Yeni Şafak

Kültürümüzün renklerini dünyaya yayıyoruz

Sevda Dursun
Sevda Dursun
01:002/01/2025, Perşembe
G: 2/01/2025, Perşembe
Yeni Şafak
Maarif Vakfı Azerbaycan
Maarif Vakfı Azerbaycan

Maarif Vakfı 6 kıtada, 55 ülkede, 477 okulu ve 55 bin öğrencisiyle Türkiye Yüzyılı vizyonunun dünyadaki taşıyıcı kurumlarından biri. Vizyonlarının yalnızca fiziki okul açmaktan ibaret olmadığını belirten Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, eğitim alanında Türkiye’nin kendi renkleriyle var olma iddiasını ortaya koyduğunu söyledi.

Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün ile vakfın 8 yılda geldiği noktayı konuştuk.

Maarif Vakfı ilk yıllarda FETÖ’den devralınan okullarla konuşuluyordu. Oysa şimdi devraldığınızdan daha çok okul açtığınızı biliyoruz. Uluslararası müfredat programları çalışıyor, yayınlar çıkartıyorsunuz. Yeni Maarif nasıl anılmalı?

Türkiye Maarif Vakfı yerleşik bir uluslararası eğitim kurumu haline geldi. Sekiz yılda geldiğimiz nokta, altı kıtadaki 55 ülkede 477 eğitim kurumumuz ve 55 bin öğrencimiz var. Anaokulundan üniversiteye kadar hem örgün hem de yaygın eğitim faaliyetlerinde bulunma hakkımız olsa da, daha çok üniversiteye kadar olan eğitime odaklanıyoruz. Sadece Tiran’da uluslararası üniversitemiz var. Ama Maarif’in vizyonu yalnızca fiziki olarak okul açmaktan ibaret değil. İşin bir de siyasi ve manevi kültür yolu var ki biz buna çok önem veriyoruz. Fiziki bina yapmak çok zor değil. Paranız varsa teknolojiyi de uygulayarak ilgili ülkelerde anlaşmalar yapıp açabiliyorsunuz. Önemli olan bu okullar vasıtasıyla neyi temsil ettiğinizdir. Biz bunun içini doldurmaya çalışıyoruz.


İçini nasıl dolduruyorsunuz?

Yurt dışına çıktığınız zaman Türkiye’yi bugünkü haliyle olduğu gibi yansıtmaya çalışıyoruz. Yani, Türkiye gelişmekte olan bir ülkeyken, artık birinci ligde oynamaya başlamış, şehirleşmiş, eğitimi artmış, orta sınıfı yükselmiş ve kendi sınırlarının ötesinde etki üretmeye başlamış küresel bir aktör olarak tanımlıyoruz. Bunun eğitim alanındaki yansımasında ise Türkiye adına dünya eğitimine özgün olarak ne götürebileceğimiz üzerine çalışıyoruz. Küreselleşmede anlamlı bir etki üretebileceksiniz, bu sürece kendi renklerinizle, kültürünüzle ve değerlerinizle etki ettiğiniz sürece fark edilebiliyorsunuz.


TÜRKİYE’NİN RENKLERİNİ TAŞIYORUZ

Gelişen Türkiye tüm dünyada bir vizyon ortaya koyuyor, Maarifin bu vizyona ne gibi katkısı oluyor?

Türkiye savunma teknolojisi alanında gösterdiği başarı kadar eğitim ve kültür alanında da bu iddiasını ve başarısını uluslararası alanda göstermek zorundadır. Türkiye Maarif Vakfı, Türkiye yüzyılı vizyonunun dünyadaki taşıyıcısı olan kurumlarından biridir. Akademik olarak güçlü olalım, temsilimiz güçlü olsun, dünyanın birikiminden haberimiz olsun ve Türkiye’nin birikimini dünyaya taşıyalım istiyoruz. Bu, kendimize olan özgüveni de yansıtıyor. Dünyada eğitim alanında Türkiye kendi renkleriyle var olma iddiasını ortaya koyuyor. Bunun büyük bir iddia olduğunu biliyoruz, Maarif Vakfı olarak bunun üstesinden gelmek için uğraşıyoruz. Burada da kendi değerlerimiz, kültürümüz, tarihsel birikimimiz bize cesaret veriyor.


YENİ MÜFREDATTA DİJİTAL OKURYAZARLIK VAR

Bu renkleri yansıtabilmek için mi yeni müfredat çalışmaları başlattınız? Müfredatın içeriğinden bahsedebilir misiniz?

Eğitim verdiğimiz çocuklarımıza her şeyden önce evrensel anlamda rekabet edebilmeleri için fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi modern fen bilimlerini en iyi şekilde öğretiyoruz. Aynı şekilde modern sosyal bilimler mantığı olan kritik analitik düşünebilme, öğrendiklerini teknolojiye aktarabilecek zihinsel arka plan ve bunun getirmiş olduğu kodlama başta olmak üzere, dijital okuryazarlık ve yapay zekâ dâhil yeni gelişmeleri eğitim süreçlerine adapte ediyoruz. Hatta bunun bir parçası olarak bu sene ilk defa lise birinci sınıflardaki öğrencilerimiz için hazırladığımız dijital okuryazarlık ve yapay zekâ ders kitabının hazırlığı bitmek üzere. Bazı okullarımızda pilot çalışmalarına başladık. Bizim yetiştirdiğimiz öğrenciler dünyaya açık olacak, fen ve sosyal bilimlerde, teknoloji alanında ve dil yetenekleri bakımından güçlü olacak.


İYİ İNSAN YETİŞTİRMEK DERDİNDEYİZ

Peki, rengimizi vereceğimiz alan nedir?

Öğrencilerimize hem kendi kültürümüzden hem de eğitim verdiğimiz o ülkenin kültüründen özgün olan değerleri sisteme aktarmaya çalışıyoruz. Okullarımızda zorunlu ders olan Türkçe eğitiminde kendi müfredatımızı geliştirdik ve kitaplarımızı yazdık. Türkçe öğretirken, karşılıklı konuşma metinlerinde Karagöz Hacivat, Nasreddin Hoca, Dede Korkut hikâyeleri ve Keloğlan masalları gibi kültürümüzden figürleri kullanıyoruz. Çünkü kültürü taşıyan dildir. Dili sadece yabancı dil olarak görmüyoruz. Anadolu irfan geleneğinin kültürünü yurt dışına, insanlığa taşıyan bir ifade haline getiriyoruz. En iyi mühendis yetiştirme derdinde değiliz. Önceliğimiz, dünyanın her yerinde iyi insan yetiştirmek. İyi insandan kastımız ilmini ve irfanını insanlığın barışı ve huzuru için kullanacak insanlar yetiştirmek.


TARİHİ YENİDEN ANLATIYORUZ

Yeni müfredatta küresel alana hitap ederken başka hangi noktalara dikkat ediyorsunuz?

Bizim gibi uluslararası okul işleten sistemlerde dünya tarihini anlatan kitaplar var. Mesela Afrika’daki Amerikan okullarındaki kitapları incelediğimizde, onlar için tarih, batının Afrika’ya gitmesiyle başlıyor. Ondan önce Afrika’da veya dünyada ne olduğu anlatılmıyor, yok sayılıyor. Hâlbuki bugün küresel sistemde daha çoğulcu bir döneme giriyoruz. Böyle bir dünyayı doğru bir şekilde anlatabilmek için, Avrupa merkezci bir dünya değil de daha dengeli, farklı kültür ve medeniyetlerin birbiriyle rekabet içerisinde var olabildiği bir dünya tasavvuru ve geleceğine inanıyorsak, o zaman çocuklarımıza yarınki ve bugünkü gerçekçi dünyayı daha iyi anlatmamız lazım. Bu yeni yaklaşımı kendi programımıza yansıtmaya çalışıyoruz. Bu elbette kolay bir şey değil. Çünkü başka ülkelerde de bu arayışlar var. Rusya, Çin, Hindistan, Malezya veya Afrika’daki belli başlı ülkeler, şu anda ilginç bir şekilde tarih dersleri, sosyal bilimlerle ilgili derslerin kitaplarını yeniden yazmaya başladı. İnanın gelip en çok bizimle konuşuyorlar.


Neden size soruyorlar?

Çünkü Türkiye, dünyada farklı bir duruşu temsil ediyor. Savunma teknolojisinde geldiğimiz noktayı veya Türk dizileri vasıtasıyla Türkiye’deki orta sınıf yaşam biçimlerinin dünyaya yayıldığını gördükleri zaman, ülkemiz, alternatif bir modernleşme, gelişme ve kalkınma modelitesi olarak okunuyor. Özellikle sosyal bilimler alanında kendi özgün bakış açımızı, paradigmamızı ders kitaplarına yansıtabileceğimiz perspektif arayışı içerisindeyiz. Bu arayışta da

bir dizi yeni akademik çalıştay başlattık.


Türk dizilerinin karşılığını sahada alıyoruz

Türk dizileri dünyada en çok izlenen dizilerden. O dizileri izleyip de Maarif’in okullarına kayıt yaptırmak isteyen oluyor mu?

Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya kadar Türkiye kökenli televizyon dizileri dünya televizyon piyasasının önemli bir parçası haline geldi. Bu dizilerin temsil ettiği hayat tarzları, aile değerleri veya tarihi diziler, öncelikle gönül coğrafyamızda, aslında bütün dünyada Türkiye’nin yumuşak gücünü önemli derecede etkiliyor. Türk dizilerini izleyen bir aile, Türk okullarına çocuğunu vermek istiyor. Türkiye’nin sosyal sermayesi, dünyada sahip olduğu pozitif imajıdır. Siyasi ve kültürel temsil anlamında meşrutiyedir. Hem tarihin getirdiği hem de son yirmi yılda kazanmış olduğumuz uluslararası görünürlük, Türkiye’yi ilgi alanına çevirdi. Biz de Maarif olarak, sahada bunun karşılığını fazlasıyla görüyoruz. Diziler, Türkçenin öğretilmesi konusunda önemli bir ilgi alanı oluşturuyor.


Türkiye’nin Maarif’i ansiklopedi oldu

Gelelim eğitim haricinde yaptığınız diğer işlere… Önce yayınları sormak istiyorum. Türk Maarif Ansiklopedisi diye 5 ciltlik bir ansiklopedi hazırladınız. Neden böyle bir çaba içine girdiniz?

Bin yıllık medeniyet tarihimizde Orta Asya’dan Selçuklu’ya, Osmanlı’dan Tanzimat ve Cumhuriyet tarihine kadar birçok deneyim yaşadık. Hepsi insanlık adına çok değerli deneyimler. Biz de Maarif Vakfı gibi öncü bir kuruluş olarak Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ile iş birliği yaptık ve Türk üniversitelerinde ve Türkiye’deki eğitim kurumlarındaki birikimi sistematize etmemiz gerektiğini düşündük. Bin maddeden oluşan ansiklopedide, Türklerin tarihte eğitim alanında ortaya koyduğu birikimi bilimsel metotlarla inceleyerek ilim âleminin dikkatine sunduk. Dijitalde de yaşayan bir ansiklopediye dönüşecek ve yapay zekâ ile maddeleri anında farklı dillere çevirme imkanı olacak.


Hem öğretiyoruz hem öğreniyoruz

Dünyanın her yerindeki okullarımızla ilgili çalışırken, nelerle karşılaşıyorsunuz? Diğer ülkelerin size yaklaşımı nasıl oluyor?

Bir Fransız akademisyenle geçen sene Paris’teki bir toplantıda karşı karşıya geldik. Çay kahve içip sohbet ettik, yaptıklarımızı anlattık. Bana “Afrika’da ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Çok şey yapmadığımızı, okulumuz olduğunu ve onlara Türkçe öğrettiğimizi söyledim. Fransızların bizden çekinmesine gerek olmadığını, onların zaten bütün ülkeye Fransızca öğrettiğini de ekledim. “Siz onlara sadece dil öğretmiyorsunuz, düşünce ve karar alma süreçlerini etkiliyorsunuz. Alternatif düşünebileceğini öğretiyorsunuz, insanların ezberlerini bozuyorsunuz, farklı bir örnek oluyorsunuz” dedi. Bizim emperyalist bir ülke olmadığımızı, Afrika ile işbirliği yaptığımızı söyledim. Hakikaten öyle, biz dünyanın neresine gidersek gidelim, onlara bir şey veriyorsak, onların yaşanmışlık ve deneyimlerinden bir şeyler öğrenmekten çekinmiyoruz. Çünkü gelişmek, bu şekilde bir etkileşimle olur.


#eğitim
#Türkiye Maarif Vakfı
#kültür
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.