|
|
Siyaset şekilleniyor
Geçenlerde Bodrum'da, bir arkadaşımla konuşuyordum. Bana, Amerika Birleşik Devletleri'nden örnek vererek sordu: "ABD'de hiç zenci başkan seçildi mi?" Lâfın nereye gideceğini anlamıştım. Ama cevap verdim: -Hayır seçilmedi. -Öyleyse, Tayyip Erdoğan'ın bu ülkede başbakan olabileceğini nasıl düşünürsün? -Ama Colin Powell Dışişleri Bakanı... Günün birinde bir zencinin başkan olmasını engelleyecek bir durum yok. Muhatabım ısrarlıydı: -Bizim "zenciler" de o kadar eğitimli olsun. Harvard'da filân okusun, o zaman kabul... -Hiç merak etme dedim. İkinci nesil bomba gibi geliyor. En iyi üniversitelerde okuyup birkaç lisan konuşuyorlar.
Yeni nesil
İşte 3 Ağustos'ta ikinci nesilden bir genç kızı, Azmi ve Huriye Ateş'in kızları Hatice Melek'i gelin ettik. Damat, Osman Talha, İstanbul Teknik Üniversitesi'ni bitirdikten sonra ABD'de bilgisayar ve işletme üzerine masterını tamamladı; şimdi orada çalışıyor. Hatice, Ortadoğu Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü -şeref listesine geçerek- bitirdi. Amerika'da master yapacak. Düğün, Emirgân Korusu'nda, Beyaz Köşk'teydi. 1200 kişi geldi. Azmi Bey'in fikir arkadaşları, siyaset arkadaşları, kanaat önderleri, dostları herkes oradaydı. Hemen hemen her meşrepten insan vardı. Gözümüze ilk çarpanlar arasında, İTO Başkanı Atalay Şahinoğlu'nu, eski CHP Genel Başkanı gazeteci-yazar Altan Öymen'i, Anap milletvekili Ediz Hun'u, Hasan Celâl Güzel'i, MHP milletvekili Nazif Okumuş'u, eski Anap milletvekilleri Halit Dumankaya ve Yıldırım Aktürk'ü sıralayabiliriz. Tabiî Saadet ve AK Partisi'nden çok sayıda parlamenter gelmişti; Tayyip Erdoğan ve Recai Kutan da, Azmi Ateş'i bu mutlu gününde yalnız bırakmamıştı. Zaten nikâh şahidi de onlar oldu.
Sırası gelmişken bir hatırlatma yapayım. Seçim yaklaşıyor ve halâ Azmi Ateş bağımsız milletvekili. Acaba AK Partisi yöneticileri, 40 yıllık arkadaşlarını bağırlarına basmak için ne bekliyorlar? Azmi Ateş, Fazilet bünyesinde yenilik ateşini tutuşturanlardandı. Takipçiliği ile, çeşitli çevrelerle kurduğu kalıcı dostluklarla, AK Parti içinde büyük boşluğu dolduracağı inancını taşıyorum.
İttifak yasası
Bu hafta Meclis'te önemli gelişmeler olabilir. Anap Genel Başkanı Mesut Yılmaz, barajın altında kalacağı hesabıyla, ittifak yasasını pazarlamaya çalışacak. Tansu Çiller, daha önceki açıklamalarında hem barajın indirilmesine, hem de ittifak yasasına karşı çıkıyordu. DYP Genel Başkanı, iki turlu sistemi savunuyor ve bu sistemde, ittifakın, tavanda değil tabanda gerçekleşeceğini söylüyordu. Hatırlatalım: İkinci tura, en fazla oy alan meselâ 3 parti kalıyor. Ve seçmen, kazanmasını istemediği parti karşısında oyunu birleştiriyor. İttifakta ise, seçim öncesinde partiler biraraya geliyorlar. İttifakın bir de lideri oluyor. Her parti, tüzel kişiliğini muhafaza ediyor; aldığı oy nisbetinde milletvekili çıkarıyor. İttifak, yeterli milletvekiline sahip olursa, hükûmeti kuruyor; evvelce belirlenen kişi de, başbakanlık koltuğuna oturuyor.
Çiller'i ikna
Çiller, ittifak yapılıp seçime girilirse, partilerin, seçim sonrası bu birlikten, ayrılabileceklerine dikkat çekerek, istikrarsızlık doğabileceğini söylüyordu. İttifak, küçük partileri Meclis'e sokmak suretiyle, barajın indirilmesine benzer bir sonuç ortaya çıkarabilirdi. Mesut Yılmaz, barajın indirilmesi hususunda değil ama, belki ittifak konusunda Çiller'i ikna edebilir. AK Parti karşısında bir çekim gücü, cazibe merkezi oluşturma çabaları hep var. Hem CHP, hem DYP "AK Parti'nin alternatifi biziz" diyor.
Ama bunun ötesine taşan bir siyaset projesi üretiliyor. Derviş'in başkanlığında Anap, Yeni Türkiye, Demokrat Türkiye ve DYP'yi de içine alan bir mutabakat kurulabilir mi? Siyaseti tabiî mecrasında bırakmayarak sun'i bir merkez oluşturmaya çalışanlar, sonunda daha büyük hüsranla karşılaşabilir. İttifak sadece, Mesut Yılmaz'ın lehine işleyecektir. Anap'ın tasfiye olması, ancak bu suretle engellenir. Halbuki bırakacaksınız, Anap, hakettiyse barajın altına düşecek. Sadece 3 veya 4 parti Meclis'e girerse, istikrarlı bir hükûmetin oluşması kolaylaşacaktır.
Son kart
Hem, her aklına gelen parti kuruyor; hem de sonra, seçim sisteminin çarpıklığından yakınıyorlar. % 5'le %3'le iktidarı belirleyecek bir sistem yok. Niçin Besim Tibuk DYP ile birleşmez? Veyahut Mehmet Ali Bayar neden DYP'ye gitmez? Bu şekilde merkez sağ yeniden inşa edilmiş olmaz mı? Sol, İsmail Cem ve Baykal arasında bölünüyor. Halbuki Derviş'in iştirakiyle, örgütlü olan, kökü olan esas partiyi (CHP'yi) güçlendirmek akla daha yakın gelmiyor mu? Ama hayır... Mesut Yılmaz'ı kim kurtaracak? Siyaset projesinin ana maddesi bu. Şimdi Kartel gene devrede. Son kartını oynuyor. DSP'yi ele geçirme operasyonu tutmadı. Oysa, MHP'yi dışlayarak, muhalefetin katkısı ile AB yasalarını çıkarmak, bunu takiben, ittifak yasasını da Parlamento'dan geçirerek, DSP-Anap birlikteliği ile seçimlere gitmek amaçlanıyordu. İstenilenin tam aksi oldu. DSP bölündü; hiç hesapta yokken, erken seçime gidiliyor. AB yasalarını kimse Anap'ın kâr hanesine yazmadı.
Erdoğan ile pazarlık
Anap şu anda baraj altında. Bu yüzden ittifak kanununu çıkarmak arzusunda. Yılmaz, Derviş'in paçasına tutunarak, kendisini Meclis'e atmak hevesinde. Bu yüzden Tayyip Erdoğan'ın yasal engelini kaldırmak üzere, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu'nun 11'inci maddesini değiştirmek için, AK Parti ile pazarlığa bile oturur. Ben Tayyip Erdoğan'ın yerinde olsam, kendime karşı oluşturulmak istenen bu ittifaka katiyen geçit vermezdim. Tansu Çiller'in yerinde olsam, bırakırdım Anap'ı barajın altında kalıp, hortum girdabında boğulsun! İsmail Cem'in yerinde olsam, sağ-sol karmakarışık bir ittifakın içine sürüklenmeyi ve Derviş'e ittifak başkanı sıfatıyla birinci adamlığı kaptırmayı hiç istemezdim. Mevcut Seçim Kanunu ile seçimlere gidilmesini savunurdum.
Anap ve değişim
MHP ve DSP ittifaka karşı. Prensipte DYP de bu teklife yanaşmıyor. AK Parti'yi de ikna edemezse, Mesut Yılmaz'ın son umudu Hadep'le bütünleşmek... Bence bu durumda dahi barajı aşamaz. 3 Kasım'dan sonra seçmenin nadasa bıraktığı partiler belli olacak. Bu hafta, ittifak kanunu Meclis'ten geçmezse, Anap da muhtemelen nadasa kalacak... Ve tabiî Yılmaz'ın Genel Başkanlığı sürdürmesi zorlaşacak. Sonunda değişim rüzgârı Anap'ın da semtine uğrayacak.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |