AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
"Bürokratik oligarşi"

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın siyaset-bürokrasi ilişkileri üzerine yaptığı bir değerlendirme, yeni bir tartışmaya yol açtı. Sayın Başbakan "siyaseti bile parmağının ucunda döndürüp" duran bir "bürokratik oligarşi"nin varlığına işaret etmekte ve bunun yarattığı sıkıntılara dikkat çekmekteydi.

Erdoğan'ın bu değerlendirmesini çeşitli basın organları Başbakanın politik jargona "bürokratik oligarşi" kavramını kazandırdığını yazdılar.

Oysa ki Başbakan, "malumun ilamı" ndan başka bir şey yapmış değil; Türk siyasi sistemiyle ilgilenen hemen herkesin bildiği temel bir sorun olan bürokrasinin siyasal işlevleri gerçeği "bürokratik oligarşi" kavramıyla ifade edilmiştir.

Toplumun mukadderatını kim belirleyecek?

Bu köşedeki yazılarımızı takip edenlerin hatırlayacakları gibi siyasi dönüşümün ve seçimlerde ortaya çıkan eğilimlere göre sistemin yeniden yapılanmasının önündeki en önemli engel olarak bürokrasiyi görmekteyiz. Demokrasi teorisine göre toplumların mukadderatına yön verecek temel kuralları koyma ve kararları alma yetkisi, toplumun özgür, adil ve serbest seçimlerle belirlediği kendi temsilcilerine ait bir hak ve yetkidir. Yani toplum üyelerinden temsil yetkisini almayan bir kişi veya kurumun toplumun mukadderatına yön verecek kararları alması, kuralları koyması söz konusu edilemez. Bu yetkiye bugünkü anayasal sistemde "yasama" yetkisi denmektedir.

Yasama yetkisini kullanan toplum temsilcilerinden oluşan kurumların aldığı kararları uygulayacak, kuralları hayata geçirecek temel yapı ise "bürokrasi"dir. Bu ilişkide bürokrasi, temsil kurumunun aldığı kararları ve kuralları hayata geçiren, tarafsız ve siyasi yetkileri olmayan bir yapıdır. Siyasi kararları alır ve siyasi iradenin istediği şekilde hayata geçirir. Bu işe de "yürütme" adı vermekteyiz.

Sağlıklı bir siyasi sistemde yasama ve yürütme faaliyetlerinin bu çerçevede yürümesi gerekir. Bir toplumun demokratik niteliği bu yapıyı ne kadar gerçekleştirebildiği ile de ortaya konulabilir.

Bu modelden Türkiye gerçeğine bakıldığında Sayın Başbakan'ın cümlelerinde ortaya çıkan sıkıntılar öne çıkmaktadır. Yani atanmış memurlardan oluşan bürokrasinin, seçilmiş temsil organları tarafından alınan siyasi kararları, siyasi irade yönünde hayata geçirmesi gerekirken burada çeşitli sorunlar çıkmaktadır.

Bu sorunlar neler?

Başta bürokrasi, siyasi iradenin aldığı kararları ve koyduğu kuralları doğru bulmamakta ve bunları hayata geçirmemek için çeşitli yollar denemektedir. Ardından sahip olduğu uzmanlığını kullanarak seçilmiş kurullar gibi toplumdan almadığı siyasi yetki kullanmakta ve temsil organlarının hareket alanlarını sınırlandırmaktadır. Başbakanın bürokrasi için "siyaseti parmağının ucunda döndürüp durmakta" olduğunu söylemesi bu bakımdan önemlidir.

Elbette bunun pekçok sebebi var. Bürokratik bir imparatorluğun mirası üzerinde yükselen siyasi yapımızın "bürokratik yönetim geleneği" niteliği ile malul olduğunu unutmamak gerekiyor. İdari yetki ve görevlerinin yanında siyasi görev ve yetkiler de kullanmak isteyen bir tarihi bürokrasiye sahip olduğumuzu akıldan çıkarmamalıyız. Türk bürokrasisi sadece idari işlevlerle yetinen bir yapı değildir; aynı zamanda siyasi işlevler de görmek istemektedir. Siyasi merkezin en önemli kurumu olan bürokrasi, çevreden gelen siyasi kadroları "parmağının ucunda döndürüp" başarısız hale getirmekle kendi pozisyonunu güçlendirmekte ve fiilen kullanmakta olduğu idari ve siyasi yetkilerini daha da güçlendirmektedir.

Bürokrasinin bu gücünü bilen bazı siyasi kadrolar, bununla mücadele edeceklerine belli bir işbirliğine gitmeyi tercih ediyorlar. Oysa ki siyasi temsil yetkisini kullanan kurumların kendi aralarında işbirliğine gitmeleri ve temsil safını güçlendirmeleri gerekmektedir.

Başbakan "bürokrasi"den değil "bürokratik oligarşi"den şikayetçi. Oysa ki siyasi yönetim işlevi üstlenen sadece "bürokratik oligarşi" değil "bürokrasi"nin bütünüdür. Türkiye'nin demokrasi mücadelesi, bu bakımdan, bürokrasiyi yalnızca idari işlevlerle yetinme ve siyasi işlevlerden arındırma mücadelesidir.


10 Haziran 2003
Salı
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED