Cumhurbaşkanı Erdoğan, referandumla ilgili olarak, “16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz’un bir cevabı olacaktır. 15 Temmuz’a önemli bir çıkış olacaktır. Ve ‘hayır’ diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz’un bir yerde de yanında yer almaktır. Bunu kimse sağa sola çekmesin” dedi. Erdoğan, “Bizim değerler silsilemiz içerisinde şunu unutmayın, kişi sevdikleriyle beraber haşrolunacaktır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır. 15 Temmuz'a önemli bir çıkış olacaktır. Ve 'hayır' diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz'un bir yerde de yanında yer almaktır. Bunu kimse sağa sola çekmesin" dedi. Erdoğan, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar'ı kapsayan seyahatinin ilk durağı Bahreyn'e hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, şu anda sağlıklı bir anket döneminde olunmadığını ancak bazı anketlerin de geldiğini, asıl anketlerin kendilerine akışının araziye çıkışla birlikte daha da yoğunlaşacağını söyledi.
Erdoğan, şu anda halkın henüz Cumhurbaşkanlığı Sistemini tam olarak anlama konumuna geldiğine ihtimal vermediğini aktararak, bunu halka mal etmeleri, anlatmaları gerektiğini ifade etti. Şu anda bir taraftan kendilerinin, Başbakan Binali Yıldırım ile ilgili bakan ve milletvekillerinin, danışmanlarının, televizyonlarda ve meydanlarda bunu anlatmaya başladıklarını vurgulayan Erdoğan, konuya ilişkin birçok broşürün de halka ulaştırılmaya çalışıldığını dile getirdi.
Erdoğan, bu konuda halkın hassasiyetine inandığını vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti: “Ama şunu da Mersin ve Aksaray'da gördüm, şu anda daha araziye inilmemesine rağmen halkın birçoğu da bir defa kapmış. Kaptığı şey nedir? 'Tabii ki evet' diyor. Bu noktaya gelmiş vaziyette. Çünkü sıkıntıları halkımız da hakikaten neler olduğunu, işin ucunun nereye vardığını gayet iyi biliyor. Çünkü bir tarafta bu ülkeyi bölmeye, parçalamaya çalışan bir terör örgütü var. Bölücü terör örgütünün beraber hareket edenleri var. Şimdi bölücü terör örgütü ne diyor? 'Hayır' diyor. Bizim değerler silsilemiz içerisinde şunu unutmayın: kişi sevdikleriyle beraber haşrolunacaktır. Dolayısıyla şu anda Kandil'de olanlarla beraber hareket edenler ne diyor? Hepsi birden 'hayır' diyor.
Öyleyse benim milletim, o Kandil'dekilerle beraber, benim 248 şehidimi, o şehadete gönderenlerle beraber, 2 bin 193 gazimi gazi yapan ve devletimin, ordumun o uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla, toplarıyla, modern silahlarıyla bir tarafta öldürenler, yaralayanlar var, onlarla beraber hareket etmeyecektir. Onlara da 16 Nisan'da ben inanıyorum ki 'Evet' demek suretiyle gereken cevabı verecektir. Çünkü 16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır. 15 Temmuz'a önemli bir çıkış olacaktır. 'Hayır' diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz'un bir yerde de yanında yer almaktır. Bunu kimse sağa, sola çekmesin."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez turunun ilk ayağı olan Bahreyn'de Kral Hamad bin İsa Al Halife tarafından havaalanında karşılandı. Erdoğan ve Al Halife resmi törenin düzenlendiği Sakhir Sarayı'na aynı araçla gitti. Buradaki törenin ardından baş başa ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirildi. Daha sonra Kral Halife, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a “Şeyh İsa bin Salman Al Khalifa Madalyası" tevdi etti. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan tevdi töreninde konuşan Erdoğan, Bahreyn'in en üst düzeydeki madalyası ile onurlandırılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. “Şahsıma tevcih ettiğiniz, ortak tarihimizde müstesna bir yeri olan bu madalyayı daima şerefle muhafaza edeceğiz." ifadelerini kullandı. Törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Al Halife, akşam yemeğine geçişleri sırasında bir süre sohbet etti.
El Bab'dan sonra durmak; böyle bir şey de yok. Bir defa El Bab, bizim nihai hedefimiz değildir. Bizim nihai hedefimiz, DEAŞ'tan bu bölgenin temizlenmesidir. Kaldı ki biz şu anda biliyorsunuz, üç bini aşkın DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik. Fakat, DEAŞ'ın asıl merkezi El Bab değil, asıl merkezi Rakka ve Rakka temizlendiği andan itibaren özellikle bu bölge terörden arındırılmış bir bölge haline gelmiş olacak.
Bizim Türkiye olarak burada kalmak gibi bir hedefimiz yok. Cerablus temizlendi, DEAŞ oradan defedildi ve oraya Cerablus'un kendi insanı yerleşti. El-Rai temizlendi, El-Rai'ye geldi oranın kendi halkı yerleşti. Dabık, keza öyle. El Bab, tamamen oradan DEAŞ gittiği zaman bitti demek değil. Oraya da gelecek El Bablı yerleşecek. Fakat bakın bir Münbiç'te, Münbiç'in aslında yüzde 90 halkı Arap'tır ama şu anda oraya kendi halkı yerleşememiştir. Niye? PYD, YPG orayı şu anda işgal etmiş vaziyette. Bize verilen söz, orayı onların boşaltacağıdır, daha boşaltmadı bunlar.
İşte şimdi DEAŞ'ı, YPG'yi ve PYD'yi buralardan boşalttıktan sonra Rakka'dan da DEAŞ'ı boşalttığımız anda, oradan defettiğimiz anda oraya Araplar gelip, kendi halkı gelip yerleşecektir. Kendi halkı yerleştikten sonra kendi milli ordusuyla da inşallah buraları güvence altına, koruma altına aldıktan sonra zaten bizim orada kalmamız çok ama çok lüks olur."
Erdoğan, “Bahçeli, Rusya'nın Türk birliğini El-Bab'da vurmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yanlış koordinat meselesini kabul etmediğini açıkladı. Sizin de bu konudaki görüşleriniz nelerdir?" şeklindeki soru üzerine de konuyla ilgili yaptığı açıklamaların, tamamıyla gerek Silahlı Kuvvetler, gerekse Milli İstihbarat Teşkilatından kendisine verilen bilgiler çerçevesinde olduğunu söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunun dışındaki açıklamalar herhalde itibar edilecek açıklamalar değildir. Bu süreç içerisinde işlerimiz çok daha hassas, dikkatli şekilde götürme gayretlerimiz var."
- El Bab'tan sonra Münbiç ve Rakka'ya
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 5 bin kilometrekarelik güvenli bölge oluşturma planında bir değişiklik olmadığını belirterek, “Zira hedeflerimizi biliyorsunuz. Ben bu hedefi tekrar açıklıyorum. O da terörden arındırılmış bir güvenli bölge için biz bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmanın en doğu ayağında Cerablus vardır, en batı ayağında El-Rai vardır. Güneye doğru ilk etapta Dabık halloldu. Ondan sonra El-Bab şu anda hallolmak üzere. Bundan sonraki süreçte doğuya yönelik Münbiç ve Rakka olayı vardır" dedi. Erdoğan, “Öyle zannediyorum ki artık bundan sonrası an meselesidir." cevabını verdi.
- BM'YE ÜÇ TEKLİF YAPTIK
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim Sayın Guterres ile dün yaptığımız toplantıda benim başından itibaren teklif ettiğim üç başlık var. Bu üç başlık; bir, bir defa eğit-donat, iki, uçuşa yasak bölge, üç, terörden arındırılmış güvenli bölge. Sayın Guterres ile bu başlıklar noktasında mutabıkız. Yeter ki BM Güvenlik Konseyi böyle bir kararı versin, bunun gerisi gelir. Burada bir sıkıntı yok" ifadelerini kullandı.
- Hedef 4-5 bin kilometre kare güvenli bölge
- Konuyla ilgili olarak şu anda ABD yeni yönetimi ve CIA ile düşüncelerini paylaştıklarına işaret eden Erdoğan, bundan sonra bu düşüncelerin de takipçisi olacaklarını söyledi. Erdoğan, “Hedef nedir? Hedef burada, 4-5 bin kilometre karelik terörden arındırılmış güvenli bölgedir. Bu güvenli bölgenin halliyle birlikte de hem Suriye'den göçü, ilticayı önlemek, onlara orada yerleşim alanlarını temin etmek hem de bizim kamplarımızdaki insanları kendi topraklarına döndürmek. Ben bu düşüncelerimi Sayın Trump ile de paylaştım. Koalisyon güçleriyle de başta Almanya olmak üzere, onlarla da paylaştım" değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, şöyle devam etti: “Siz burayı yapıyorsunuz ama bu terörden arındırılan bölgeyi eğer uçuşa yasak bölge olarak ilan etmediğiniz sürece orada güvenlik tabii ki olamayacaktır. Bunu Amerika ile de Rusya ile de paylaştık, görüştük."