Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şu üç şeyde armağan vardır: Deve yarışı veya at yarışı veya ok yarışı.
"Resulullah (sav) atı antremana tabi tutar, (sonra da) onunla yarışa katılırdı.
Resulullah (sav) atlar arasında yarışma yaptırdı. Hedefte, beş yaşına basanları tafdil etti.
Resullullah (sav), antrenmanlı atı el-Hafya'dan Seniyyetul-Veda'ya kadar koşturdu. Antrenmanlı olmayanı da Seniyyetü'l-Veda'dan Bern Zürayk Mescidi'ne kadar koşturdu.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, iki at arasına, geçeceğinden emin olunmayan bir üçüncü at dahil ederse, bu kumar olmaz. Kim de geçeceğinden emin olunan atı dahil ederse bu kumar olur.
"Resulullah (sav)'ın Adba adında bir devesi vardı. Bu bütün yarışları kazanırdı. Bir gün binek devesi üzerinde bir bedevi geldi ve yarışta Adba'yı geçti. Bu durum Ashab'ın ağrına gitti. Resulullah (sav), üzüntülerini yüzlerinden okuyunca şu açıklamayı yaptı: "Yeryüzünde, yükselttiği herşeyi arkadan alçaltmak Allah üzerine bir haktır."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah tek bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete koyar: 1-Onu yapan; yeter ki bunu hayır maksadıyla yapsın. 2-Atan. 3-Atana ulaştıran."
Bir rivayette ise şöyle buyurulmuştur: "Allah tek bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete koyar: Yapan, yeterki hayır maksadıyla yapsın, atan) ve oku atana veren (münebbil). Atın, binin. Sizin (ok) atmanızı, ben binmenizde daha çok seviyorum. Her eğlence batıldır. Eğlenceleriniz içinde sadece şu üç şey (mubahtır), övgüye değer: Kişinin atını te'dib etmesi, hanımıyla mulatafede bulunması, yayla ok atıp, atılan okları toplaması. Bunlar Hakk'tandır. Kim öğrendikten sonra atışı, nefretle terkederse bilsin ki, bir nimeti terketmiştir -veya şöyle dedi-: "Bu nimete karşı nankörlük etmiştir."