Kimi karanlıktan, kimi yalnızlıktan korkar. Sosyal yaşantımızı zorlaştıran bu fobilere karşı, kendimizi çaresiz hissetsek de bunu aşmanın mutlaka bir yolu vardır

Sosyal fobi, genel olarak, "bireyin, yabancı insanlarla karşılaştığı ya da başkaları tarafından izlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda yanlış bir şey yaparak rezil olacağı korkusu yaşaması hali" olarak tanımlanır. Zamanla artan bu korkular, kişiyi önlemler almaya zorlar. Bunların en başında ise olumsuz duygular uyandıran mekanlardan uzak durmak gelir. Çözüm olarak görülen bu durum ise kişilerin sosyal performanslarını gittikçe düşürür. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, "Yaşasın Hayat" adlı eserinde, sosyal fobiklerin karşılaştıkları zorlukları detayları ile anlatıyor. Sosyal fobikler, kendilerini utangaç olarak tanımlar. Kimi zaman bu utangaçlık inanılmaz boyutlara ulaşır. Öyle ki başkalarının karşısında konuşamaz, yemek bile yiyemezler.

Ah şu korkularımız...

Müftüoğlu'na göre, ülkemiz insanlarında sıklıkla görülen bu durumlara otoriteden birşey isteyememe, yeni insanlarla tanışamama, sosyal faaliyetlere katılamama gibi korkuları da eklememiz mümkün. Fobiler deyince aklımıza ilk gelenler, dişçi korkusu, yükseklik korkusu, kapalı mekan korkusudur. Yükseklik korkusu olanlar için balkona çıkmak veya uçağa binmek bir kâbustur. Müftüoğlu, korkuların tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğunu belirtiyor.

Korku tedavi edilmeli

Mantık dışı korkularla baş etmek zorunda kalan kişiler genellikle fobilerinden dolayı utanç duyar ve söz etmekten çekinirler. Bu nedenle fobiklerin, profesyonel yardım alma talepleri oldukça düşüktür. Ancak bu tür fobilerin tedavi edilebilir durumlar olduğu unutulmamalıdır. Tedavide, davranış terapisi, hipnoz, gevşeme teknikleri ve içgörü yönelimli psikoterapi programları uygulanmaktadır.

BOĞULACAK GİBİ OLUYORUM

Yoğun olarak karşılaşılan diğer bir fobi ise "klostrofobi" olarak tanımlanan kapalı ve basık mekan korkusudur. Çoğunlukla kadınlarda görülen bu endişenin başlangıcı otuzlu yaşlardır. Genellikle bu korkuyu taşıyan kişiler nefes alamamaktan ve boğulmaktan korktukları için kapalı mekanlarda bulunmak istemezler.