AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Aradığım balı buldum Yaklaşık 2 yıldır bir çok kez bal ile ilgili yazı yazmayı düşündüm. Ne yazık ki, çevrede bal niyetine satılan ürünlerin büyük çoğunun bal aromalı şeker ve glikozdan mamul ürünler olması sebebiyle, sizlere tavsiye edebileceğim, bal budur diyebileceğim, kolay temin edebileceğiniz özellikte bir bal bulamadım ve nihayetinde bal ile ilgili yazımı da yazamadım. Fakat bir sabah Dr. Sefa Saygılı ve Dr. Ali Akben'in daveti üzerine kahvaltı yapmak üzere Kaçkar balcısına gittik. Balın görüntüsünü görüp kokusunu hissedince ve ağzımda bıraktığı değişik tatla birlikte, yıllardır aradığım balı bulmanın sevinci içinde sizlerin de bu balı tanımanız ve yemeniz gerektiğini düşündüm. Kaçkar Bal'ın sahibi Remzi Özbay 20 yıl tekstil sektöründe faaliyet göstermiş. Çocukluğundan kalma bal merakıyla beraber bu isteğini gidermek adına balcılık yapmaya başlamış. Remzi beyin sektöre adım atış hikayesi ise epey ilginç. Bundan yaklaşık 5 sene önce doğduğu ve büyüdüğü yerin yakınlarında olan Kaçkar dağlarında gezinirken birisine rastlamış. Adam etrafındaki çiçekleri koparıp defterinin arasına koyuyor ardından da bir takım notlar alıyormuş. Remzi bey merak edip adama ne yaptığını sormuş. Rusya'da profesör olduğunu söyleyen bu kişi, dünyada yetişen çiçek çeşidinin üçte ikisinin bu Kaçkar bölgesinde olduğunu, çiçeklerin özünü de o bölgede yaşayan Kafkas arılarının yaptığını, bu sayede en makbul balın oralarda yapıldığını iletmiş. O gün bu gündür Remzi beyin bütün hedefi bu şifa kaynağı olan, bu harika balı tüm dünyaya tanıtmak ve yedirmek olmuş. Bunun sonucunda bal sektörüne girip, Kaçkar Bal işletmesini kurmuş. SAĞLIK DEPOSU KAÇKAR BALI Bir rivayete göre bundan 250-300 sene önce Kaçkar dağları bölgesinde yaşamış ve geçimini çobanlık yaparak sürdüren bir kişi, yüksek kayaların ardından bir ses duyar. Yanına gittiğinde arıları görür. Bir gün arıların yanına bal almaya gider ve balın bir kısmını alır. Aldığı bu balı bütün bir yıl boyu çocuklarıyla beraber tüketirler. O yıl aile fertlerinden hiç biri hastalanmaz. Daha sonraki yıllarda yöre insanları, o bölgede yetişen ve dayanıklı bir ağaç cinsi olan kestane ağacının kütüğünün içini oyarak, şimdi ismine karakovan dediğimiz kovanlar yaparak, yüksek ağaçlara ve yüksek kayalıklara koymuşlardır. Bu karakovanlara gelen arılara asırlardan beri bal yaptırarak çok değerli şifa kaynağını, üretip tüketme geleneği devam ettirilmiştir. Bazı tıp uzmanlarının bu bölgede yaptıkları araştırmalar neticesinde, bölgede yaşayan insanların sağlık durumlarının son derece iyi ve kalp hastalıklarının yok denecek kadar az olduğunu, bunun sebebinin ise, balın bol miktarda tüketilmesi olduğu sonucuna varmışlardır. Eskiden dedelerimizin anlattığı bir olay gerçekten akıllara durgunluk veriyor. Bal o kadar çok olurmuş ki, yaz aylarında, buzdolabının olmadığı zamanlarda, kestikleri hayvanların eti sıcak hava dolayısıyla bozulmasın diye, topraktan yapılmış bal küplerinin içine koyarlarmış. 3-4 ay sonra aynı tazelikte bozulmadan etleri çıkarıp etleri yerlermiş. Bilimsel araştırmalar tamamen doğal balların koruyucu özelliğe sahip olduğunu ve yediğimiz gerçek doğal balların bir çok organı hastalıklara karşı koruduğunu, aynı zamanda da hastalıkları tedavi etme özelliğine sahip olduğunu göstermektedir. Kaçkar bal, dünyanın en zengin çiçek çeşitlerinin bulunduğu Kaçkar eteklerinde üretildiğinden, dünyanın en şifalı balı olarak bilinmektedir. İnsan sağlığına saymakla bitmeyecek, bir çok faydası bulunmaktadır. Özellikle çocuklarda önemli derecede zeka gelişimini sağlar, tansiyon düşürücü ve iştah açıcıdır. Doğal diş macunu olarak da kullanılan bu bal kansızlığı giderir. Alaca hastalığının şifasıdır. Kabızlığa iyi gelir. Damarları açar, romatizmaya ve alerjiye faydalıdır. Ağrı dindirici özelliği vardır. İshali keser, zayıflatıcıdır. Cildi yumuşatır, saçları besler, göze faydalıdır, yara iyileştiricidir. Ülser ve mideye oldukça faydası bulunmaktadır. Nezle ve öksürüğe iyi gelir. Bal ile ilgili yazılabilecekleri bir haftaya sığdıramadığımdan, yazının devamı haftaya yayınlanacaktır. NASIL GİDİLİR
Rami Kışla Cd. Hekimoğlu Plaza No: 105/3 Bayrampaşa-Topçular/İSTANBUL
KAFKAS ARISI Çalışkan, uysal, ırklarıyla çalışmaktan zevk alan, başarılı, o bölgeye uyum sağlamış, bal verimi yüksek bir arı cinsidir. Kafkas arısının ana yurdu Kafkaslar'ın dağlık bölgeleridir. Dağ arısı da denir. Diğer arılardan daha iri ve dil uzunluğu da oldukça farklıdır. Bunun sebebi, Kaçkarlar'da yetişen çiçeklerdeki polenin diğer bölgelerde yetişen çiçeklere nazaran daha derinde oluşudur. Ortalama uçuş menzili 10 km. kadardır. Diğer arı cinslerinde bu mesafe ancak 3-4 km. kadardır. LEZZETLİ SÖZLER
Rabbim balarısına "dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva yap, sonra her çeşit bitkiden ye; sonra da (bal yapman için) Rabb'inin gösterdiği yoldan boyun eğerek yürü" diye öğretti. Onun karnından renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Düşünen millet için bunda ibretler vardır.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |