T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Solcular detone olur!

Kaset çıkarmış. Bekliyordum. "Olmadık zamanda olmadık bir işe kalkışıp 'kitleleri' şaşırtacak bu" diyordum.

Öyle oldu.

Bir kaset çıkardı: "Habersiz türküler."

Hani, "Şimdi iyi haberleri sunuyoruz" gibilerden bir kitap yazmış, televizyonculuğuna, dolayısıyla haberciliğine gönderme yapmıştı ya, kasete de aynı "gönderme" cehdiyle kalkışmış:

Habersiz türküler.

Yani ya, "Bir habercinin, 'haber' unsuru taşımayan türküleri" manasında...

Çok akıllıca doğrusu.

İnşaallah şiir olayına da girer.

Sesi, fiziği, yeniden dalgalanmaya bıraktığı saçları şiire çok müsait.

O zaman kitap ismi benden: "Haberim yok taş duvar..."

Kimden söz ediyorum?

Elbette Ali Kırca'dan.

Ali, gereğinden fazla "sevimli" ve "şirin" bir adam.

"Türkiye'nin nabzını tuttuğu" ileri sürülen ve "gerçeği, yalnızca gerçeği ortaya çıkarmak" amacıyla başlayıp, süreç içinde açık istihbarat kanalına dönüşen "Siyaset Meydanı"ıyla "geç yaşta" şöhreti yakalamış bir anchorman.

Bir rivayete göre de, "Türkiye'nin en iyi habercisi..."

Olabilir.

Ben de beğenirim haberciliğini.

Canlı bir "uzlaşmaz çelişki" örneği olarak da, "öz" müziğimize (türkülerimize) müptela...

Şöhreti yakaladığı günlerde, üstelik aptal kadın magazinlerinin bahşettiği "seksi erkek" payesiyle, üşenmeden kalkıp sırasıyla haber bültenlerini, "sabah şekerleri"ni, "kadın kadına"ları, müzik eğlence programlarını dolaşırdı.

Uğradığı her adreste mutlaka o soru:

"O güzel sesinizle bir şarkı okur musunuz?"

Okudu işte.

Aslanlar gibi bir de kaset koydu ortaya.

Ben televizyondan izledim: Fena okumuyordu.

Yalnız, biraz şeydi...

Müzikten anlayan bir arkadaşıma sordum.

"Evet" dedi, "Biraz detone... Sesin rengi, kalibresi iyi de, biraz terbiyeye ihtiyacı var. Şan dersleri alması gerekiyor."

Şarkılarında "yürü-hü-yorum gece gündüz" türünden prozodi harikalarına yer veren Zülfü de detoneydi, ne var yani!

Zaten detone olmadan "Arkadaşım İbraaam çavış yoldaşlara emanet" türküsünü nasıl okuyacaksın?

Detone olmak solcuların kaderi.

Tabii Ali'de detone olan sadece "ses" değil.

Hayata ve siyasete bakışı da detone.

Örneğin, "28 Şubat kararlarını ben de imzalardım" buyurmuştu bir soru üzerine ve Etibank soygununda susmuştu.

Nihat Genç, "Sayın Ali Kırca, tarihin bu en büyük soygununda neden bir 'Siyaset Meydanı' yapmıyorsunuz?" diye soruyordu o günlerde, "Bu ülkenin bütün Alevilerini karşınıza alıp yüzlerce Alevi programı yaptınız. Bu ülkenin tüm Müslümanlarını karşınıza alıp yüzlerce irtica programı yaptınız. Bu ülkenin değerlerini en adi, en şerefsiz, en cahil insanlara geceler boyu tartıştırdınız. Ama bankalar boşaltılırken... Her akşam kavurarak, tekme tokat, acımasızca dövdüğünüz bu halkın Hülya Avşar kadar da mı hatırı olmadı?"


23 Temmuz 2002
Salı
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED