğinin anlaşılmasıyla birçok nokta aydınlığa kavuşturuldu

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in suikasta kurban gittiği 19 Ocak'tan bu yana suikastın oluş biçimi, tetikçi veya tetikçiler, saldırının arkasında kimler olduğu ve polisin ihmalinin olup olmadığıyla ilgili olarak çeşitli spekülesyonlar yapıldı. Yetkililer, medyada yeralan bazı iddiaları yalanlarken bazılarını ise sessizlikle geçiştirdi. Dink cinayetindeki gelişmeler “bilgi kirliliği var” bahanesiyle ikinci plana itilmeye başlandı. Oysa, Yasin Hayal-Ogün Samast ve arkadaşları ile ilgili birçok nokta aydınlandı. Sıra, Hayal ve Samast'ın arkasındaki çeteyi ortaya çıkarmaya geldi.

Yeni Şafak, suikast gününden itibaren “Bu sefer kaçmasın, çete ortaya çıkarılsın” sloganıyla tetikçinin çete bağlantıları üzerinde durdu.

CİNAYET 11 AY ÖNCE BİLDİRİLDİ
  • Suikastın bilinen seyri, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün 17 Şubat 2006 tarihli bir yazıyla İstanbul Emniyeti'ni, Trabzon'da Hrant Dink'e yönelik bir suikast hazırlığı olduğunu uyarmasıyla başladı. Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'in Yasin Hayal isimli bir kişinin 24 Ekim 2004'te Mc Donald's'a yönelik bombalı saldırıda bulunmasından sonra polis muhbiri olmaya ikna ettiği arkadaşı Erhan Tuncel, polise suikast planıyla ilgili olarak kritik bilgiler veriyordu.
    İŞTE CİNAYET PLANI
  • Trabzon Emniyeti'nin 17 Şubat 2006 tarihli ihbar yazısında Yasin Hayal'in, Hrant Dink'i öldürme planı tüm detaylarıyla anlatılyordu:

    “Yardımcı istihbarat elemanından alınan bilgilerden bahse konu şahsın (Yasin Hayal) çevresinde bulunan arkadaşlarına Ermenilere karşı büyük bir kin beslediğini ve önümüzdeki günlerde İstanbul ilinde ses getirecek bir eylem yapmayı planladığını, hedef olarak da Türkleri ve Türkiye Cumhuriyeti'ni karalayıcı faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink isimli şahsı seçtiğini, maddi imkan sağladığı takdirde bahse konu eylemi gerçekleştirmek için İstanbul iline gideceğini ve Sarıgazi ilçesinde bir fırında çalıştığı bilinen ağabeyi Osman Hayal'in yanında kalacağını söylediği' öğrenilmiştir.”

    HAYAL CİNAYETİ İŞLEYEBİLİR
  • Yazıda Yasin Hayal'i bu cinayeti işleyebilecek bir yapıda olduğuna da dikkat çekiliyordu:

    “Bahse konu şahsın McDonald's isimli işyerine yapmış olduğu eylem öncesinde de benzer söylemlerde bulunduğu göz önüne alınarak şahsın söz konusu eylemi yapabilecek bir yapıya sahip olduğu değerlendirilmekte olup 0 538 719.... numaralı telefonu kullanan şahsa yönelik çalışmalarımız devam etmektedir.”

    İstanbul Emniyeti bu yazı üzerine Sarıgazi'de küçük çaplı bir araştırma yaptı. Bir sonuca ulaşamadı ve işin peşini bıraktı.

  • 'Mehmet Kurt' kod adıyla polise çalışan Erhan Tuncel, 12 Nisan 2006'ya verdiği son ihbar mektubunda ise Yasin Hayal'in halen suikast çabası içinde olduğunu ve onu “Ülke zarar görür” diyerek bundan vazgeçirmeye çalıştığını söylüyordu.
    SON İHBAR 12 EKİM 2006'DA
  • 12 Ekim 2006'da Fransa Parlamentosu'nun Ermeni soykırımını inkarı suç sayan tasarıyı kabul etmesinin ardından Trabzon polisi İstanbul'u bu kez hem Ermenilerle Hristiyan vatandaşlara hem de bu dinlerin ibadet yerlerine saldırılar olabileceği konusunda uyarıyordu.
  • Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'in 9 Mayıs 2006'da Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı'na atanmasından sonra göreve gelen Reşat Altay, “verim alamadığı” ve “tutarsız bilgiler” verdiği gerekçesiyle Erhan Tuncel'in muhbirlik görevine 23 Kasım 2006'da son verdi. Tuncel'in cinayetin işlendiği 19 Ocak 2007'ye kadar geçen iki aylık sürede ne yaptığı ve herhangi bir gruba angaje olup olmadığı bilinmiyor. Yasin Hayal de 6 Aralık 2006'dan itibaren ismi üzerine kayıtlı olan cep telefonunu kullanmaya son verdi.
    VE SUİKAST
  • Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de saat 14.15 sıralarında Halaskargazi Caddesi üzerinde bulunan Agos gazetesinin önünde uğradığı silahlı saldırıda başına ve boynuna aldığı üç kurşunla hayatını kaybetti. Bölgedeki güvenlik kameralarını incelemeye alan polis, saldırganın eşkalini ve kimliğini ortaya çıkardı.
    “VELİ KÜÇÜK'TEN ÇEKİNİYORDU”
  • Dink'in avukatı Erdal Doğan aynı gün yaptığı açıklamada, Dink'in uzunca bir süredir tehdit ve telefon mailleri aldığını ve bu nedenle sokakta yürüyemez hale geldiğini söyledi. Doğan'a göre Dink, en çok Susurluk çetesinde de ismi geçen emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ten korkuyordu.

    Olayın ardından bir ilgniç gelişme Hüseyin Mümtaz Beyazıtoğlu isimli ulusalcı çecvrelerde iyi tanınan bir emekli albayın 24 Ocak'ta internette yayınlanan ve tetikçiye isim vermeden 'aferin' diyen şu satırlarıydı:

    “Denk geldi, denk getirdik. Biz de manzaranın resmini çektik. Tarih tekerrürdür derlermiş. Hiç ibret alınsaydı, tekerrür eder miydi.”

    Dink'in arkadaşlarından gazeteci Aydın Engin ise İstanbul Vali Yardımcısı tarafından valiliğe çağrılan Dink'in oradaki iki kişi tarafından uyarıldığını iddia etti.

    TETİKÇİ KAMERADA
  • Çevredeki güvenlik kameralarını inceleyen polis, Dink'i vuran katilin görüntülerini tespit etti. Yaklaşık 24 saat sonra bir basın toplantısıyla bu görüntüler medyaya dağıtıldı ve İstanbul Valisi Muammer Güler, kamera görüntülerinde yüzü net bir biçimde görülen katilin yakalanması için halktan yardım istedi.

    Trabzon Pelitli Belde Belediyesi'nde temizlik işçisi olarak çalışan Ahmet Samast, polise başvurarak görüntülerdeki kişinin 17 yaşındaki oğlu Ogün Samast olduğunu bildirdi. Samast, İstanbul Trabzon seferi yapan yolcu otobüsü Samsun Otogarı'nda mola verdiği sırasında suikast silahı ve görüntülerde dikkat çeken beyaz beresiyle birlikte yakalandı. Ogün Samast ile birlikte Yasin Hayal ve beş arkadaşı da gözaltına alınarak sorgulanmak üzere İstanbul'a getirildi.

    'AKILLI OL, AKILLI!'
  • Gözaltına alınan zanlılar 24 Ocak 2007'de adliyeye sevkedildi ve 5 kişi tutuklandı. Yasin Hayal, adliyeye getirilirken, “Akıllı ol” diyerek ünlü edebiyatçı Orhan Pamuk'u tehdit etti.

    30 Ocak 2007'de ise Trabzon Eski Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'in cinayet planını 11 ay kadar önce yani 17 Şubat 2006'da İstanbul'a bildirdiği ilk kez medyada yer aldı. Polisin, Dink öldürüldükten hemen sonra ihbar mektubunu hatırlayarak önce Yasin Hayal'in peşine düştüğü öğrenildi. Trabzon polisi, Ankara'nın talimatı uyarınca Yasin Hayal'in peşine düştü ve iki saat kadar sonra Trabzon'da izine rastladı.


    Birkaç çocuğun işi dediler

    Soruşturmayla ilgili ilk açıklamayı İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah yaptı:

    “Gözaltına alınan 7 kişinin sorgusu sürüyor. Cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı yok”

    ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALAR

    İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah saat 11.30'daki basın toplantısında “Örgüt bağlantısı yok. Zanlı milliyetçi duygularla işlenmiş” savını tekrarladı ancak bir saat sonra Vali Muammer Güler tarafından yalanlandı: “Örgüt bağlantısı var mı, araştırılıyor.” Bu açıklamaların ardından İnsan Hakları Derneği, Cerrah hakkında görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

    YAVUZDEMİR VE ALTAY GİTTİ

    Trabzon'daki olayları incelemek için İçişleri Bakanlığı müfettişleri görevlendirildi. Kentte daha önce de meydana gelen olaylarda tartışma konusu olan Yavuzdemir ile Altay, 26 Ocak'ta İçişleri Bakanlığı tarafından merkeze alındı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yavuzdemir ve Altay ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Trabzon halkımızın huzuru için burada müfettişlerin yapmakta olduğu çalışmanın sağlıklı bir şekilde yürümesi lazım. Onun için bu adım atılmıştır. Bu adım, daha farklı yerlere sıçrayabilir” dedi.

    Jandarma Trabzon'un Pelitli Beldesi'nde 'sıkıyönetim' ilan etti ve kendileri dışında hiç kimseye bilgi verilmemesi yönünde anonslar yaptı.

    Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir, Cerrah'a destek vererek, Dink cinayetinin arkasında bir şey çıkmayacağını ve bunun amatörce işlenmiş, arkasında örgüt olmayan bir cinayet olduğunu ileri sürdü. Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay da suikastın önlenememesini AB uyum yasalarına bağladı.





    Kahraman Samast!

    Ogün Samast'ı yakalayan Samsun'daki jandarma ve emniyet görevlilerinin Samast'a kahraman muamelesi yaptıkları ortaya çıktı. 2 Şubat 2007'de basına yansıyan görüntüler büyük tepki aldı. Samast'ın “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez” yazılı takvim önündeki posterli pozu günlerce tartışıldı ve bu pozu kimin çektirdiği tartışma konusu oldu. Samsun Emniyet Müdürlü Terörle Mücadele Şubesi'nde çekilen fotoğrafların 'kamera arkası' görüntülerinin TGRT'de yayınlanması deprem etkisi yarattı. Görüntülerde görevlilerin Samast'la poz verebilmek için birbirleriyle yarıştığı görülüyordu. Olaya karışan 4 polis görevinden alındı, 4 jandarma görevlisinin de görev yeri değiştirildi. Jandarma Genel Komutanlığı bir açıklama yaparak görüntüleri sızdıranları jandarmayı yıpratmakla suçladı. Görüntüleri yayınlayan TGRT'nin de Genelkurmay'daki akreditasyonu iptal edildi.


    SIM kart kayıp, kimse konuşmuyor

    Ogün Samast, Samsun'da yakalandıktan sonra üzerindekilerle İstanbul polisine teslim edildi. Ogün Samast'a jandarmaya ait olduğu anlaşılan Telsim sim kartının kendisine nasıl ulaştığı sorulduğunda polisleri şok eden bir cevap verdi. Samast kendisinde Telsim'e ait herhangi bir sim kart bulunmadığını, Turkcell'e kayıtlı bir kart olduğu cevabını verdi. Arama tutanağını düzenleyen jandarma üsteğmeni Telsim'i yerde bulduğunu ve yanlışlıkla koyduğunu iddia etti.



    YANLIŞ DOĞRU

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'e yönelik suikastinin ardından emniyet, istihbarat ya da jandarma kaynak gösterilerek yayınlanan haberlerin büyük bir kısmı sonradan yalanlandı. Olayın seyrine ilişkin çok önemli iddiaları içeren bu yanlış bilgiler ve doğrular özetle şöyle:


  • Zanlı Ogün Samast, Atatürk Havalimanı'ndan İstanbul'a birçok kez giriş yaptı.
  • Ogün Samast İstanbul'a daha önce bir düğün için otobüsle gelmişti.

  • Ogün Samast olay yerine daha önce gelip keşif yaptı ve cinayeti planladı.
  • Olay öncesi kamera görüntülerinde Ogün Samast görünmüyor.

  • Hrant Dink'e Ogün Samast'ın yanı sıra saldıran bir kişi daha vardı. Ayrıca olayla ilgili 2-3 kişi daha olabilir.
  • Tanıkl ifadeleri doğrultusunda bir tetikçinin daha olduğu ve olayda başkalarının olabileceği araştırılıyor.

  • Hrant Dink, lokantadan çıktıktan sonra saldırıya uğradı ve öldürüldü.
  • Lokantada olan saldırgan Samast'tı. Bu bilgiyi garsonlar doğruladı.

  • Ogün Samast, 'Cuma namazından çıktım, vurdum' dedi.
  • Samast, 'Cumaya gitmedim' dedi. Annesi, 'dua bilmez ki namaz kılsın” dedi.

  • Saldırgan kaçarken 'Ermeni'yi öldürdüm' diye bağırdı.
  • Polis yetkilileri, 'Tanıklar bu bilgiyi doğrulamadı' diyor.
  • Saldırganın beyaz beresi Şişli'de bir çöp kutusunda bulundu.
  • Zanlı Samast, Samsun'da yakalandığında beresi ve silahı yanındaydı.
  • Dink cinayetinin zanlısı Ogün Samast'ın cep telefonu bulundu.
  • Ogün Samast'ın cep telefonu bulunamadı. Üzerinde simkart çıktı.
  • Cinayetten sonra saldırganın Ermeni asıllı olduğu yazıldı.
  • İddianın doğru olmadığı anlaşıldı. Samast soyadı, 'sam esti'den geliyor.
  • Yasin Hayal olay yerindeydi. Saldırgan da Ogün Samast değil, Yasin Hayal'di.
  • Yasin Hayal, ihbar mektubunun hemen ardından arandı ve Trabzon'da olduğu tespit edildi.
  • Samast, Bayrampaşa Cezaevi'nde alkışlarla karşılandı; ipek çarşaflı ranzaya yatırıldı:
  • Cezaevi savcısı Samast'ın kaldığı koğuşu gösterdi. Yatağına çarşaf dahi konulmadığını açıkladı.
  • Erhan Tuncel Dink'le ilgili 17 ihbar yaptı.
  • Tuncel 17 Şubat 2006'da Dink'e suikast düzenleneceğini ihbar etti.