Taliban'ın Afganistan'ın başkenti Kabil'de kontrolü sağlamasının ardından konuşan Vardak, Türkiye'nin rolü, Taliban'ın yurt içine ve dışına verdiği mesajlar, kadınların ve azınlıkların hakları, yönetimin alacağı şekil, ülkeden kaçanlar gibi pek çok meseleye ilişkin değerlendirmede bulundu. "Türkiye önemli bir ülke, Türk halkı Müslüman ve kardeş halk. Türkiye ile tarihi, sosyal ve kültürel ilişkilerimiz var." diyen Vardak, ileride ilişkileri geliştirmek istediklerini ve Taliban'ın Türkiye ile iletişim içinde olduğunu belirtti. Vardak, Taliban'ın Türkiye'nin desteğine ihtiyacı olup olmadığına ilişkin soruyu ise, "Bunda şüphe yok. Bunu (desteği) istiyoruz. Halkımız 40 yıldır savaşın içinde ve yardıma ihtiyacı var. Tüm dünya ülkelerinden özellikle de Türkiye'den halkımıza ve ülkemize yardım etmelerini istiyoruz." şeklinde yanıtladı.
"İlişkilerimizde iki temel husus var. Birincisi İslam dininin prensipleri, ikincisi ise ülkenin ve halkın yüksek menfaati. Bu iki husus nedeniyle özellikle Türkiye ile iyi, yapıcı ve olumlu ilişkiler kurmak istiyoruz. Bizim Türkiye ile sorunumuz yok."
Kadınların ve azınlıkların haklarının İslam dini ve inanç tarafından korunduğunun altını çizen Vardak, "Biz, kadınların haklarına bağlıyız. Kadının eğitim, çalışma, mülkiyet ve kendi hayatını seçme hakkı var. Bu açıdan herkesin içi rahat olsun. Fakat biz durumun bir-iki günde düzeleceğini de söylemiyoruz. Biz sadece sorunların çözümü için fırsat verilmesini istiyoruz." dedi.
Yönetim sisteminin İslami olması gerektiğini belirten Vardak, "İslami yönetim halkın, örf ve adetlerine göre yönetilmesiyle olur. Afganların yüzde 99'dan fazlası Müslüman. İşgal sürecinde halkın inanç ve gelenekleri değiştirilmeye çalışıldı ama bunda başarılı olamadılar çünkü geleneklerimize, toplumumuza ve halkın inancına uygun düşmeyen fikirler getirdiler." değerlendirmesinde bulundu. Vardak, İslam dünyasında, yönetime geliş biçimi ve İslam'ın uygulanışı bakımından tek ve belirli bir yol olmadığını, seçimler ya da bunun dışındaki yolların ise hedef değil birer araç olduğunu aktardı.
Taliban sözcüsü, "40 yıldır halkın yaşadığı duruma ve topluma uygun düşecek sistemi bulmak için Afgan halkı olarak oturup düşüneceğiz. Afganistan diğer ülkelerden farklı ve söz konusu hususların göz önüne alınması gerekiyor. Bizi asıl ilgilendiren şey ise halkımızın istikrarı ve özgürlüğü." dedi.
Taliban'ın Afganistan'daki sorunları diyalog ve uzlaşma yoluyla çözmeyi istediğini vurgulayan Vardak, başlangıçtan beri izledikleri bu siyasetin ülkenin tamamında meyvesini verdiğini ve dünyanın da bunu gördüğünü söyledi. Vardak, "Tabii ki bir süre savaş oldu. Ama diğer vilayetlerde de uzlaşma sağlandı. Bu nedenle Kandahar'da eski vali geldi, iki gün sonra yeni valinin yanına oturdu. Diğer vilayetlerde durum bu. Bu başarılı ve akıllıca bir politika." diye konuştu.
Kan akıtılmadığını ve anlaşma yoluyla ülkede kontrolü ele geçirdiklerini kaydeden Vardak, "Biz sorun ve savaş istemiyoruz. Savaşın sona ermesi Afgan halkının hayaliydi ve biz de bunu sağladık. Herkese bir kez daha birlikte yaşamayı tavsiye ediyoruz. Elimizden geldiğince tek bir damla kan akıtılmaması ve kurşun sıkılmaması için çalışıyoruz. Herhangi biri yeniden sorun çıkarmada ısrarcı olursa bu, halkın ve ülkenin yararına olmaz." dedi.
Hükümetteki memurlar ve Taliban’ın onlara karşı muamelesine de değinen Vardak, şunları dile getirdi: "Biz yeni bir gelecek istiyoruz. Ülkemizi inşa etmek arzusundayız. Bu nedenle af çıkarıldı ve 13 maddelik bir bildirge yayımlandı. Bu maddelerden birinde asker olsun ya da olmasın tüm memurların, yeniden halka ve ülkeye hizmet etme fırsatları olacağının teminatını verdik."
Vardak, Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın durumuna ilişkin ise, "Havalimanı, Afganistan toprağıdır ve topraklarından, kurumlarından ve namuslarından Afganlılar sorumludur. Bu bir egemenlik meselesidir. Yardım başka ancak ülkenin idaresi bizim görevimiz ve bunu yapabilecek güçteyiz. Şimdi niye korkuyorlar. Siz de gördünüz, yabancı güçler havalimanındaydı, ne yaptılar, uçaklardan insanlar yağdı. Ama şimdi havalimanı çevresini güvenli hale getirdik. Burası bizim ülkemiz, evimiz. Evimizin girişini çıkışını ve neyin yararımıza olduğunu biz biliriz. Dünyada hiçbir ülke kendi havalimanının güvenliğinin başkası tarafından sağlanmasını kabul etmez. Biz de herkesten ülkeyi ziyaret kurallarına ve egemenliğine saygı duymalarını istiyoruz." ifadelerini kullandı.