|
|
Günün sözü niyetine
Hükümetler insanlardan korktuğunda özgürlük vardır. İnsanlar hükümetten korktuğunda zulüm vardır diyor eski Amerikan başkanlarından Thomas Jefferson. Hangi gün söylediğini bilemesek de, tam "günün sözü" olarak söylenmiş bir söz bu. Jefferson, üç numaralı başkan. Mimarlık ve yazarlığı da var. 1743'te doğmuş, 83 yıl yaşamış ve 1826'da ölmüş. Yaklaşık iki asırdan bu yana pek bir şey değişmemiş gibi gözüküyor. İlle bir korkan taraf olacak. Ya insanlar yönetimden korkacak, ya da yönetim halktan. Yönetenle yönetilenin barışık olduğu, arada korkunun bulunmadığı bir yönetim şekli için gayret edip kafa patlatsak, yakalayamaz mıyız?
EKONOMİ PRATİK ÇÖZÜM İSTER
Samet üç yaşında. Bir arkadaşımızın yeğeni. Çikolatayı çok seviyor. Annesi bakkala giderken "Anne bana çikolata al" diye adeta yalvarmış. Annesi elindeki bir milyonu göstermiş ve "Bak oğlum" demiş, "bir tane paramız var, onunla da ekmek alacağız." O sırada telefon çalmış. Elindeki parayı sehpanın üzerine bırakıp telefonda konuşurken, Samet parayı ikiye bölmüş ve annesine seslenmiş: "Bak artık iki tane paramız var. Biriyle ekmek, biriyle çikolata al." Arkadaşımızın yorumu, yeğeninin ileride "genel sekreter" olabileceği şeklinde. Samet'in hangi kuruma genel sekreter olabileceğini de siz tahmin edebilirsiniz.
BEYAN ESAS OLUNCA
Açıkladıkları beyannamelere göre, lokantacıların bile aç oldukları ortaya çıktı. Aylık 98 milyon lira düşüyor kâğıt üstünde. Onlardan daha beter durumda olanlar var. Deterjan ticareti yapanlar. Hani şu beyaz, daha beyaz, en beyazcılar. Deterjancıların aylık geliri 84 milyonla sınırlı. Hadi lokantacılar çok acıkırlarsa, tezgahtaki yemeklerden atıştırabilir, karınlarını doyurabilirler. Deterjancılar ne yapsın?
KOLİ YOKSA, BASİLİ DE YOKTUR
İstanbul sahillerinin bu sene temiz olduğu açıklandı. Koli basili, moli basili yokmuş. İsteyen, gönül rahatlığıyla denize girebilecek diyor yetkililer. Olsa ne yazar ki!.. Daha önce tehlikeliydi de giren yok muydu? Kavurucu sıcakta delikanlılar ve kendini delikanlı hissedenler sahile gidip bakıyorlardı; Boğaz'ın suyu akıp gidiyor. Görünür alan içerisinde "koli" bulunmadığı tespit edildikten sonra cumburlop!.. Koli olmadığına göre, basili de yoktur diyerek... Serinleyip çıkıyordu millet. Evet, şakası bu türlü olan mevzumuzun maddi boyutuna gelince... İSKİ'nin denizi temizlemek için 1994'ten bu yana yaptığı yatırım miktarının trilyonlara vardığını belirtmemiz gerekir.
KINAYANA ALDIRMA
Bir Tasavvuf Okulu Olarak Melâmetîlik, İnsan Yayınları'ndan çıkan Ali Bolat'ın eseri. Genel itibariyle, "Hayırları izhar, şerleri izmar etmemek" şeklinde formüle edilen ve kınayanın kınamasına aldırmamak esası üzerine kurulu olan Melâmetîlik, Türkler'in İslâmlaşma sürecinde hatırı sayılır derecede varlığını hissettiren Horasan sûfîliğinin temel özelliğini oluşturmaktadır. Bu bakımdan anılan düşünce ve hareket, Türk Din ve Tasavvuf Tarihi açısından ayrı bir önemi haizdir. Anadolu coğrafyasının dînî hayatı ve tarihinde de oldukça belirleyici bir rol oynayan Horasan sûfîliğinin bütün yönleriyle ele alındığı eser, tarih, kültür tarihi ve sosyoloji alanlarına da önemli malzemeler sunmaktadır.
BAĞLANMA - Baba bana bilgisayar al.
MESELA
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, çizgi film kahramanı olsaydı, "Şirinler"de değirmenci olurdu.
"BERABER YÜRÜDÜK
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |