|

Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler ile İlgili Hadisler

- Kütüb-i Sitte Hadisleri
Kitaplar
Tümü
Konu Başlıkları
Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler Hadisleri
5542-

Resulullah (sav) ile birlikte ekmek ve et yedim ve: "Ey Allah'ın Resulü! Allah seni mağfiret buyursun! 

" dedim. Bana: "Seni de!" diye karşılıkta bulundu. Ravi der ki: "(İbnu Sercis'e): "Resulullah sana istiğfarda mı bulundu?" diye soruldu. O: "Evet, "Seni de!" de dedi" diye cevap verdi ve sonra şu ayeti okudu. (Mealen): "Kendi günahın için de, mü'min erkek ve mü'min kadınlar için de Allah'tan af diIe..." (Muhammed 19). İbnu Sercis devamla dedi ki: "Sonra etrafında döndüm, iki omuzu arasında peygamberlik mührünü gördüm. Sol kürek kemiğinin geniş tarafında idi, yumruk gibi ve üzerinde siğiller emsali benler vardı."
Fezail 112;
(2346);
5543-

Resulullah (sav)'ın peygamberlik mührü, iki omuzu arasında idi. Tıpkı bir güvercin yumurtası büyüklüğünde kırmızı bir yumru (gudde = bez) idi. 

42;
(3647);
5544-

Ben Resulullah (sav)'dan daha güzelini hiç görmedim. Sanki güneş mübarek yüzlerinde yürüyor gibiydi. 

Yürürken Resulullah (sav)'dan daha hızlı yürüyen kimse de görmedim. Sanki yer O'nun ayağı altında duruluyor gibiydi. Biz O'nunla beraber yürürken kendimizi zorlardık. O ise, aldırmazdı.
Menakıb 26;
(3650);
5545-

Resulullah (sav) konuşurken (ağır ağır konuşurdu. Öyle ki) eğer biri çıkıp, kelimeleri saymak istese sayardı. 

O, sözü sizin gibi peş peşe getirmezdi.
Menakıb 23;
Fezailu's-Sahabe 19;
(2493);
Zühd 71;
Menakıb 20;
(3643);
İlm 7;
(3654;
3655);
5546-

Resulullah (sav), söylediği bellensin diye kelamını üç kere tekrar ederdi. 

Menakıb 21;
(3644);
5547-

Resulullah (sav), oturup konuştuğu zaman, (vahiy bekleyerek veya Mele-i A'la'ya iştiyak duyarak) çok sık nazarını semaya çevirirdi.

Edeb 21;
(4837);
5548-

(Annem) Ümmü Süleym, Resulullah (sav) için yere bir post serer, O da üzerinde kaylule (öğle uykusu) kestiridi. Aleyhissalatu vesselam uyanınca annem O'nun terini ve kıllarını toplardı. Bunlan bir şişede toplar, sonra onu sürünme maddesine katardı. [Ravi devamla der ki: "Hz. Enes (ra) muhtazar (can çekişme halinde) olunca kefenine sürülecek hanuta bundan katılmasını vasiyet etti."]

İsti'zan 41;
Fezail 84;
(2331);
Zinet 119;
(8;
218);
5549-

Medine'de bir panik olmuştu. Resulullah (sav), Ebu Talha (ra)'dan el-Mendub denen (ağır yürüyüşlü) atını istiareten aldı ve bindi. Dönüşünde: "Bir şey görmedik. Ancak atı çok hızlı bulduk" buyurdu."

;
5550-

Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) insanların en iyisi, en cömerdi ve en şecaatlisi idi. Nitekim bir gece, Medine halkı umumi bir korku yaşamıştı. Halk (korkusunun kaynağı olan) sesin geldiği tarafa yöneldi. Resulullah (sav) ise, herkesten önce o cihete gitmiş, haberi tahkik etmiş ve geri dönmüştü, onları yarı yolda karşıladı. Ebu Talha (ra)'nın çıplak atı üzerinde idi. Boynunda kılıncı asılıydı. Şöyle diyordu: "Korkulacak bir şey yok, korkulacak bir şey yok." Sonra, "Bu atı pek hızlı bulduk" dedi. Halbuki at, ağır yürürdü.

Cihad 46;
82;
Fezail 48;
(2307);
Edeb 87;
(4988);
Cihad 14;
(1685);
5551-

Resulullah (sav) iki iş arasında muhayyer bırakılırsa, mutlaka en kolayını tercih ederdi. Yeter ki bu günah olmasın. Eğer bir iş günah idiyse, günaha karşı insanın en uzak duranı idi. Aleyhissalatu vesselam kendisi için hiç intikam aramadı. Ama Allah'ın bir haramı ihlal edilince o zaman Allah için intikam alirdı.

Menakıb 234;
Edeb 80;
Hudud 10;
42;
Fezail 77;
(2327);
Husnü'l-Hulk 2;
(2;
903);
Edeb 5;
(4785);
5552-

Resulullah (sav)'la birlikte ilk namazı kıldım. Sonra Aleyhissalatu vesselam ehline gitti. Onunla ben de çıktım. Onu bir kısım çocuklar karşıladı. Derken onların yanaklarını bir bir okşamaya başladı. Benim yanağımı da okşadı. Elinde bir serinlik ve hoş bir koku hissettim. Elini sanki attar havanından çıkarmış gibiydi.

Fezail 80;
(2329);
5553-

Resulullah (sav), zikri çok yapar, lağvı (hoş sözü) de az yapardı, namazı uzatırdı, hutbeyi de kısa yapardı. Dul ve miskinlerle beraber yürümekten ar duymazdı, onları ihtiyaçlarını mutlak yerine getirirdi.

Cuma 31;
(3;
109);
5554-

Resulullah (sav)'la birlikte yürüdüm. Üzerinde kenarı sert necrani bir hırka vardı. Ona bir bedevi arkadan yetişerek hırkadan tutup şiddetle çekti. Boynunun derisine baktığımızda şiddetle çekilen hırkanın kenarının zedeleyip iz bıraktığını gördüm. Bedevi: "Ey Muhammed! Yanındaki Allah'ın malından bana da verilmesini emret" dedi. Aleyhissalatu vesselam ona yönelik baktı ve güldü. Sonra da bir ihsanda bulunulmasını emretti.

Libas 18;
Humus 19;
Edeb 68);
5555-

Resulullah (sav) sabah namazını kılınca, Medine'nin hizmetçileri ellerinde su bulunan kaplar olduğu halde kendisine gelirlerdi. Aleyhissalatu vesselam da hiçbirini ihmal etmeden kaplara elini batırırdı. Bazan sabahları hava soğuk olurdu. Aleyhissalatu vesselam yine de elini suya batırırdı.

Fezail 74;
(2324);