İstanbul büyük bir kent… Ve bu büyük kentte ayakta kalmak zor iş… Günün ilk ışıklarıyla birlikte ekmek parası için sokağa fırlayan insanlar, telaş içinde akşamı nasıl ettiklerini anlayamıyorlar bile… Ve bu koşuşturma sırasında pek çok şeyi ihmal edebiliyorlar.… Sahilde demli bir çay içmeyi örneğin, ya da martılara simit atmayı, hatta boşverip işi gücü kimi zaman; İstanbul'un sokaklarında küçük keşif yolculukları yapmayı, kaybolmayı… Ve tabii ağız tadını... Hangimizin hayatı saydıklarımdan hangisine müsaade edebiliyor bilemem ama yapmaya çalışın böyle şeyler… Mutlu olursunuz. İyisi mi sadede gelip, ağız tadı konusuna geçeyim… 3 misafirimle beraber İstanbul'un hay huyuna küçük bir es verip, deniz gören ve bahçeli bir yere gitmek istedik. Türk mutfağının klasikleşmiş, farklı farklı çeşitleriyle hemen herkesin beğendiği bir lezzetinden bahsedeceğim sizlere. Pideciye gideceğiz bu hafta, İlbey Bafra Pidecisi'ne…

Çok kişiden methini duyduğum İlbey Bafra Pidecisi Samatya sahilinde..

Uzmanlık alanı pide...

Şefin güleryüzüyle karşılandığımız mekanda, deniz kokusu duyabilmek için bahçede oturmayı tercih ettik. Ahşap masaların üzerine yerleştirilmiş hasır servis altlıklarıyla ilgilendim ilk. Güzel bir tercih… Sipariş için menüye göz atmak istediğimde devreye müessesenin müdürü Deniz Tolan araya girip, sadece pide çeşitleri, turşu ve içecekten oluşan bir menülerinin bulunduğunu söyleyince şaşırdım doğrusu. Menünün neden bu kadar sınırlı olduğunu Tolan, "Müşterilerimizin bizi pidemizle hatırlamalarını arzu ediyoruz. Pide yemek istediklerinde kusursuz hizmet alabilecekleri mekan olarak İlbey Pidecisi'ni akıllarında bulundurmaları için sadece pide ikram ediyoruz." sözleriyle açıkladı. Tek ürüne koca bir müesseseyi seferber etmeleri bana oldukça cesaretli bir tercih gibi göründü. Neyse…

Mekan oldukça doğal dekore edilmiş. Abartılı değil. 3 misafirimle birlikte Bafra Pidesi başta olmak üzere ortaya bir de karışık pide siparişi verdik. Pidelerin hazırlanmasını beklerken ruhumu da ihmal etmeyip, iyi ayarlanmış bir tonda yayılan halk müziği ezgilerine kulak verdim. Gözüm denizdeki tatlı kıpırdanmada…

Ana yemek olan Bafra pidesi masamıza geldiğinde etrafı çok güzel bir tereyağı kokusu sardı. Altı parça halinde masaya servis edilen Bafra pidesinin kesim öncesi uzunluğu 80 santimetre… Şekli galetaya da, since ama hayli uzun kır pidesine de benzetilebilir. Porsiyonları oldukça doyurucu, kıtır kıtır olan pidenin lezzeti alışılmışın dışında,yöresel ve özel bir tat. Hamurun hazırlanma tekniği, kullanılan malzeme ve pişirilme usulü, pidenin gevrekliğinin temel sebepleri… En önemli sebebi de pidenin merdane kullanılmadan elde açılarak hazırlanması... Bafra Pidesi, Pelit ağacının odunlarıyla pişiriliyor. Pelit ağacı odunu, pişirilen pideye özel koku sağlıyor ve is vermiyor.

Malzemelerin tamamı Karadeniz'den

Deniz TOLAN pidenin yapımında kullanılan hemen hemen her malzemenin Bafra'dan getirtildiğini iletti. Kömüş peyniri de Samsun'dan geliyormuş.

Yemek sonrası, tatlı sorduğumuzda Bafra pidesinin en iyi tamamlayıcıları olan fırın sütlaç ve Samsun sakız dondurmasının çok kısa sürede menülerine ekleneceğini belirten yetkililer,dileyenlere semaver servisinin de yakında başlayacağını ilettiler.

İnce bir detayı da atlamadan ileteyim, bir ihtiyacınız olduğunda garsonu yanınıza çağırmak için ellerinizi havaya kaldırıp, "acaba bu garson beni gördü mü,görmedi mi" diye düşünmenize gerek yok. Masalarda garson çağrı cihazı var. Cihaza basar basmaz garson hemen masanızda hazır oluyor.

Sabah 7'den itibaren açık olan restoranda kredi kartı geçiyor. 20 kişiye kadar olan VIP salonları grup toplantıları için ideal. Motorlu servisi de olan İlbey Bafra Pidecisi'nin 40 araç kapasiteli otoparkı da bulunuyor. Tanju Çolak müessesenin müdavimlerinden.

Gittim, gördüm, tattım, memnun kaldım. Lezzet keşfine çıkmak isteyenlere de tavsiye ederim.. TEL: (0-212) 530 17 50

LEZZET LATİFESİ

Rast gitmeye görsün bir kişinin işi,
Mermeri keser dişi.
Ters gitmeye görsün bir kişinin işi,
Muhallebi yerken kırılır dişi.
(Atasözü)

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu