AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
"Çözemediğimiz için özür..."

TBMM Başkanı Bülent Arınç: "Ak Parti'nin 370 milletvekili var, neden çözmüyor, diyenler bir açıdan haklıdır. Ama bu, Türkiye'nin gerçekleri ile uyuşmuyor. Türkiye'de belli kesimler var ve onlar güçlü propagandaya sahipler. Üniversitelerde kılık - kıyafete karışılmaması için yüzde 70'lerin üzerinde bir mutabakat var. Bu biraz daha büyüyünce, ardından yasal düzenlemeler gelir ve çatışmaya yol açmadan çözülür."

Başbakan Tayyip Erdoğan: "Halkımızın henüz çözülmemiş ukdeleri var, bunları da bu çatı altında çözeceğiz. Halkımızın yüreğindeki ukdeler tam olarak çözülünceye kadar çaba harcayacağız."

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül: "Türkiye'de çoğunluğun da inanç özgürlüğü problemleri var."

Biri, alınlığında "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" yazan TBMM'nin Başkanı...

Diğeri, halkın oylarıyla ülke yönetimini ellerine tevdi ettiğimiz Başbakan.

Üçüncüsü, tırnak içinde "Türkiye'nin en önemli demokrasi hamlesi" kabul edilen AB ile ilişkileri sürükleyip götüren sima...

370 milletvekiline sahip bir Ak Parti grubu...

Yüzde 70'lerde bir kamuoyu talebi...
"Çözemedik, çözülmüyor Mihriban..."

Bir süre daha...

Milletvekili sayısı 550 olursa, kamuoyu talebi yüzde bilmem kaçlara çıkarsa belki...

Acaba?

Yoksa, sayın Arınç'ın sözünü ettiği "propagandası güçlü belli kesimler"in razı olması mı gerekiyor halkın kimi özgürlükleri yaşayabilmesi için?

Onları anlıyoruz.

Türkiye'yi anlıyoruz.

TBMM Başkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve Ak Parti grubu, Meclis bahçesine törenle "Yaşanan acıyı paylaşmamıza ve bütün irademize rağmen başörtüsü problemini geçici olarak çözemediğimiz için halkımızdan özür dileriz" biçiminde dev bir pankart assalar yeri...

Herhalde böyle bir pankart, bilmem kaçıncı uyum paketine rağmen demokrasi konusunda hala nerede bulunduğumuzun net bir göstergesi olurdu.

Bilmem böyle bir pankartı asmayı zaaf olarak mı değerlendirir, Ak Parti yönetimi?

Çağrılarıma uymuyorlar, hani şunu istemiştim onlardan:

-Urfa'dan Ankara'ya yürüyenleri kabul edin. Hiç olmazsa eşleriniz onları çadırlarında ziyaret etsin.

Demek ki saçma bulunuyor taleplerim... olabilir, yadırgamıyorum.

Meclis Başkanı ile görüşmek isteyen başörtülü öğrencilerin polis tarafından gözaltına alınmaları da yadırganmaz Türkiye'de...

Bir Başbakan'ın 370 milletvekili ile bir toplumsal sorunu çözemediğini ilan ettiği bir ülkede, bir grup kız öğrencinin gözaltına alınması, hukuk ihlali olarak çok da çarpıcı sayılmamalı!!! Milyonlarca oy'un "propagandası güçlü belli kesimler"in ayakları altında çiğnenmesi daha küçük bir facia mı?

Bakın, yeterince damarlarına basıyorum.

Gittikleri her yerde Ak Partililerin damarlarına basılıyor.

Başbakan bir yerde "Haydi kızlar okula, atılmak için" pankartıyla karşılandı... Bu, bu ülke çocuklarının Ak Parti hükümetinin eğitim uygulamaları karşısında en dramatik çığlığı idi...

Sizin tabanınızın bir başörtüsü sancısı olacak, bunu kız çocuklarınız yaşayacak ve siz gene de, onların okula alınmayacağını bildiğiniz halde "Hadi gelin" diye çağrıda bulunacaksınız...

Bütün bunların Ak Parti grubunun çok önemli bir kısmının yüreğini dağladığını düşünürüm.

Ama işte, geçici olarak çö - ze - mi - yor - lar!

Zor bir iş Türkiye'de siyaset.

Buradan şu, "ulusalcılar"a bir şeyler demek istiyorum. Bir yandan "AB süreci"ne karşı milli haysiyet davasına soyunurlar, diğer yandan, bu ülke kadınlarının en saf, en tabii, en ona yakışan sembolü olan başörtüsüne yasak konusunda, AB ile ağız birliği yaparlar...

Utanç verici bir ikiyüzlülüktür bu!

Ak Parti'ninki ne peki?

Bunca AB'cilik AK Parti kadrolarına yakışıyor mu?

Yakışmıyor elbet! Ama Türkiye'de herkeste biraz "yılana sarılma" psikolojisi oluşturan kahredici statüye ne demeli?

Bu kahredici statü sebebiyle, nerede ise halk kalmadı tabanda bu yapıyı gönül huzuru ile taşıyan...

Başörtülü kızlarımıza hep şunu diyorum:

-Kapıyı çalmaya devam edeceğiz. Bir gün herkes duyacak... Yeter ki, yürekler Kutlu yüceliklere bağlılığını ve direncini ve kaybetmesin.

Ne demiş Üstad Necip Fazıl:

"Bir gün anlaşılır şiir - Çoğu gitti azı kaldı..."


30 Aralık 2004
Perşembe
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED