|

Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler ile İlgili Hadisler

- Kütüb-i Sitte Hadisleri
Kitaplar
Tümü
Konu Başlıkları
Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler Hadisleri
3957-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Davet edildiğiniz zaman bu davete icabet edin. [Nafi' der ki:] "İbnu Ömer, oruçlu bile olsa, düğün ve diğer davetlere mutlaka icabet ederdi. 

"
Nikah 71;
74;
Nikah 103;
(1429);
Nikah 11;
(1098);
Et'ime 1;
(3736;
3737;
3738;
3739);
3958-

Ebu Davud'un diğer bir rivayetinde: "Kim davet edildiği halde icabet etmezse, Allah ve Resulüne isyan etmiş olur. Kim de, davetsiz olarak bir sofrada oturursa hırsız olarak girer. 

Yağmacı olarak çıkar denilmiştir.
Nikah 71;
74;
Nikah 103;
(1429);
Nikah 11;
(1098);
Et'ime 1;
(3736;
3737;
3738;
3739);
3959-

Humeyd İbnu Abdirrahman el-Hımyeri'nin ashabından bir kimseden naklettiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurmuşlardır: "İki kişi birden davet ederse kapı itibariyle hangisi yakınsa ona icabet et. Çünkü kapısı daha yakın olan komşulukta daha yakındır. 

Bunlardan biri önce davet etmiş ise, önce davranana icabet et!"
Et'ime 9;
(3756);
3960-

Ensar'dan Ebu Şuayb adında bir zat vardı. Bunun et satışı yapan bir kölesi vardı. 

(Bir gün) Resulullah (sav)'ı gördü ve yüzünden acıkmış olduğunu anladı. Kölesine: "Bize beş kişilik yemek hazırla! Ben Resulullah (sav)'ı da beşin beşincisi olarak davet etmek istiyorum!" dedi. Gerçekten de Resulullah (sav)'ı beşin beşincisi olarak davet etti. Onları bir kişi daha takib etti. Kapıya geldiklerinde Resulullah (sav) (ev sahibine): "Bize bu da uydu, istersen ona da izin ver, istersen dönsün" buyurdular. Adam: "Ey Allah'ın Resulü, ona da izin veriyorum!" dedi.
Et'ime 57;
34;
Büyu 21;
Mezalim 14;
Eşribe 138;
(2036);
Nikah 12;
(1099);
3961-

Resulullah (sav)'ın İranlı bir komşusu vardı, güzel et yemeği yapardı. (Bir gün) Resulullah (aleyhissalatu vesselam) için yemek hazırladı. 

Sonra davet etmeye geldi. Resulullah (sav) Aişe'yi göstererek: "Şunun için de davet var mı?" diye sordu. Adam: "Hayır!" deyince, Aleyhissalatu vesselam da: "Hayır, (davetinizi kabul etmiyorum)!" cevabını verdi. Adam dönüp, davetini tekrarladı. Resulullah da: "Ya şu?" diye Hz. Aişe için de izin istedi. Adam: "Hayır" dedi. Resulullah da: "Hayır!" cevabını verdi. Sonra adam tekrar davet etmeye geldi. Resulullah da: "Ya şu?" diye ısrar etti. Adam bu sefer: "Evet (O da davetli!)" dedi. (Resulullah ve Hz. Aişe) ikisi birlikte kalkıp birbirleriyle şakalaşarak davet sahibinin evine geldiler.
Eşribe 139;
(2037);
Talak 23;
(6;
158);
3962-

Resulullah (sav) Abdurrahman İbnu Avf radıyallahu anh'ın elbisesinde bir sarılık görmüş idi. "Hayrola, bu da ne?" diye sordu. Abdurrahman: "Bir kadınla, bir nevat ağırlığında mehir ödeyerek, evlendim!" açıklamasını yaptı. Aleyhissalatu vesselam: "Allah (evliliği) sana mübarek etsin, ancak bir koyunla da olsa bir ziyafet ver!" buyurdular.

Nikah 68;
69;
Nikah 87;
(1428);
Et'ime 2;
(3743);
Nikah 10;
(1094);
Nikah 67;
Nikah 47);
3963-

Resulullah (sav) Zeyneb Bintu Cahş'ın düğününde verdiği ziyafeti, diğer zevcelerinin hiç birinin düğününde vermemiştir. Bu düğünde bir koyun kesti. [Bir rivayette şöyle der: "(Zeyneb'in düğününe gelenlere doyarak sofrayı) terketmelerine kadar ekmek ve et yedirdi"]

Nikah 68;
69;
Nikah 87;
(1428);
Et'ime 2;
(3743);
3964-

Safiyye Bintu Huyeyy'in nikahında Resulullah (sav) sevik ve hurma ile ziyafet verdi.

Et'ime 2;
(3744);
Nikah 10;
(1095);
3965-

Resulullah (sav), hanımlarından birinin düğününde iki müdd miktarında arpa(dan yapılan yemek) ile ziyafet verdi.

Nikah 70;
3966-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Düğün yemeği, düğünün birinci günü haktır, ikinci günü sünnettir, üçüncü günü desinler içindir. Kim desinler için iş yaparsa Allah da ona göre muamele yapar.

Nikah 10;
(1097);
3967-

Resulullah (sav) diyordu ki: "En şerli yemek, sadece zenginlerin çağrılıp fakirlerin çağırılmadığı yemektir. Kim de davete icabet etmez, yemeğe gelmezse, Allah ve Resulüne asi olmuştur." (Bir diğer rivayette "(Yemeğin kötüsü) gelene verilmeyen, ona gelmeyeceklerin davet edildiği yemektir" denilmiştir)

Nikah 72;
Nikah 107-110;
(1432);
Nikah 50;
(2;
546);
Et'ime 1;
(3742);
3968-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her çocuk, akika kurbanı ile rehinelenmiştir. Bu kurban, (doğumunun) yedinci günü, onun adına kesilir. (O gün) saçı da traş edilir ve çocuğa isim de verilir."

Edahi 21;
(2837;
2838);
Edahi 23;
(1572);
Akika 5;
(7;
166);
3969-

Zeyd İbnu Eşlem, Beni Eşlem'den bir adamdan, o da sahabi olan babası (ra)'ndan naklediyor. "Resulullah (sav)'a akikadan sorulmuştu. Şu cevabı verdiler: "Ben ukuku (isyanı) sevmem!" Böyle demekle, sanki akika ismini kullanmaktan hoşlanmadığını ifade etmişti. Şunu ilave ettiler: "Kimin bir evladı olur da, ona bedel kurban kesmek isterse, bunu yapsın."

Akika 1;
(2;
500);
3970-

Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim: "Oğlan çocuğu için birbirine denk iki kurban, kız çocuğu için bir kurban kesmek gerekir. (Kurbanlığın) erkek veya dişi olması farketmez."

Edahi 21;
(2834;
2835;
2836);
Edahi 17;
(1516);
Akika 3;
(7;
165);
3971-

İbnu Ömer (ra)'e ehlinden her kim bir akika istemiş ise, ona mutlaka bir akika vermiştir. Kız ve erkek, her çocuğu için birer koyun kurban ederdi. Urve İbnu'z-Zübeyr merhum da böyle yapardı. (İmam Malik der ki: "Bana ulaştığına göre, Ali İbnu Ebî Talib (ra)'de böyle yaparmış.")

Akika 4;
(2;
501);
3972-

Resulullah (sav), torunları Hz. Hasan ve Hz.Hüseyin için, akika olarak birer koyun kurban etti." Hadisin Nesai'deki vechinde: "...ikişer koyun kurban etti" denmiştir.

Edahi 21;
(2841);
Akika 4;
(7;
166);
3973-

Resulullah (sav), Hz. Hasan (ra) için akika olarak bir koyun kurban etti ve: "Ey Fatıma!" dedi, "Çocuğun başını tıraş ettir ve saçının ağırlığınca gümüş tasadduk et!" Bu emir üzerine saçı tarttık, ağırlığı bir dirhem veya buna yakın bir şeydi.

Edahi 20;
(1519);
3974-

Cafer İbnu Muhammed babasından o da Hz. Fatıma (ra)'dan rivayet ettiğine göre, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in, Zeyneb'in, Ümmü Külsüm (ra)'ün saçlarını tarttı. Bunların ağırlığınca gümüş tasadduk etti.

Akika 2;
(2;
501);
3975-

Bir adam sordu: "Ey Allah'ın Resulü! Biz, cahiliye devrinde, Receb ayında atire kurbanı kesiyorduk. Şimdi ne yapmamızı emir buyurursunuz?" Resulullah şu cevabı verdi: "Hangi ayda olursa olsun, Allah için kesin ve Allah için hayır hasenatta bulunun, Allah için yedirip içirin." Yine sordular: "Cahiliye devrinde Fere' kurbanı kesiyorduk, şimdi ne yapmamızı emrederdiniz?" Resulullah (sav) dedi ki: "Kırda otlayan her bir sürü için bir fere' kurbanı vardır. Bu o yıl doğan ve hacılara yük taşıyarak güce gelinceye kadar diğerleriyle birlikte beslediğin bir hayvandır. O safhaya gelince kesip etini yolculara tasadduk edersin." Ebu Kılabe'ye dendi ki: "Bir fere' kurbanı gerektiren sürü ne miktar olmalıdır?" Yüz (baş hayvan)" diye cevap verdi.

Edahi 20;
(2830);
Fere' 7-8;
(7;
169;
171);
3976-

Haris İbnu Amr, Resulullah (sav)'a atire ve fere' kurbanları hakkında sormuş, Resulullah da kendisine: "Dileyen atire kurbanı kessin, dileyen de kesmesin; dileyen fere' kurbanı kessin dileyen de kesmesin. Davarın bir kurban hakkı vardır!" diye cevap vermiş, parmaklarının hepsini kapayıp sadece birini yummayarak onu göstermiştir.

Fere' 1;
(7;
168;
169);
3977-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "İslam'da fere' kurbanı da yok, atire kurbanı da yok."

Akika 4;
Edahi 32;
(1976);
Edahi 20;
(2831;
2832);
Edahi 15 (1512);
Fere' 1;
(7;
167);