AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu

Son İslam Dışişleri Bakanları Konferansı'nda İslam Konferansı Genel Sekreterliğine seçilmiş olan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun önceki gün eski Genel Sekreter Abdülaziz Belkaziz'den devralarak resmen göreve başlaması Türkiye'nin uluslararası camiada gelmiş olduğu yeri değerlendirme hususunda çok önemli bir göstergedir.

Türkiye'nin dış politikasını yakından takip edenlerin bildikleri gibi ülkemizin İslam Konferansı Teşkilatı'na (İKT) katılması oldukça ilgi çekici bir gelişmeye konu olmuştur. Altmışlı yıllarda özellikle Ortadoğu'daki İslam ülkeleri arasında bir İslam Birliği kurulması yönünde bir eğilim, arzu ve çaba vardı. Bu düşüncenin bayraktarlığını da Suudi Arabistan Meliki Faysal yapıyordu. Bu çerçevede 1965 yılında Türkiye'yi de ziyaret etmiş ve bu projeye Türkiye'nin destek vermesini istemişti.

Bu arada patlak veren 1967 Arap-İsrail Savaşı gündemi değiştirmiş, ancak Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmesine olumlu katkı yapmıştır. Savaştan sonra 22 Ağustos 1969'da bir Yahudi gencin Mescid-i Aksa'yı kundaklaması İslam dünyasında büyük bir infiale sebep olmuş ve olay nedeniyle İslam ülkeleri liderlerinin bir zirvede buluşup konuyu görüşmeleri kararlaştırılmıştı.

İslam Konferansı'na atılan ilk adım işte bu olmuştur. Avustralyalı Yahudi Michael Danis Rohen'in El-Aksa'yı yakmak istemesi İslam ülke liderlerinin bir zirvede buluşmalarını sağlamıştır desek yanlış olmaz. 22-25 Eylül 1969 tarihleri arasında Fas'ın başkenti Rabat'ta toplanmasına karar verilen İslam Zirvesi'ne Türkiye de davet edilmiştir. Türkiye'nin davet edilmesi nedeniyle iç politikada ve basında yaşanan tartışmalara bakılınca nereden nereye geldiğimiz konusunda gerçekten büyük bir şaşkınlık yaşamamak mümkün değil.

O günleri hatırlarsak iktidarda 1965 seçimlerini tek başına kazanmış olan Adalet Partisi vardı. Başbakanlık koltuğunda Süleyman Demirel bulunuyordu. Cumhurbaşkanlığı köşkünde ise Cevdet Sunay vardı. Adalet Partisi karşısında CHP ve lideri İsmet İnönü muhalefette idi. Türkiye genel seçimlere hazırlanmaktaydı ve ekim ayında seçimler yapılacaktı.

Hükümet Zirve'nin İslam dünyasıyla ilişkileri geliştirmek için bir fırsat olacağına inanıyor ve değerlendirmek istiyordu. Ancak CHP ve İnönü bu vesile ile hükümeti köşeye sıkıştırmaya çalışıyordu. Basın da başında "İslam" bulunan bir zirveye laik Türkiye'nin katılmasının nasıl büyük bir gericilik ve Atatürkçülüğe aykırı bir politika olduğunu ispatlamaya çalışıyordu.

Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanının veya bir alt düzeyde Başbakanın Zirveye katılması mümkün olmadı. Hükümet her türlü eleştiriyi göğüsleyerek Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'i Zirveye gönderme kararı aldı. Bu bile muhaliflerce çok sert şekilde eleştiri konusu oldu. Başbakanın "...Rabat'ta yapılacak toplantı dini bir toplantı değil siyasi bir toplantıdır. Müslüman memleketlerin iştirak edeceği bir toplantı olması, bu toplantıya iştiraki laikliğe aykırı bir fiil haline getirmez..." şeklinde eleştirilere cevap vermek zorunda kalması o günkü tartışmaların boyutu hakkında ipucu verebilir. Nitekim Türkiye 1976 yılına kadar toplantılara düşük düzeyde temsil edilmiş ve devamlı kararlara rezerv koydurma ihtiyacı duymuştur. Hatta İslam Konferansı'nın daimi bir örgüt haline getirilmesine muhalefet etmiştir. Ancak 1976'daki 7.İslam Dışişleri Bakanları Konferansı'na üyelik başvurusunda bulunmuş ve üyeliği alkışlarla kabul edilmiştir. Fakat o gün bugündür hala üyeliği TBMM tarafından onaylanmış değildir.

Böyle bir tartışmadan bugünkü noktaya yani İslam Konferansı Genel Sekreterliğini bir Türk diplomatın devraldığı yere gelmiş bulunuyoruz. Bunu basit bir olay olarak görmenin ne kadar yanlış olduğu dünya basınında bu konuya ayrılmış yorumlarla sabittir. İslam Konferansı Birleşmiş Milletler'den sonra dünyanın en büyük uluslararası örgütü olduğunu unutulmamalı. Evet böyle bir örgütün genel sekreterlik makamında bugün Türkiye'nin seçkin diplomatlarından Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu oturuyor. Kendisini kutluyor ve başarılı olacağına olan güvenimizi bir kez daha ifade ediyoruz.



30 Aralık 2004
Perşembe
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED