T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Sosyoloji okudu, romanları değişti

Yazdığı romanlarda kadınların içine düştükleri sorunları anlatan genç romancı Fatma Zehra Fidan'ın son romanı "Ütopya değil Gerçek" Bilge Yayınlarından çıktı.

Yazmaya nasıl başladınız? Çocukluktan gelen bir istek mi?

Anamur'da, ilkokul yıllarında yazmaya başladım. Çocuk dergilerinde hikayelerim yayınlandı. Örtü sorunu yüzünden üniversiteye girmedim. Evlenince yazmayı bıraktım. Ancak sorunlar beni yeniden okumaya ve yazmaya yöneltti. Yazdığım çocuk hikayeleri Diyanet Çocuk'ta yayınlandı. Bu arada eşim tarafından aldatılıp ayrılınca, ilk romanımı yazdım. Romanımın konusu da eşi tarafından aldatılan bir kadının yaşadıklarını anlatıyordu. 35 yaşımda üniversiteye, Sosyoloji Bölümü'ne girdim ve burada okumaya başlayınca hayata bakışım değişti ve ilk romanımı yeniden kaleme aldım ardından da yayınlandı. Bir ay sonra da ikinci romanım çıktı. "Ütopya Değil Gerçek" adını taşıyan bu romanımda ise bir hayat kadını ile bir felsefe öğretmeninin beraberce çıktığı bir yolculuğu anlattım.

Son romanda bir hayat kadınını anlatıyorsunuz. Kahramanınız gerçek mi?

Evet bir haberde okumuştum. İzin günlerini Ramazan'a getiren bir hayat kadını gerçekte yaşamış. Ben hakikaten ağlamıştım o kadını gördüğümde. Kadın o kadar zavallı bir durumdaydı ki. Bilinç altımda öyle kalmış. Sonradan böyle ortaya çıkması inanılmaz bir mutluluk. Ama bu kitap benim kendi iç sorgulamam. Yani felsefe öğretmeni gibi birtakım kurgular var elbette. Kitapta temizlik, kirlilik üzerine yazılmış bir şey var. Ama hayat kadınını kim kabul edebilir, kimden kabul görecek bu toplumda veya hangi toplumda kim kabul edecek. Ama onu kabul edecek bir makam var o da bütün insanların sahibi. Eğer oraya ait olduğunu hissederse oradan güç alırsa ancak o zaman görmezlikten gelebilir etrafındakileri. Buradaki adaletsizlikleri de farklı bir şekilde anlattım. Bunlar yaşadığımız şeyler ve bunları sorgulamamız ve anlatmamız lazım.

Sosyoloji okumanın romanlara etkisi ne oldu?

Bir başka bölüme gitseydim yaşanan olayları bu kadar güzel anlatamazdım. Sosyoloji okumak çok farklı. Toplum olarak yanlışlarımızın nedenlerini araştırmıyoruz. Sadece bu yanlışa düşenleri yargılıyoruz ama bence insanları tanımamız ve onları kabul etmemiz gerekiyor.

4 çocuk annesiniz, eğitim hayatınız da devam ediyor. Hayata, kendinize, bir roman gözüyle baktığınız oluyor mu?

Evet tabii ki, mesela ben bir kadının güvensizliğini ifade edeceğim bir sonraki kitabımda, aslında birçok şey var. Bununda psikolojik boyutu yoğun bir kitap olacağını düşünüyorum.

Peki neden hep kadınları yazıyorsunuz?

Çünkü ben bir kadınım. Bunlar kendi gerçeklerim, bir erkeğin penceresinden bakamam.

  • ELİF OYUK - TUBA ATALAR



  • 6 Ağustos 2002
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED