|
|
'Beyaz Türkler'den sonra şimdi de 'Sarışın Türkler'!
6 yıla yakın zamandır Yeni Şafak'ta yazıyorum, bugüne kadar köşemde hiç fotoğraf kullanmamıştım. Aslına bakarsanız bugün de kullanmayacaktım ama derdimi iyi anlatabilmem açısından pek de uygun görmediğim bu uygulamaya hiç değilse bir gün için başvurmak kaçınılmazdı.... Fotoğrafı gördünüz, bir olağanüstülük yok... İki çocuklu mutlu bir aile fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Karşımızdaki "aile"nin bizden "ortalama" bir aileye benzemediği de aşikar... Halleri vakitleri yerinde, "sarışın" bir aile bu. "Sarışın" sözcüğü geçtiğine göre mesele anlaşılmıştır artık sanırım; karşımızda duran aile fotoğrafı, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu'nca (TTK) ilköğretim 4. sınıf sosyal bilgiler kitabından (iddiaya göre) "Türk sarı olmaz" gerekçesiyle çıkarılan fotoğraftan başkası değil.... Üzerinden birkaç gün geçti ama olayı mutlaka hatırlıyorsunuzdur. Olay 5 Haziran tarihli Milliyet gazetesinin "Resmen ırkçılık" manşetiyle ülke gündemine girmişti. Gazetenin haberine göre kitabı inceleyen TTK'dan bir üye bu fotoğrafa "Türk sarışın olmaz" diyerek itiraz edince "sarışın aile" fotoğrafı oy çokluğuyla kitaptan çıkarılmıştı. Milliyet bu işe bayağı bozulmuştu da yani... Fotoğrafın çıkarılmasını kınıyor, "Oysa Anayasamızın 66. maddesi 'Türk Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür' diyor" diyordu.... Unutmayın, gazetenin manşeti de şöyle böyle değildi: "Resmen ırkçılık"(!) Yani özetle bir kez daha öyle zorlu bir tartışmanın içine düşmüstük ki, Allah düşmanımızın başına vermesin! Neyse, ertesi gün bu "ırkçılık" tartışması biraz yatışır gibi oldu. Hem de Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in büyük katkısıyla. Milliyet gazetesi bu kez bakanın "Fotoğrafla uğraşmayın" talimatını başlığa taşımıştı. Çelik, bu "ırkçı" yaklaşımı şiddetle eleştirirken "Böyle şey olur mu? Benim kardeşlerim de sarışın ve yeşil gözlü" diyordu. Tartışma buraya varır da CHP'nin eğitim/öğretimden sorumlu siyasi komiseri Mustafa Gazalcı durur mu? Konuyu bir soru önergesiyle Meclis'e taşıyacağını belirtiyor ve ekliyordu: "Türk halkı bunları çoktan aştı." Bu arada tabii ki eski Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin'e de mikrofon uzatılmıştı. Onun görüşü de şöyleydi: "Türkiye Cumhuriyeti devrimleriyle kavgalı olanların eğitimi yönetmesi gibi bir dönem yaşıyoruz." Peki iyi güzel de Türk halkı acaba neyi aşmıştı? "Devrimlerle kavgalı" hangi uygulamayla karşı karşıyaydık? "Sarışın aile" fotoğrafı etrafında başlayan tartışmada gerilim öyle hızlı yükselmişti ki, tartışmaya bir de "genç subaylar" katılsa tamam olacaktı! Bitmedi, olaya ilişkin başka hoş bilgiler de var. Hüseyin Çelik (biz Milliyet'in yalancısıyız!) Talim Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk'u "Fotoğrafla uğraşmayın" diye uyarınca Başkan bakın nasıl cevap vermiş: "Fotoğraf yabancı dergiden alınarak kitaba aktarılmış. Bu nedenle itiraz edildi." Çelik'in bu cevaba cevabı da, "biçime değil, içeriğe önem verilmesi gerektiği" şeklinde olmuş. Olaya ilişkin ilginç bir açıklama da söz konusu kitabı yayına hazırlayan Cemre Yayınları'nın sahibinden geliyor: "Yerli yayınlardan fotoğraf kullanmıyoruz. Sanıyorum bu olayda da fotoğrafın yabancı yayından alınması etkili oldu."(!) ("Yerli yayınlardan" fotoğraf kullanmıyorlar, çünkü besbelli ki benimsedikleri bu yöntem çok daha ucuza (yani beleşe) geliyor!) Evet, hikaye bundan ibaret.... Şimdi isterseniz, yukarıdaki fotoğrafa bir daha göz atalım: Yahu bu fotoğrafın kitaptan çıkarılmasının neresi "Resmen ırkçılık"?! Hatta tam tersine, bu "sarışın aile"yi Türkiye'nin okullarında okunan bir sosyal bilgiler kitabına sokmak "ırkçılık" değil mi?! Evet bu fotoğraf bir "aile" fotoğrafı ama ortalama bir "İsveçli aile"nin fotoğrafı değil mi? "Beyaz Türkler" filan derken başımıza bir de "Sarışın Türkler" mi çıktı? Sınıfta "Aile Ünitesi"ni işleyen çocukların önlerindeki "görsel malzeme"yi nasıl değerlendireceklerini tasavvur edin.... Fotoğrafı yakından inceleyen çocukların "Eğer onlar 'aile' ise bizim evdekinin adı 'aile' değil!" dememeleri mümkün mü? Oldu olacak, sosyal bilgiler kitabının "Çevremiz Ünitesi"nin "görsel malzemesi" olarak da Londra banliyölerinin fotoğrafı kullanılsın... Sonuç olarak, adına "gazete" denilen bir "kuvvet"in eğer isterse, bakanından bürokratına, siyasetçisinden yayıncısına ülkede nerelere kadar ve ne derece sahte "korkular" salabildiğine bakın... Bu kuvvet kendisine o derece "kötücül" bir misyon biçmiş ki, bir yayınevinin telif ödememek için bir kuzey Avrupa dergisinden yürütüp kitabına soktuğu saçma sapan bir "aile" fotoğrafı çok yerinde bir kararla kenara itilince, aile üyelerinin sırf "sarışın" olmalarından dolayı yine şu saçma sapan ve densiz hatırlatmayı yapabiliyor: "Kitaptan 'sarışın aileyi' çıkaran Talim ve Terbiye Kurulu üyeleri, Ulu Önder Atatürk'ün sarışın ve mavi gözlü olduğunu unuttu."
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |