|
|
Global sağduyu
Bugüne kadar ne biliyorduk: Tarihi kanlı savaşlarla dolu yaşlı kıta Avrupa, İslâm konusunda daha önyargılı insanların yaşadığı bir coğrafyaydı; buna karşılık, genç ABD, demokratik gelenekleriyle İslâm Dünyası'na daha yakındı... Avrupa'da önyargılarla boğuşmak zorunda kalan Müslümanlar, ABD'de geniş özgürlüklerden yararlanıyorlardı... Irak konusunda 'silâh denetçileri' raporunun sunulduğu Birleşmiş Milletler toplantısı bu 'kabulü' tersine çevirmeye yaradı. BM'de sergilenen tablo sürpriz değildi; ABD Başkanı George W. Bush'un birlikte hareket ettiği 'savaş lobisi', Güvenlik Konseyi üyelerinden beklenen cevabı aldı: "Irak'ın silâhsızlanması için tek yol savaş değildir..." Sürpriz olan, "Hemen savaş" diyenlere karşı çıkanların kullandığı gerekçelerdi. Avrupa, savaşa, özellikle İslâm Dünyası ile Batı'nın arasını açma ihtimali yüzünden karşı çıktı. Pek çok konuşmacı, "Kitle imha silâhları tehlikeliyse, yok edilmeleri gerekiyorsa, o silâhlara sahip diğer ülkeler üzerinde de baskı uygulanması gerekmez mi?" diye sordu. "BM kararlarına uymamak 'savaş sebebi' sayılacaksa, son elli yılda BM'den çıkmış sayısız karara uymayan İsrail'e de yaptırım uygulanması gerekmiyor mu?" Bir başka soru da buydu. "Irak'a savaş, hem de hemen" diyen ABD-İngiltere cephesine direnen ülkeler, herhalde fena halde bilincinde olarak, 'uygarlıklar çatışması' ihtimalini bertaraf edecek bir tavır takındılar BM'de. Dünya halklarının "Savaşa hayır" çağrılarını işitmezden gelen Washington, o çağrıların üzerlerinde etkili olduğu ülkeler tarafından BM'de durduruldu. Görünen şu: BM Güvenlik Konseyi, eldeki raporlara dayanarak, Irak'a hemen savaş açılmasına izin vermeye niyetli değil; ABD Konsey'den karar çıkartsa bile, Fransa, Rusya ve Çin'in vetolarıyla karşılaşacak... Washington'daki 'savaş lobisi'nin önünde iki seçenek bulunuyor: Ya, BM Güvenlik Konseyi'ne yansıyan global sağduyunun sesini dinleyip 'evrensel meşruiyet' arayışından şaşmayacak, ya da şu anda mevcut global sistemi dışlayarak, yanına aldığı İngiltere ile birlikte, kendi savaşını başlatacak... Savaş lobisini oluşturan tiplerin gönlünün ikinci seçenekten yana olduğuna kuşku yok; ancak o seçenek, özellikle raporların sunulduğu BM toplantısından sonra, kolay üstlenilemez risklerle dolu. Politik kariyerini George Bush'a sıkı sıkıya bağlamış görünen Tony Blair bile, BM'de yaşananlardan sonra, ülkesini savaşa sokmakta zorlanacaktır. Desteği savaş için 'belirleyici' olan Türkiye'nin ise, BM'nin tavrı açıkça görüldükten sonra, ABD'nin tek başına başlatacağı bir savaşın sıçrama tahtası haline getirilmeye yanaşması mümkün görünmüyor. Yurtdışına asker gönderme ve yabancı askerleri topraklarına kabul etme yetkisini Meclis'ten geçirmek her halükârda zordu; BM'de yaşananlardan sonra, bu, imkânsız hale geldi. Türkiye sadece ABD'nin 'emperyal' düşlerine tek başına destek veremeyeceği için değil, BM'deki isyana dolaylı katkısı bulunduğu için de savaşa bulaşmaktan kaçınmak zorunda. BM Güvenlik Konseyi üyelerinin, Başbakan Abdullah Gül'ün başlattığı 'barış inisiyatifi' mesafe kaydedene kadar gelişmeleri seyretmekle yetindiklerini hatırlayın... BM'deki 'red cephesi' sözcülerinden Alman dışişleri bakanı Joschka Fischer'in, altı Müslüman ülke dışişleri bakanlarının İstanbul'da toplandığı gün Başbakan Gül'le görüşme ihtiyacı duymasını gözünüzün önüne getirin... ABD'nin savaş niyetine karşı çıkmakla, BM Güvenlik Konseyi, "Barışa şans verme" amaçlı 'Gül inisiyatifi'ni desteklemiş oldu. Türkiye kendi başlattığı süreci sonuca ulaştırmanın yollarını aramalıdır. 'Daha yaşanılır bir dünya' ülküsüne hizmet edecek ciddi bir görevi var artık Türkiye'nin... Bu görevini, bölge ülkeleriyle dirsek temasını sürdürerek, Irak üzerindeki etkisini kullanarak, ABD ve Avrupa'yı sürekli bilgilendirerek yerine getirebilir. Sadece Irak'taki değil bölgenin diğer ülkelerindeki 'kirli silâhları' da temizleme yönünde adımlar atılsa kötü mü olur? Avrupa yaşlı ABD genç, Avrupa önyargılı ABD ise açık fikirli mi gerçekten?
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |