AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Türkiye'nin AB üyeliği: Medeniyet projesinden "güvenlik" projesine

Bugüne kadar Batılılaşma projesi olarak sunulan; ekonomik, siyasi ve kültürel yönleri ağır basan Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği, ABD'nin yeni küresel sistem inşasının yol açtığı kaygılardan hareketle "güvenlik projesi"ne dönüşmeye başladı. Hem Türkiye için hem de Avrupa için Türkiye'nin tam üyeliğinin niteliği değişime uğruyor.

On yıldır süren yeni dünya düzeni tartışmaları, George Bush-Dick Cheney yönetimi iktidara geldikten sonra, "Amerikan imparatorluğu"nu kurmaya yönelik tek yanlı adımlara dönüşünce, küresel güç merkezlerinde başlayan ayrışma Türkiye'nin bölgesel durumunda derin değişiklikleri zorunlu hale getirdi. Soğuk Savaş'ın Atlantik İttifakı çatladı. ABD küresel statükoyu yıkmak ve kendi önceliklerine göre bir dünya sistemi kurmak için geleneksel müttefiklerini devre dışı bıraktı.

Avrupa-ABD ayrışması, ABD ile stratejik müttefik olan, AB ile de tam üyelik yolundaki Türkiye'nin pozisyonunun yeniden tanımlanmasını zorunlu hale getirdi. Irak'a yerleşen ABD, stratejik ortak gördüğü Türkiye'ye askeri açıdan ihtiyaç duymazken, İran ve Suriye'ye yönelik planlarıyla Türkiye'yi de endişelendirmeye başladı. Balkanlar ve Doğu Avrupa'yı yeni müttefik alanları ilan eden ABD'nin, Alman-Fransız ekseni liderliğindeki Kıta Avrupası'nın "Büyük Avrupa" projesini ana karaya hapsetmeye çalışması, AB'nin "yakın çevresi" Balkanlar ve Doğu Avrupa ile Ortadoğu, Kafkaslar, Orta Asya'ya açılımını engellemesi Avrupa'nın kuşatılmışlıktan kurtulmak için Türkiye'yi kilit önemde görmesine yol açtı.

Türkiye için yeni strateji

Türkiye-AB yakınlaşmasının, özellikle Irak'ın işgali ve sonrasında hız kazanması, "Türkiye'nin AB için stratejik hedef" olarak görüldüğünün AB yetkilileri tarafından dile getirilmesi, Avrupa'nın ABD'ye alternatif bir güç olarak İslam coğrafyası ile diyalog sürecine girmesi, reformların Türkiye'nin iç iktidar merkezleri arasında sanıldığı gibi büyük gerilimlere yol açmaması, daha önce AB üyeliğini bir iktidar sorunu haline getirenlerin şimdi süreci ekonomik ve sosyal hedefin yanısıra jeopolitik hedef olarak görmesi dikkatle izlenmeli.

Bugüne kadar Batılılaşma'yı medeniyet projesi olarak sunan, AB üyeliğini bunun uzantısı olarak gösteren, Türkiye'deki toplumsal yapıyı bu projeye karşı olanları gerekçe göstererek baskı altına alan, ancak gerçekte AB'ye tam üyeliği istemeyen hatta sabote eden çevrelerin tavrı büyük oranda değişti. Batılılaşma yolunda engel görünen kesimlerin AB üyeliğine ateşli destek vermeye başlaması ve Türkiye'nin çevresinde oluşan güvenlik kaygıları bu kesimlerin geleneksel yaklaşımında radikal değişikliklere yol açtı. İç politikada bir anda bütün kozların ellerinden çıktığı gerçeğiyle dış politikada ABD'nin giderek Türkiye için güvenlik sorunu haline gelmesinin şaşkınlığı üst üste geldi. Bu gerekçeler, 1990'larda tartışılması gereken "Türkiye için yeni strateji"nin, gecikerek de olsa bugün tartışılmasına zemin hazırladı.

Stratejik müttefikten taktik işbirliğine

Soğuk Savaş döneminde Sovyet tehdidine karşı Türkiye gibi Müslüman ülkelerle güvenlik kuşağı oluşturan ABD, Sovyet sonrası İslam, terör ve kitle imha silahları ekseninde kavramsallaştırdığı yeni tehdit algılamasına göre geleneksel müttefiklerinin durumunu yeniden değerlendirdi. Türkiye'nin stratejik önemi İsrail'in güvenliği ile İslam, İran, Suriye, Irak tehditleri esas alınarak yeniden tanımlandı. Türk-İsrail ekseni ve Türkiye-İsrail-Hindistan birlikteliği bu dönemde şekillendi ve Türkiye-ABD ilişkileri "stratejik ortaklık" düzeyine çıkarıldı. Irak işgalinden sonra ise Türk-İsrail ekseni etkisini kaybetmeye yüz tuttu. Asya'da İsrail-Hindistan işbirliği desteklenirken Hindistan'la Asya NATO'sunu kurmaya çalışan ABD, Türk-İsrail-Hindistan yakınlaşmasını sona erdirdi. İlişkilerin düzelme şartı olarak Suriye ve İran'a müdahalesine destek ve Kuzey Irak'ta Kürt imtiyazını tanıma şartı koydu. Bu da, Türkiye'nin stratejik ortaklıktan taktik işbirliğine indirgendiğine işaret ediyor.

Irak sonrası genel olarak dünyadaki askeri varlığını yeniden biçimlendirme yoluna giden ABD, Almanya ve Türkiye gibi geleneksel müttefiklerini yeni yapılanmanın dışında tutarken, askeri stratejisini Orta Asya ülkeleri, Kafkaslar (Gürcistan, Azerbaycan), Doğu Afrika, Doğu Avrupa, Balkanlar (Romanya, Bulgaristan), Güneydoğu Asya (Avustralya, Singapur, Filipinler), Güney Asya (Hindistan) ve Ortadoğu'da İsrail, Irak, Körfez ülkeleri, Ürdün üzerinden şekillendiriyor.

AB: Jeopolitik zorunluluk

Avrupa Birliği, özellikle Almanya ve Fransa, Türkiye gibi ABD'nin yayılmacı politikalarından şiddetli bir rahatsızlık duyuyor. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin hem AB için hem de Türkiye için bir güvenlik konusu haline gelmesinin sebebi de bu. Müttefik kavramı ABD için artık kayıtsız şartsız teslimiyet anlamına geliyor. Bu teslimiyeti sindiremeyen güçler, ABD'nin yakın çevresinde yer alamayacak. Türkiye de bu güçlerin içinde.

ABD'nin yeni küresel sistem projesi içinde Türkiye'nin pozisyonu özgürce tartışılmalı. Bu tartışma, Washington'dan dünyaya bakarak değil, Türkiye merkeze alınarak yapılmalı. ABD'yi merkeze alarak dünyaya bakanlar, bu tür tartışmaları tehlikeli buluyor, şiddetle tepki gösteriyor. Onlara göre Yetki Tezkeresi'nin reddi büyük bir hata idi ve bu hata mutlaka düzeltilmeli. Zira Türkiye'nin ABD'den başka seçeneği olamaz. Oysa küresel gelişmeler hiç de böyle seyretmiyor. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın "Avrupa Birliği Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik açıdan zorunluluğudur" sözü çok önemli. İki yıl önce, ABD'nin yeni küresel sistem projesi bu kadar netleşmeden önce bu tür bir sözü duymak mümkün değildi. O zaman AB üyeliği sadece sosyal, ekonomik ve kültürel bir amaç çerçevesinde bir Batılılaşma projesi olarak tanımlanıyordu. Yüksek sesle ifade edilmese de bu tespitin siyasi çevrelerce de kabul edildiğini sanıyorum. En azından öyle olmalı. AB üyeliği "bazı kesimler"in medeniyet projesi iken şimdi hemen "bütün kesimler" için bir güvenlik projesi olmaya doğru gidiyor.


10 Haziran 2003
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED