AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Yabancı Sermayeye 50 Yıl Aradan Sonra Yeni Kanun

Globalleşmenin heyheyli günleri geride kaldı. 1997'de patlak veren Asya krizinden beridir, gerek ticaret, gerekse sermaye hareketleri, uluslararası platformda son yirmi yıldır yaşadığı geniş çaplı büyüme ve entegrasyondan, belirsiz ve her an yön değiştirebilen dengesiz ve istikrarsız bir yapıya dönüştü. Bunda 80 sonrası tüm dünya ekonomisinde yaşanan hızlı dışa açılmanın verdiği heyecanın yavaş yavaş durulmasının önemli bir etkisi var şüphesiz. Ancak daha da önemlisi, yeni bin yıla girerken artık iyice hissetmeye başladığımız yeni bir dalganın, sanayileşme çağının ürünü eski siyasi ve iktisadi yapıları zorlamasıyla yerel ve uluslararası çapta istikrarı baltalayan ciddi boyutlu krizlerden söz etmek gerekiyor.

Tüm yeryüzünü etkisi altına alan bilgi işlem ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, ticaretten finansal işlemlere, pazarlama tekniklerinden tüketim kalıplarına, üretim tarzından şirket yapılarına kadar pek çok sahada yeni yaklaşımları benimsememize sebep oluyor. Bu yeni "iş tutuş tarzımız", tabiatıyla sadece sosyal ve kültürel yapımızı etkilemekle kalmıyor, artık geride bıraktığımız bir dünyaya ait ve bugünün meselelerine çözüm üretemeyen siyasi yapıları da hayli sarsıyor. Geçmişten kalma yapılarımız çözüm üretemediği gibi, değişime de ayak diretiyor. Neticede yarını göremediğimiz böyle bir ortamda en büyük darbeyi, uluslararası iktisadi ve siyasi ilişkiler alıyor.

OECD'nin bu ay içinde neşrettiği Doğrudan Yabancı Yatırımlarda Trendler ve Son Gelişmeler Raporunda 2001'de oldukça gerileyen OECD ülkelerine yönelik yabancı doğrudan yatırımlar, 2002'de de % 20 oranında azalmış gözüküyor. 2003'e ait ilk veriler de düşüş seyrinin devam ettiğini göstermekte. OECD ekonomilerine doğrudan yabancı yatırımlar, 2002 yılında 490 milyar dolar seviyesinde kalmış. 2001'de 615 milyar dolar olan bu rakam, 2000'dekinin üçte biri seviyesinde. Rapor, doğrudan yabancı yatırımlardaki bu gerilemeyi global ekonomideki iktisadi gerileme, zayıf borsalar, uluslararası güvenlik ve terör gibi konulardaki belirsizlikler ve bir zamanların büyüme şampiyonu, telekomünikasyon gibi sektörlerin ağır mali yüklerinin olmasına bağlamış. İktisatçılara biraz tarih ve sosyoloji formasyonu vermeli. Her şeyi konjonktürel ve gündelik gerekçelerle açıklamaya bayılıyorlar. Bu sebeple, alttaki uzun dönemli dönüşümleri yakalayamıyorlar. OECD ülkelerine yönelik yabancı sermaye akışındaki düşüşün, özellikle Irak krizinin baş aktörü iki işgalci ülke olan ABD ve İngiltere'de yoğunluk kazanmış olması da ayrı bir ilginç nokta.

Öte yandan OECD ülkelerinden dışarıya doğrudan yabancı yatırım akışı, daha küçük çaplı bir düşüş göstermiş. 2002 yılında OECD ülkelerinden net doğrudan yabancı sermaye çıkışı olmuş bu sebeple. Bu pastandan en büyük payı, 53 milyar dolarlık yabancı yatırımla Çin alıyor. Bu rakam, Türkiye için zirve yaptığı 2001 yılında 3,3 milyar dolarda kalmış, 2002'de ise 590 milyon dolar seviyesine gerilemişti.

Bu durum, Türkiye'deki garip yabancı sermaye fetişizmi ile birleşince ortaya ilginç bir manzara çıkıyor. Milli ekonomi seslerinin tavan yaptığı ve gavurun parasına şüpheyle bakıldığı dönemlerde dahi yabancı sermayeyi ülkeye çekmek için kırk takla atılmış, ancak uygulama genellikle bu yönde sarf edilen sözlerin hayli gerisinde kalmış. Düşünün, yabancı sermayenin ülke ekonomisinin lokomotifi olduğu bir ülkede yabancı sermaye, daha düne kadar 1954'te hazırlanmış olan bir kanuna tabi idi. Zamanla, bu kanun yetmediği için, destekleme adına bir yığın ek mevzuat, kanun hükmünde kararname ve sair çıkarılmış, teferruat ve bürokrasi bu sebeple artmış, neticede destek adı altında yapılan tüm girişimler, köstek olmuştur.

Türkiye, nihayet elli yıl aradan sonra 17 Haziran'da Resmi Gazete'de yayınlanan bir yazıyla yeni bir doğrudan yabancı sermaye kanununa sahip oldu. Tabii iş burada bitmiyor. Bu kanun gelenlerin yaşadıkları sıkıntıları azaltacak, ancak daralan dünya ekonomisinde uluslararası sermayeden daha fazla pay alabilmek için artık çok daha fazla çalışmamız gerekecek.


24 Haziran 2003
Salı
 
MELİKŞAH UTKU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED