Yıllardır Devlet Tiyatroları'nda sahne tozu yuttu Emre Kınay ama herkes onu TV'de rol aldığı dizilerle tanıdı. Yılan Hikayesi'ndeki Erkan Ağa, TRT'deki Yeditepe İstanbul'da Yusuf ve son olarak Berivan'daki Ferhat. Bir ara TRT'de tarzına uymayan bir show programını sunarak eleştirileri üzerine çekti ancak bu macera kısa sürdü. Yaklaşık 2 aydır Berivan'ın devamını çekmek için Mardin'de bulunan Emre Kınay'a ulaşmak kolay olmadı. Birkaç günlüğüne geldiği İstanbul'da, Rumelihisarı'nda görüşeceğimiz kafeye gittiğimizde bir yayıncıyla sohbet ederken bulduk onu. Tiyatro ve dizileri birlikte götüren Kınay, yazarlığa da soyunmuş. Yeditepe'deki Yusuf gibi. "Bunları kendim için yazdım. Henüz olgunluğa erişmedim" dese de yayıncıların onu rahat bırakmadığı ortadaydı.

Popülarite tiyatroya yaradı

TV'ye giriş nedenlerininden birinin, geniş kitlelere ulaşıp tiyatroya izleyici çekmek olduğunu belirten Kınay, bunun da sonucunu gördüğünü anlatıyor: "İnsanlar Erkan Ağa'yı, Yusuf'u, Ferhat'ı seviyor. Bunları canlandıran oyuncunun Yunus Emre Kültür Merkezi'nde oyunu olduğunu öğrenince onu görmeye geliyor. Geldiğinde de bir tane Rumuz Goncagül seyrediyor. Bizim tiyatro, tarihinde ilk defa kapalı gişe oynadı. Bir oyunda ilk defa 50 bin seyirciye ulaştık. Daha önce 4 oyunun sahnelendiği bir sezonu 35 bin seyirciyle filan kapatırdık."

Dizilerde oynamaya devam edeceğini söylüyor Kınay, "ama bir şartla" diyor. "Tiyatroya ihanet etmeden. Çünkü ihanet edenlerin yüzünden bu durumdayız." Para ve şöhretin insanın gözünü boyayan bir uyuşturucu olduğunu, bunların etkisinde kalıp kaybolanların çok olduğunu hatırlatırken, kendisinin de önümüzdeki yıllarda bir sezon tiyatro yapamayabileceğini ama bunun asla art arda üç sezon olmayacağını söylüyor. Televizyonda iyi olmanın şartının sahnede iyi olmaktan geçtiğini, son dönemde tiyatro oyuncularının televizyonda daha başarılı olmalarının da bunu gösterdiğini kaydediyor.

Kim istemez popüler olmayı?

Türkiye'de popülerliğin çürümekle eş anlamlı olduğu görüşüne katılmıyor Emre Kınay. "Bu, nerede durduğunuzla ilgili" derken, sağlam bir duruşu olan insanı popülerliğin bozamayacağını söylüyor ve ekliyor: "Yalnız şu var, popüler olunca eleştirel ölçünü kaybeder, kendine âşık olursan o zaman çürüme kaçınılmazdır. Bireyin duruşuyla ilgili bir şey bu. Ayrıca kim istemez ki popüler olmayı? Benim derdim kitlelere ulaşmak. Tiyatrodaki oyunuma izleyici kazandırıyor. Ben kendimi ne kadar fazla insana izah edersem o oranda zenginleşirim."

Yeditepe'deki Yusuf'u sevdim

Emre Kınay'ın TV'de en severek oynadığı karakter, Yeditepe'deki Yusuf olmuş. Onu kendine yakın görmüş. "Benim gibi bir adam. Benim lümpen halim. Oyuncu olmasaydım, büyük ihtimalle Yusuf gibi biri olacaktım. Edebiyatla uğraşan, duygusal biri" diyor. Bazıları eleştirseler de Erkan Ağa'yı da sevdiğini söylüyor Kınay. "Dürüst, toprak reformu yapan, köylülere tapu dağıtan bir adamdı Erkan Ağa" diyor. Önceki gün geldiği Mardin'de hâlâ köy sahibi ağaların bulunduğunu söylerken de gülerek, "Erkan Ağa etkili olamamış orada" diyor. Berivan'daki Ferhat için ise, bir şey söyleyemeyeceğini ifade eden Kınay, "Ben hâlâ Ferhat diye bir adamı kurmaya çalışıyorum" diyor.

"Hızlı ve Ölümcül" doğal hayatın izleri
Yaz sezonunda Kanal 7 ekranlarına gelen Hızlı ve Ölümcül adlı belgeselde izleyenler, Steve Leonard ile doğanın en mükemmel katillerini tanımayı sürdürüyor. Belgeselde bugün doğal kas gücünün yapabildiklerini seyredecek belgeselsever izleyiciler. Programda, "dünyanın en görkemli ölüm makineleri hangileri? Metrelerce yükseğe sıçrayarak avını kapan vahşi köpekbalıkları mı, yükseklerden süzülüp avına yaklaşan maymun kartallar mı, büyük bir canlıyı tek lokmada yutabilen korkunç pitonlar mı yoksa pençesiyle dünyayı sallayacak kadar güçlü kutup ayıları mı?" sorusunun cevabı veriliyor. Belgesel ekibi, hızlı ve ölümcül doğal hayatın izini sürmeye devam ediyor. Kanal 7 / 23.00