Hastalığına yönelik konuşan hemşire Gülşah Bekiroğlu, “Doğuştan vardı, hastalığım mor bebek olarak biliniyor. 2,5 yaşında operasyon geçirdik. Kendim de sağlık çalışanıyım Selçuk Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yoğun bakım hemşiresiyim. Covid geçirdikten sonra tekrar hastalığım nüksetti. Sırt ağrılarım, kalbimdeki ritim bozuklukları, çarpıntım, ani yorulmalarım oldu. Doktorlar ameliyatın açık olacağını, hatta anneliğimi etkileyeceğini, riskli ilaç kullanılacağını, tekrar hemşireliğim için sahaya dönüşümün en az 3 yıl olacağını belirttiler. Bunları kabul etmeyince tekrar doktor arayışına girdim. Mehmet Hoca ile yolumuz kesişti. Ameliyatımı oldum, gayet sağlıklı bir şekilde hiçbir ağrım, sızım, yorulmam olmadan hayatıma devam ediyorum. Ben yoğun bakım hemşiresiyim, istemsiz nöbetlerim, nefes darlığım oluyordu bu da hayat kalitemi etkiliyordu. Nefesim kesilip sürekli uykudan uyanıyordum, pulmoner kapak replasmanı oldum. Ben hiç anne olmamış bir insanım ve en önemli arayışım bu yöndeydi ve Mehmet Hoca hiçbir şekilde böyle bir sorun olmayacağını söyledi. Ben iki kız kardeşim, kardeşin de anneliğin de ne demek olduğunu kız kardeşimde yaşadığımdan benim için çok önemli” dedi.
Gerçekleştirilen tedaviye ilişkin konuşan Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kardiyoloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, “Fallot tetralojisi dediğimiz bir hastalık tanısıyla küçükken ameliyat olan bir hastaydı. Ciddi nefes darlığı, halsizlik ve yorgunlukla geldi. Konjental kalp hastalığı diyoruz buna bu hastalıkları her bin hastadan birinde görebiliyoruz. Fallot tetralojisi dediğimiz hastalık da on binde bir gözüküyor. Kapaktaki darlığın ilerleyen dönemde artmasıyla klinik bulgu verebiliyor. Kasıktan toplardamar yoluyla giriyoruz, kalbi akciğere bağlayan damara bir kapak yerleştiriyoruz. Bu yolla kapaktaki kaçağı ve darlığı kaldırıyoruz. Hem hastaya getireceği riskler hem de cerrahi riskleri çok yüksek olduğu için kapalı yöntemleri son dönemlerde tercih etmeye başladık. Bunlarda da üstün başarı sağlıyoruz. Kendisi gayet rahatladı, semptomları geriledi. Hastamızda ’ben anne olamayacak mıyım’ diye tedirgindi. Bu tedaviyle hastamız büyük bir konfora kavuşmuş oldu. Teratojen etkili maddeler gebelikte sıkıntı olduğu için hastamızda büyük bir tedirginlik oluşturuyordu. Ben kendisine tedaviyi anlatınca gözlerinde ışıklar belirdi, işlem sırasında teratojen etkili ilaç kullanmayacağımızı kasıktan kapalı yöntemle yapacağımızı, kısa sürede ayağa kalkabileceğinden bahsettim. Özellikle anne adaylarında, genç kadın hastalarımızda bu tarz işlemler çok büyük konfor” şeklinde konuştu.
Genç hemşirenin operasyonun yapılmaması halinde birçok olumsuzlukla karşı karşıya kalma durumunun olduğunu anlatan Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, “Kendisi hemşire, 2,5 yaşında ameliyatını olmuş, Konya’da çalışıyor oradan İstanbul’a kadar gelmiş. Bu hastamıza uyguladığımız tedavi yöntemi, transkateter pulmoner kapak replasmanı diye geçiyor. Ailesi de baya tedirgindi, ertesi gün servise almamız bir gün sonra taburcu etmemiz sonrası giderken dua ederek ayrıldılar. Semptom verdikten sonra bu hastalarda kalp yetmezliği dediğimiz bulgular, ritim bozuklukları, kalp yetmezlikleri, bacaklarda şişlik, karaciğer yetmezliği gibi birtakım bulgularla geliyorlar. Giderek de yaşam kalitesini azaltan ve ömrünü azaltan hastalıklar oluyor. Bunlarda ani ölüm riski de çok yüksek oluyor. Müdahale etmeseydik bu tarz klinik sonuçlarla hastamızı kaybedebilirdik. Kişilerde bu hastalıklar varsa en yakın doktora başvurmaları, şikayetleri varsa kontrolden geçmelerini öneriyoruz” ifadelerini kullandı.