Gadab (Öfke) Hakkında ile İlgili Hadisler

- Kütüb-i Sitte Hadisleri
Kitaplar
Tümü
Konu Başlıkları
Gadab (Öfke) Hakkında
Gadab (Öfke) Hakkında Hadisleri
4311-

Resulullah (sav) (bir gün): "Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?" diye sordu. 

Ashab (ra): "Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!" dediler. Resulullah (sav): "Hayır," dedi, "gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir."
Birr 106;
(2608);
Edeb 3;
(4779);
4312-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kuvvetli kimse, (güreşte hasmını yenen) pehlivan değildir. Hakiki kuvvetli, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir. 

"
Edeb 76;
Birr 107;
(2760);
Hüsnü'l-halk 12;
(2;
906);
4313-

Urve İbnu Muhammed es'Sadi'nin yanına girdik. Bir zat kendisine konuştu ve Urve'yi kızdırdı. 

Urve kalkıp abdest aldı ve: "Babam, dedem Atiye (ra)'den anlatır ki, o, Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini nakletmiştir: "Öfke şeytandandır, şetyan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın."
Edeb 4;
(4784);
4314-

Resulullah (sav) bize buyurmuştu ki: "Biriniz ayakta iken öfkelenirse hemen otursun. Öfkesi geçerse ne ala, geçmezse yatsın. 

"
Edeb 4;
(4782 );
4315-

İki kişi Resulullah (sav)'ın huzurunda küfürleştiler. (Öyle ki) birinin yüzünde (diğerine karşı) öfkesi gözüküyordu. 

Resulullah (sav): "Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinden zuhur eden öfke giderdi; Euzu billahi mineşşeytanirracim!" buyurdular.
Da'avat 53;
(3448);
Edeb 4;
(4780);
4316-

Bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Bana kısa bir nasihatta bulun, uzun yapma! Ta ki nasihatini unutmayayım" demişti. [ve birkaç kere tekrar etmişti], Aleyhissalatu vesselam (bir kelimeyle): "Öfkelenme!" cevabını verdi.

Edeb 76;
Birr 73 (2021);
Hüsnü'l-Hulk 11;
(2;
906);
4317-

Sehl İbnu Mu'az İbni Enes el-Cüheni, babası (ra)'ndan naklediyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Öfkesinin gereğini yerine getirebilecek güçte olduğu halde öfkesini tutan kimseyi, Allah Teala Hazretleri, Kıyamet günü, mahlukatın başları üstüne davet eder; ta ki, (onlardan önce) dilediği huriyi kendine seçsin."

Birr 74;
(2022);
Edeb 3;
(4777);
4318-

Uyeyne İbnu Hısn (Medine'ye) gelince, kardeşinin oğlu Hürr İbnu Kays'ın yanına indi. Hürr İbnu Kays ise Hz. Ömer'in yakınlarındandı. Onun meclisinde yaşlı veya genç bir kısım kurra ve fakihler müşavere heyeti olarak bulunurdu. Üyeyne İbnu Hısn: "Ey kardeşimin oğlu! Emirül-mü'mininin yanına girmem için izin taleb et!" dedi. O da izin istedi. Ancak yanına girince: "Yeter artık! Ey İbnu'l-Hattab sen bize bol vermediğin gibi, aramızda adaletle de hükmetmiyorsun!" dedi. Hz. Ömer (ra) pek öfkelendi. Neredeyse dövmek için üzerine yürüyecekti ki, Hürr (ra) atılıp: "Ey emrel-mü'minin, Allah Teala Hazretleri Resulüne: "Affa esas tut, masrufu emret ve cahillerden de yüz çevir." (A'raf, 199) emretmiştir. Bu adam da cahillerden biridir" dedi. Vallahi, Hürr ayeti okuyunca Hz. Ömer olduğu yerde kalıp hiçbir şey yapmadı. Hz. Ömer Kitabullah'ın yanında hemen durur, onu koyup geçmezdi (ra).

İ'tisam 2;
Tefsir;
A'raf 5;