Medine’yi dört günde karış karış olmasa da siyer kitaplarının sayfalarını dolaşır gibi ziyaret ettik. “Gezdik” diyemiyorum, çünkü bu münevver şehir ancak aziz hatıraları yâd edilerek adımlanabilir. Okumakla görmenin ve dinlemekle ortamı teneffüs etmenin arasındaki farkları ve de öğrenilenleri eş zamanlı temaşa etmenin bereketini bir kez daha görmüş oldum. Hazreti Peygamber’e hicretinde ev sahipliği yaptıktan sonra kısa sürede gelişerek İslam dünyasının en önemli devlet, ilim, kültür, eğitim merkezi
Dün Mescid-i Nebevi’de Efendimiz’i selamlarken hissettiklerimi, gözlemlerimi aktarmaya çalıştığım yazıda da vurgulamıştım: “Ashabı, Peygamber Efendimiz’e hayattayken nasıl saygı gösteriyorsa, ümmeti de asırlardır aynı davranışı sergiliyor.”
Salat ve selam her an yeniden üzerine olsun…
***
Medine’ye veda yazısıyla, Hac farizası süresince kutsal beldelerdeki duygu ve gözlemlerimi Allah nasip etti 10 yazıyla aktardım. Lakin bazı notlarım var ve onları da Türkiye’de iki yazıda yayınlayacağım. Yazılara üste üste yer veren ve çoğunu ilk sayfadan anonslayan gazeteme çok teşekkür ediyorum. Her sabah “bugün yazı var mı” mesajı atan Yazı İşleri Müdürümüz Mustafa Kahraman ağabeye de muhabbetlerimi bildiriyorum.