Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Brüksel zirvesinin ardından TBMM Genel Kurulu'nda CHP lideri Deniz Baykal ile "tercüme" tartışmasına girdi.

CHP'lilerin yanlış tercüme üzerinden eleştirilerde bulunmasına sinirlenen Gül, tepkisini "Dar koridorlara giriyorsunuz, dar vizyonla düşünüyorsunuz" şeklinde dile getirdi.

Gül'ün konuşması AK Parti sıralarından uzun süre alkışlandı.

Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş da, konuşmasından sonra, soluğu Gül'ün yanına aldı. Aktaş, Gül'ün kulağına birşeyler fısıldayınca Gül, kahkaha atmaktan kendini alamadı.

Milletvekili arkadaşları Aktaş'a merakla sordular: "Ne söyledin de bakan güldü?"

Aktaş, kahkahının sırrını şöyle açıkladı: "Böyle güzel konuşmanız için demek ki sizi kızdırmak gerekiyor' dedim."

Şemdin Sakık da ressam oldu netekim!

Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Diyarbakır'da ortaya çıkarılan toplu mezar iddialarını araştırmak üzere bölgede inceleme yaparken, bir dönem PKK'nın lider kadrosunda görev yapan ve halen cezaevinde bulunan Şemdin ve Arif Sakık kardeşleri dinledi. Şemdin Sakık, cezaevinde İngilizce öğreniyor ve yağlıboya tablolar yapıyordu. Tablolarda işlenen konular ise daha çok İstanbul ve kadın konularıydı. Miletvekilleri, bu tabloları görünce Kenan Evren'in yaptığı tabloları hatırladılar. Sakık, milletvekillerinin şaşkın bakışları karşısında, tablolarından hediye etmek istedi ama herkes kibarca reddetti. Bir milletvekili, gerekçesini şöyle açıkladı: "Tablonun altında 'Şemdin' imzası var. Odamda veya başka bir yerde bu tabloyu gören kişi 'kim bu Şemdin' diye sorsa ne cevap veririm."

Danışmanlar patates taşımaya isyan etti

Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen, geçen hafta Meclis'te çuvallarla patates dağıttı. Foto muhabirleri ve kameramanlar için patates çuvalları renkli görüntülerdi. Ama milletvekili danışmanları bu işten pek memnun olmadı. Özegen'in, milletvekillerine gönderdiği faksta "Patateslar geldi, danışmanlarınız gelsin alsın" ifadesini, danışmanları çileden çıkardı. Milletvekili danışmanları, "Biz patates almak için mi burdayız" diyerek tepki gösterdiler ama çaresiz çuvalları da sırtlandılar.

'Kasımpaşalı'ya şiir yazıldı

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Brüksel'de elde ettiği başarıyı Ahmet Şahin adlı bir vatandaş şiir yazarak kutladı. Şahin, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün internet sitesine gönderdiği "Kasımpaşalı'ya" adlı şiir şöyle:

Şanınla şad oldum, göğsüm yüksekte
Yaradana kurban, ben sana hayran
Altmış yıl yürüdük, hayli tümsekte
Gönderene kurban, ben sana hayran
Övmedim kimseyi, seni bekledim
Boş koydum gönlümü, sana sakladım
Müjde değil miydi, Tayyip'ken adın
Yaradana kurban, ben sana hayran
Alnındadır ulu ecdat dehası
Göğsündeki altmış yılın pahası
Liderlerin, böyle olur ağası
Gönderene kurban, vay sana hayran
Sevemezdim elbet, şerrat deniyi
Sevdim seni seven, Berlusconi'yi
Yüzündeki veccel hayır çizgiyi
Gösterene kurban, ben sana hayran
Ülkemi temsilde benzersin koça
Münkir yüreklerde, tutuştu paça
Çok çileden geçtik, son yıllar caba
Seni bize veren Rahman'a kurban
Elliküsür yıllık özlemim benim
Översem kişiyi sizi överim
Bir de Gül'üm var ki, candan severim
Allah'ına kurban, ben size hayran
Simitçi milletvekilini tanımayınca...

AK Parti İstanbul Milletvekili Ali İbiş, bir hafta sonu eşi ve çocuklarıyla birlikte İstanbul sokaklarında dolaşırken simit almak için bir simitçi dükkanına girmiş. Fakat o gün İbiş'in hafta sonu kıyafeti biraz "fazla sıradan" bir kıyaftmiş. Simitçi, İbiş'e şöyle bir bakmış, sonra da 3 simit isteyen milletvekilinin haline acımış olmalı ki, "Size dört simit vereyim ama siz üç simit parası ödeyin" demiş. İbiş, simitçinin bu cömert tavrından çok etkilenmiş ama 3 simitte ısrar etmiş, simitleri aldıktan sonra da milletvekili olduğunu söylemeden uzaklaşmış.

'Yakışıklıyım beni evlendirin...'

Meclis'in en renkli aynı zamanda dertli komisyonu Dilekçe Komisyonu'dur. Vatandaşlar Türkiye'nin dört bir yanından komisyona dilekçe gönderip, dertlerine çözüm bulunmasını isterler. Muharrem Polat adlı bir vatandaş da komisyona mektup yazmış:

"32 yaşında ince, narin, esmer tenli, zayıf yapılı biriyim. Çok yakışıklı ve kibarım. Ama sigortalı işim olmadığı için evlenemiyorum, beni evlendirin." Komisyon, çözümü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'na bir yazı yazarak Polat'a yardımcı olunmasını istemekte buldu. Bakalım, bu dertli vatandaşa uygun bir eş bulunabilecek mi?

'Korkunun ecele faydası yok'

CHP'de krizler, neredeyse rutinleşti. Gün geçmiyor ki CHP'de yeni bir kriz olmasın. Son krizimiz, Menemen'deki anma töreni sırasında yaşananlar. CHP Genel Sekreteri Önder Sav, genel başkanlık yarışına soyunan Mustafa Sarıgül'ü törene davet eden Menemen Belediye Başkanı Taner Şahin'i arayarak, çıkışıyor: "Sen deneyimli bir başkansın, hakkında disiplin süreci işleyen bir belediye başkanını böyle bir törene nasıl çağırırsın?" Ama başkan öyle bir cevap veriyor ki, Sav, ne diyeceğini şaşırıyor: "Sayın Genel Sekreter, korkunun ecele faydası yok." Sav, çaresiz telefonu kapatıyor.

'Dini biraz da biz istismar edelim'

Diyanet bütçesi Meclis'te görüşülürken CHP ve AK Partili milletvekilleri "imamların siyasi görüşlerini" tartışma konusu yaptılar. CHP İstanbul Milletvekili Halil Akyüz, imamların yıllardır sağ partilere destek verdiğini söyledi. Ancak eleştiriler gelince "Ben de müslümanım kardeşim" dedi. CHP'li Akyüz, kuliste bir grup gazeteci ile sohbet ederken, "Artık siz de dini söylemleri kullanıyorsunuz?" eleştirisiyle karşılaştı. Akyüz'ün savunması ilginçti; "Ne yapalım kardeşim bu ülkede 50 yıldır sağ partiler dini istismar ediyor. Biraz da biz istismar edelim."

« Geri Dön