AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Özgürlük yasak. Savaş suçu, katliam ve soykırım serbest!

Amerika'nın imparatorluk savaşı, birçok ülkeyi işgal tehdidiyle yüz yüze bırakıp yeryüzünün bütün ekonomik kaynaklarına el koyma şeklinde kaba bir sömürgecilik dönemini başlatırken, en büyük darbeyi özgürlüklere vurdu. "Yeni Amerikan Yüzyılı" paranoyası bütün dünyada özgürlük alanlarını müthiş biçimde daraltıp insani değerleri yerle bir ederken, "devlet terörü" yeni uluslararası ilişkiler sürecinin temel unsurlarından biri haline getirdi. Teröre karşı savaş kamuflajı altında yürütülen imparatorluk mücadelesi, "terörün kaynağı" haline geldi ve devlet terörü belirli ülkelere özgü yöntem olmaktan çıkıp ilk kez evrenselleşti.

Amerika'da ve Avrupa'da iç güvenlik yasaları genişletilip özgürlükler sınırlanırken yeni "anti-terör" ve "vatandaşlık" yasaları bireysel özgürlüklere yıllarca telafi edilemeyecek ölçüde darbe vurdu. İstismar edilen terör kavramı, küresel düzeyde öyle bir salgın hastalığa dönüştü ki, bu arada kaybedilen insani değerleri ve özgürlükleri gündeme getirmek imkansız hale geldi. "Özgürlük ve refah arayışları" yerini her şeyin "güvenlik" ekseninde ele alındığı ve "bütün çözümlerin askeri olduğu" bir kaotik sürece bıraktı.

Terör ve hukuksuzluk çağı

Afganistan ve Irak işgalleri, yeryüzünü bir örümcek ağı gibi saran Amerikan askeri üsleri, kaynaklar üzerindeki hakimiyet savaşı, bölgesel bloklaşmalar ve yeni işgal hazırlıkları gibi kaba sömürgeci tavırların ötesinde, küresel savaşın bir başka boyutu olan özgürlüklere yönelik saldırılar ne yazık ki, gündemimizde fazla yer almıyor. Oysa, bugün temelleri atılan yeni iç güvenlik ve istihbarat örgütlenmeleri önümüzdeki on yıllarda çok büyük değişiklikler öngörüyor.

"Özgürlük" ve "demokrasi" gibi kavramların yeniden tanımlanması, bireysel özgürlüğün sınırlarının yeniden çizilmesi, özel hayatın dokunulmazlığının ortadan kaldırılması gibi temel değişikliklerin yanısıra, insanlık onuruna ağır darbeler vuran ve vuracak olan "savaş hukuku", insanlığa karşı işlenen suçlar, "katliam" ve "soykırım" gibi ağır cürümlere yönelik koruma kalkanları ortadan kaldırılıyor, bu suçlar doğrudan devlet eliyle teşvik edilir hale geliyor. "Devlet"in ve "küresel sistem"in en etkin "kontrol mekanizması" haline gelen bu tür cinayetlerin "yasal statü"ye kavuşturulması ise insanlık adına belki de en korkunç olanı. Amerika'nın öncülük ettiği "küresel terör ve hukuksuzluk çağı", Amerika'nın iç ve dış güvenlik doktrininin temel unsuru olmaktan çıkıp, 21. yüzyılın evrensel yöntemleri haline geliyor.

İç güvenlik yasalarında yapılan değişikliklerin yanında, en yalın haliyle Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) kuruluşu sırasında kendini gösteren bu tehlikeli süreç, Afganistan ve Irak işgallerindeki savaş suçları ve Belçika yasalarında varolan ve soykırım/katliam gibi suçlara karışanları yargılama yetkisi veren maddeye karşı ABD, İngiltere ve İsrail'in başlattığı savaşla insanlık adına yüz kızartıcı bir hal aldı.

UCM ve ölüm konvoyu

Kuruluş sözleşmesini doksan ülkenin imzaladığı UCM'ye savaş açan Amerika, işi, kendi asker ve sivillerinin bu mahkemede yargılanmasının yolunu açacak ülkelere karşı "askeri yaptırım" uygulamaya kadar vardırdı. Bu amaçla birçok ülkeyle ikili anlaşmalar imzaladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden ABD askerlerinin bu mahkemeden muaf tutulması için 12 ay süreli karar çıkartmayı başardı. Haziran ayı içinde bu süre bir yıl daha uzatıldı. Savaş hukuku, soykırım ve katliam gibi insanlığa karşı işlenen cürümlere BM eliyle koruma sağlanmasının utancı bir tarafa, ABD, eğer bu muafiyet tanınmazsa BM barış gücü operasyonlarından çekilme tehdidinde bulundu. UCM'yi tanımayan, bir çok ülkeyle muafiyet anlaşması imzalayan ve BM'den karar çıkaran ABD'nin askerleri, artık katliam veya soykırım yapabilir. Hiçbir güç Amerika'yı veya bu suçlara katılan Amerikan askerlerini yargılayamaz.

Afganistan işgali sırasında konteynerların içinde Kunduz'dan Mezar-ı Şerif'e getirilen ancak yarısından çoğu, yeni yaklaşık üç bin beş yüz esir bizzat ABD ve İngiliz askerlerin gözetiminde katledilip toplu mezarlara gömüldü. Dışarıdan yaylım ateşine tutulan araçların içindeki esirlerin kanları kurşun deliklerinden sızıyordu. Şibirgan cezaevindeki esirler, geceleri çöle götürülüp kurşuna diziliyor, üzerlerine asit dökülüyor, döverek öldürülüyor, kemikleri kırılıyordu. Bu cinayetleri kimse soruşturamadı. BM bile soruşturmadı. Soruşturma çabaları hep engellendi. Kunduz-Mezar'ı Şerif hattında işlenen katliam ve Mezar'ı Şerif çevresindeki toplu mezarlarla ilgili hiç bir Amerikan askeri yargılanamayacak. Haklarında soruşturma bile açılamayacak. UCM, bu katliamlarla ilgili hiçbir şey yapamayacak.

Belçika neden boyun eğdi?

Amerika'nın yeni terör çağına ilişkin bir başka örnek bugünlerde ABD, İsrail ve İngiltere ile Belçika arasında yaşanıyor. Sabra ve Şatilla katliamının sanıklarından İsrail Başbakanı Ariel Şaron ve bazı İsrailli generallere karşı savaş suçu isnadıyla dava açılmasına imkan veren Belçika'daki söz konusu yasa değiştirilecek. Irak işgali nedeniyle Iraklılar tarafından ABD Genelkurmay Başkanı Richard Myers ve işgal komutanı Tommy Franks hakkında dava açılması ABD Başkanı George Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair hakkında da dava açılması talebi, Belçika'ya yönelik İsrail baskılarına ABD ve İngiltere'nin baskılarının da eklenmesine neden oldu. İsrailli generallerin Avrupa'ya gitmesini imkansız kılan söz konusu yasa, yoğun baskılar nedeniyle değiştirilecek. Amerika ile Belçika arasında askeri ve Brüksel'deki NATO üssünün bir başka ülkeye taşınması tehditlerine kadar varan tartışmada Belçika ABD, İsrail ve İngiltere'ye boyun eğdi. Değişiklikle, Belçika mahkemelerine açılan davada, kurbanın ya da zanlının Belçika vatandaşı olması ya da bu ülkede oturması gibi sınırlamalara gidilecek. Böylece, Bush, Blair, Şaron'un yargılanmasının önü kapatılacak.

Bu örneklere Guantanamo trajedisi de eklenmeli. Guantanamo, Amerika'nın yeni küresel sistem projesinin en tipik örneği olarak yıllarca tartışılacak ve biz de bu tartışmayı devam ettireceğiz.


24 Haziran 2003
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED