T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Top Meclis'te

Bölgemiz, henüz uluslararası meşruiyeti bulunmayan bir askerî müdahalenin tehdidi altında önemli günler geçiriyor.

Bu müdahalede ısrarcı olan tarafın müttefikimiz olması bölgede en fazla Türkiye'yi zora sokuyor.

Hükümetimizin işi gerçekten çok zor.

Hükümet savaş istemiyor bunu biliyoruz. Sorunun barışçı yallarla çözülmesi için azami gayret sarfetti bunu da biliyoruz.

Ama savaşa taraf ülkenin bir yandan müttefikimiz olması bir yandan dünyanın en güçlü ülkesi olması bir yandan da meşruiyet aramaması Türk hükümetini zora sokuyor. Çünkü ABD kolay vazgeçilecek bir müttefik değil. Aradaki ekonomik, askeri ve siyasi bağlar oldukça köklü. Hele Irak müdahalesi Türkiye'siz çok zor. Amerika bunu bildiği için Türkiye'yi zorluyor. Türk hükümeti de halkının savaşa karşı düşüncelerini bildiği için savaşa taraf olmak istemiyor.

Fakat, durum ne kadar zor olursa olsun Türk hükümetini rahatlatan ve bu savaşın dışında bırakacak olan iki çıkış yolu var.

Birincisi, hükümetin ve AK Parti Genel Başkanı'nın başından beri seslendirdiği meşruiyet meselesi. Müdahale için, uluslararası hukuki meşruiyet için askeri müdahaleyi öngören BM Güvenlik Konseyi kararı. Hükümet ve parti bu karar olmadan olmaz dedi. ABD ise böyle bir karara ihtiyaç yok politikası güdüyor. Bu politikayı güdüyor çünkü BM'den böyle bir karar çıkmasının zor olduğunu görüyor. Hükümetin BM kararı istemesi bu yüzden çok akıllıca bir taktik idi.

Hükümetin bu kararında ısrarcı olması gerekir bu bir.

İkincisi, hükümetin ne asker gönderme, ne de yabancı ülke askerinin ülkemizde konuşlanmasına ve ülkemizden geçmesine tek başına karar verme yetkisi yok.

Bu yetkiyi Meclis verecek. Hükümet her halukarda topu Meclis'e atarak rahatlama imkanına sahip, bu da iki. Hatta BM kararı olsa dahi Anayasa gereği Meclis kararına ihtiyaç var.

Hükümet Meclis kararını gerekçe olarak gösterip bu savaşın dışında kalabilir!

Tıpkı ABD başkanlarının Kongre kararlarını gerekçe göstererek kimi uygulamalardan vazgeçtikleri gibi.

Hükümet Meclis'ten yetki isteyecek.

Bence hükümet Meclis'ten her detay için ayrı ayrı yetki istemeli. Zaten askerimizin Kuzey Irak'a geçmesi için ayrı, ABD askerlerinin ülkemizden Irak'a geçiş yapmaları için ayrı, yani iki ayrı yetki talebinde bulunması beklenmektedir.

Benim kanaatime göre, eğer hükümet hukuki meşruiyeti bulunmayan bu müdahalenin kaçınılmaz olumsuz etkilerinden ülkemizi korumak için ordumuzun Kuzey Irak'a geçmesini talep ederse buna onay çıkabilir.

Ama, ABD askerinin ülkemizden Irak'a geçmesi için bir yetki talebi olursa bu talebin Meclis'te kabul görmesi çok zor olacaktır. Çünkü Irak'a geçen bu askerler savaşmak yani kan dökmek için geçeceklerdir. Kan dökmek için geçecek bir askere izin vermek onların eylemlerine destek olmak anlamına gelecektir. Meclis'ten böyle bir kararın geçmesi çok zordur.

Hatta eğer Meclis, askerimizin Kuzey Irak'a yerleşmesinin arkasında ABD askerinin güvenli geçişini sağlamak gibi bir gerekçenin varlığından kuşkuya düşerse, bu durumda birinci talebin kabul görmesi de çok zordur.

Bence hükümet topu sürekli Meclis'e atmalı, vekilleri yönlendirmeye tevessül etmeden sadece bilgilendirmelidir.

İşte o zaman Meclis'ten doğru karar çıkacaktır. İşte o zaman milletin iradesi karara yansıyacaktır.

Amerika'nın bir Kongresi vardır ve başkanı bağlamaktadır. Türkiye'nin de Büyük Millet Meclisi vardır ve hükümeti bağlamaktadır.

Bunu bütün dünya görmelidir/görecektir..


5 Şubat 2003
Çarşamba
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED