Tirmizi Cennet Ve Cehennem Hadisleri

- Sünen-i Tirmizi
Kitaplar
Tirmizi
Konu Başlıkları
Cennet Ve Cehennem
Cennet Ve Cehennem Hadisleri
5097-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri ferman etti ki: "Ben Azimu'ş-Şan, salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insanın hayal ve hatırından hiç geçmeyen nimetler hazırladım." Ebu Hureyre ilaveten dedi ki: "Dilerseniz şu ayet-i kerimeyi okuyun, (Mealen): "Yaptıklarına karşılık Allah katında onlar için göz aydınlığı olacak ne mükafaatların saklandığını kimse bilemez" (Secde 17). 

Bed'ül-Halk 8;
Tefsir Secde 1;
Tevhid 35;
Cennet 2;
(2824);
Tefsir;
(3195);
5099-

"Ey Allah'ın Resulü!" dedim, "insanlar neden yaratıldı? 

" "Sudan!" buyurdular. "Ya cennet?" dedim, "o neden inşa edildi?" "Gümüş tuğladan ve altın tuğladan! Harcı da kokulu misk. Cennetin çakılları inci ve yakuttan, toprağı da za'ferandır. Ona giren nimete mazhar olur, eziyet görmez, ebediyet kazanır, ölümle karşılaşmaz. Elbisesi eskimez, gençliği kaybolmaz." Aleyhissalatu vesselam sözlerine şöyle devam buyurdular: "Üç kişi vardır duaları reddedilmez (mutlaka kabul edilir): Adil imam (devlet başkanı), iftarını yaptığı zaman oruçlu, zulme uğrayanın duası. Allah, (mazlumun) duasını bulutların fevkine çıkarır ve onlara sema kapıları açılır ve Allah Teala hazretleri: "İzzetime yemin olsun! Vakti uzasa da, duanı mutlaka kabul edeceğim!" buyurur."
Cennet 2;
(2528);
5100-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Gümüşten iki cennet vardır. Kapları ve içinde bulunan diğer şeyleri de gümüştendir. 

Altından iki cennet vardır, kapları ve içlerinde bulunan diğer eşyaları da hep altındandır. Adn cennetinde, cennetliklerle Rablerini görmeleri arasında Allah'ın veçhindeki ridau'l-kibriyadan (büyüklük perdesinden) başka bir şey yoktur."
Tefsir;
Rahman 1;
2;
Bedu'l-Halk 8;
Tevhid 24;
İman 180;
(296);
Cennet 3;
(2530);
5101-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette, mü'min için, içi boş tek bir inciden bir çadır vardır. -Bir rivayette- genişliği altmış mildir. 

Her köşesinde bir refikası bulunur, hiçbiri diğerini görmez, mü'min bunların herbirini dolaşır."
Bed'ü'l-Halk 8;
Tefsir;
Rahman 1;
2;
Tevhid 24;
Cennet 23;
(2838);
Cennet 3;
(2530);
5102-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette yüz derece vardır. Her iki derece arasında yüz yıl(lık yürüme mesafesi) vardır. 

"
Cennet 4;
(2531);
5103-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette yüz derece vardır. Her bir derecenin diğer derece ile arası, sema ile arz arası kadar geniştir. Firdevs bunların en yukarıda olanıdır. Cennetin dört nehri buradan çıkar. Bunun üstünde Arş vardır. Allah'tan cennet istediğiniz vakit Firdevs'i isteyin."

Cennet 4;
(2533);
5104-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette yüz derece vardır. Bütün alemler bunlardan birinin içinde toplansalar, hepsini de kuşatır, istiab eder."

Cennet 4;
(2534);
5105-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüz yıl gölgesinde yürüse onu katedemez. İstersiniz şu ayeti okuyun: "Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar" (Vakıa 30-31)."

Tefsir;
Vakıa;
(3289);
Cennet 1;
(2528);
5106-

Cennette hiçbir ağaç yoktur ki gövdesi, altından olmasın.

Cennet 1;
(2527);
5107-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette, yay kadar bir yer, güneşin üzerine doğduğu veya battığı şeyden (dünyadan) daha hayırlıdır." [Tirmizi, Hz. Enes'ten şu ziyadede bulunmuştur: "Sizden birinizin yayı kadar veya kamçısı kadar cennetteki bir yer, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Cennet ehlinden bir kadın, arz ehline görünecek olsa, dünya ve içindekileri aydınlatır, arzla sema arasını güzel koku ile doldururdu, onun başörtüsü dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır."]

Bed'ül-Halk 8;
Tefsir;
Vakı'a 1;
Cennet 6;
(2826);
Cennet 1;
(2525);
5108-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette olan şeyden bir tırnağın azalttığı miktar, semavat ve dünya arasında dört ciheti de tezyin etmiş olarak görünürdü. Eğer cennet ehlinden bir adam dünya ehline zuhur etse ve bilezikleri görünse o(nun şavkı) güneşin ziyasını bastırırdı, tıpkı güneşin, yıldızların ziyasını bastırması gibi."

Cennet 7;
(2541);
5110-

Bir adam Resulullah (sav)'a: "Cennette at var mı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah Teala hazretleri seni cennete koyduğu takdirde, kızıl yakuttan bir at üzerinde orada dolaşmak isteyecek olsan, o seni istediğin her yere uçuracaktır" buyurdular. Bunun üzerine diğer biri de: "Cennette deve var mı?" diye sordu. Ama buna Aleyhissalatu vesselam öncekine söylediği gibi söylemedi. Şöyle buyurdular: "Eğer Allah seni cennete koyarsa, orada canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey bulunacaktır."

Cennet 11;
(2546);
5111-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette siyah gözlülerin (hurilerin) toplanma yerleri vardır. Orada, benzerini mahlukatın hiç işitmediği güzel bir sesle şarkı okurlar ve şöyle söylerler: "Bizler ebedileriz, hiç ölmeyiz! Bizler nimetlere mazharız, fakr bilmeyiz! Rabbimizdan razıyız, mükedder olmayız! Kendisinin olduğumuz beylerimize ne mutlu!"

Cennet 24;
(2567);
5113-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette bir çarşı vardır. Ancak orada ne alış, ne de satış vardır. Sadece erkek ve kadın suretleri vardır. Erkek bunlardan bir suret arzu ederse o surete girer."

Cennet 15;
(2553);
5114-

Resulullah (sav): "Yaktığınız ateş var ya, bu cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür!" buyurmuşta. (Yanındakiler): "Zaten bu ateş, vallahi (asileri cezalandırmaya ahirette) yeterliydi" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Cehennem ateşi öbürüne altmış dokuz kat üstün kılındı. Her bir kat'ın harareti, bunun mislindedir."

Bed'ü'l-Halk 10;
Cennet 29;
(2843);
Cehennem 1;
(2;
994);
Cehennem 7;
(2592);
5115-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennem ateşi bin yıl yakıldı. Öyle ki kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı, öyle ki beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakıldı. Şimdi o siyah ve karanlıktır." [Metin Tirmizi'ye aittir.]

Cehennem 8;
(2594);
Cehennem 2;
(2;
994);
5116-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennemi kuşatan surun dört (ayrı) duvarı vardır. Her duvarın kalınlığı kırk yıllık yürüme mesafesi kadardır."

Cehenmem 4;
(2587);
5117-

Utbe İbnu Gazvan (ra), Basra'da minberde (hutbe esnasında) dedi ki: "Resulullah (sav) bize şöyle buyurmuşlardı: "Cehennemin kıyısından büyük bir taş bırakıldı. Bu taş yetmiş yıl aşağı doğru düştü de henüz dibe ulaşmadı." (Utbe İbnu Gazvan, devamla) der ki: "Hz. Ömer (ra): "Ateşi çok zikredip hatırlayın. Zira onun harareti pek şiddetlidir; derinliği çok fazladır, çengelleri demirdendir" buyurdu."

Cehennem 2;
(2578);
5118-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Veyl, cehennemde bir vadidir. Kafir orada, kırk yıl batar da dibine ulaşamaz."

Tefsir;
Enbiya;
(3164);
5119-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Eğer zakkumdan, dünyaya tek damla damlatılacak olsa, bu dünya ehlinin yiyeceklerini ifsad ederdi. Öyleyse, yiyecek ve içeceği zakkumdan cehennemliğin hali ne olur (anlayın)!"

Cehennem 4;
(2588);
5120-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennem, Rabbine şikayet ederek: "Ey Rabbim! Bir parçam diğer bir parçamı yemektedir" dedi. Bunun üzerine, Allah Teala hazretleri ona, iki nefes almaya izin verdi; Bir nefes kışta, bir nefes de yazda. (Yazdaki nefesi) sizin rastladığınız en şiddetli sıcaktır. (Kıştaki nefesi de) sizin rastladığınız en şiddetli (soğuk olan) zemherirdir."

Bed'u'l-halk 10;
Mescaid 185;
(617);
Cehennem 9 (2595);
5121-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü, ateşten bir parça, boyun şeklinde uzanır. Bunun, gören iki gözü, işiten iki kulağı, konuşan iki dili vardır. Der ki: "Ben üç takım (insanı cezalandırmak) için vazifelendirildim: Allah'la birlikte bir başka ilaha dua eden kimse, bile bile zulmeden cebbar, tasvirciler."

Cehennem 1;
(2577);
5122-

Resulullah (sav) buyurdular ki: Kıyamet günü cehennem, yetmiş bin yuları olduğu halde getirilir. Her yularında, onu çeken yetmiş bin melek vardır."

Cennet 29;
(2842);
Cehennem 1;
(2576);
5123-

İbnu Abbas (ra) bana: "Cehennemin genişliği ne kadardır, biliyor musun?" diye sordu. Ben: "Hayır!" deyince: "Doğru, Allah'a yemin olsun, bilemezsin!" dedi ve ilave etti: "Bana Hz. Aişe (ra) dedi ki: Resulullah (sav)'a: "Kıyamet günü arz toptan O'nun bir kabzasıdır (tam tasarrufundadır). Gökler de O'nun sağ eliyle dürülmüşlerdir" (Zümer 67) ayetinden sormuş ve: "Bu sırada insanlar nerede olurlar [ey Allah'ın Resulü]" demiştim. Aleyhissalatu vesselam: "Cehennem köprüsünde!" cevabını verdi."

Tefsir;
Zümer;
(3242);
5124-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri cenneti yarattığı zaman Cibril aleyhisselam'a: "Git ona bir bak!" buyurdular. O da gidip cennete baktı ve: "[Ey Rabbim!] Senin izzetine yemin olsun, onu işitip de ona girmeyen kalmayacak, herkes ona girecek!" dedi. (Allah Teala hazretleri) cennetin etrafını mekruhlarla çevirdi. Sonra: "Hele git ona bir daha bak!" buyurdu. Cebrail gidip ona bir daha baktı. Sonra da: "Korkarım, ona hiç kimse girmeyecek!" dedi. Cehennemi yaratınca, Cebrail'e: "Git, bir de, şuna bak!" buyurdu. O da gidip ona baktı ve: "İzzetine yemin olsun, işitenlerden kimse ona girmeyecektir!" dedi. Allah Teala hazretleri de onun etrafını şehvetlerle kuşattı. Sonra da: "Git ona bir kere daha bak!" dedi. O da gidip ona baktı. Döndüğü zaman: "İzzetine yemin olsun, tek bir kişi kalmayıp herkesin ona gireceğinden korkuyorum!" dedi."

Sünnet 25;
(4744);
Cennet 21;
(2563);
Eyman 3;
(7;
3);
5126-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennem, içerisine asiler atıldıkça: "Daha var mı?" demekten geri durmaz. Bu hal, Rabbu'l-İzze'nin cehennemin üzerine ayağını koyup, iki yakasını dürüp birleştirmesine kadar devam eder. İşte o zaman cehennem: "Yeter, yeter. İzzet ve keremine yemin olsun yeter!" der. Cennette fazlalık devam eder. Allah, ona mahsus yeni bir halk yaratır ve bunları cennetin fazla kısmına yerleştirir."

Tefsir;
Kaf 1;
Eyman 12;
Tevhid 7;
Cennet 37;
(2848);
Tefsir;
Kaf (3268);
Yerel hava durumu bilgisini ve ezan vakitlerini görmek için tarayıcı ayarlarında konum bilgisine izin vermelisiniz.