AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Milli takım yenileniyor

Şenol Güneş Milli Takım'ı ağır ama emin adımlarla yeniliyor, gençleştiriyor, takviye ediyor. Gelecekte bu takımın omurgasında yer alacak isimler bir bir kendilerini gösteriyorlar.

Bu operasyon ne sessiz ve derinden gidilerek, ne de açıktan atama yapılarak vuku buluyor. Görerek, deneyerek, spor kamuoyunun, otoritelerin ve nihayet bütün milletin görüşüne başvurularak gerçekleşiyor.

Bir uzun zamandan beri federasyona, Haluk Ulusoy'a ve Şenol Güneş'e insafsızca saldıranlar bu müsbet operasyonu dut yemiş bülbül gibi seyrediyorlar.

Ne diyecekler yani?

Gökdeniz'i oynatma yaramaz; Selçuk orada oynayamaz, Tuncay'a ne lüzum var, İbrahim Toraman henüz toy, Servet ağır vb. gibi garip sözler mi sarfedecekler.

Güneş balçıkla sıvanmıyor.

Şenol Güneş emektar Milli Takım oyuncularının yerini tutacak futbolcuları bir incitme ve rencide etme yanlışlığına düşmeden deniyor, tecrübe kazanmalarına çalışıyor ve biz bu operasyonu yüzde doksan haklı bularak destekliyoruz.

Bir kişi hariç.

Tahmin ettiniz değil mi?

O da Rüştü'nün görünürde alternatifinin olmadığıdır. Bu gün için Rüştü'nün klasında kalecimiz yok ama gelecek mutlaka olacaktır.

Bülent, Alpay ve Fatih miadını doldurmak üzere. Tugay ve Hakan'ı bunlara ilave ediniz. Bir de Rüştü, etti altı. Demek ki takımın en azından yarısı yenilenecek. Hakan gibi bir santrafor bulabilecek miyiz? Zor görünüyor. Emre ve Okan daha uzun süre oynar. Yıldıray-İbrahim ha kezâ.

Ama Sergen! Orası meçhul.

Neyse ki Nihat var. Ama Bursa'lı Okan beni tatmin etmiyor. ABD maçında en az iki pozisyonda pas vermesi gerekirken hiç umut olmayan kapalı köşeye şut atması hem bencilliğinin had safhada olduğunu gösterdi, hem de henüz pas verecek olgunluğa ulaşmadığını. Bu pozisyonlar yaşanırken, kenarda Şenol Güneş yerinde Fatih Terim olsa idi Okan'ı derhal oyundan alır, bu da ona unutulmaz bir ders olurdu.

Demek ki Şenol Güneş daha hoşgörülü. Hoşgörü ile disiplinin arasındaki kırmızı çizginin kullanımı hocalığın en kritik noktasıdır.

Hani Mercedes araba için derler ya: "ölüsü yeter" diye. Aslında ben o fikirde de değilim. İngilizlere kök söktüren Slovakya ile Makedonya da küçümsenecek takımlar değildi. Bu görüş o kadar kabul gördü ki ağızlara sakız oldu: Artık büyük-küçük yok; Asya-Afrika yok. Çıkarsın topunu oynarsın. Notu memlekete vermiyorlar, oynanan futbola veriyorlar. Parola bu; işareti zaten tabelada okunuyor, merak etmeyin.


24 Haziran 2003
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED