T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kanadalı, kanunu bilmese de olur!

Kanada'da yapılan araştırmada, nüfusun yüzde 52'sinin haklarından habersiz olduğu haberiyle ilgili dün yazdığımız yazı bugün okurumuz Necdet Emek'ten yankı buldu.

Bakın ne diyor...

"Kanadalıların kanunları bilmesi gerekmez, çünkü;

1) Kanunlarla ikide birde haşır neşir olmazlar, 'yasak' denilen birşey yoktur. Başkalarının hakkını yerlerse kanun kullanılır.

2) Polislik bir durum olursa, polis memuru bütün öncelikli haklarını kendilerine hatırlatır ve hemen bir avukat bulunur.

3) Gerekirse bir avukat tutabilecek paraları vardır.

4) Yüksek seviyeli hakimler halk tarafından seçilerek mahkemelerde görev alır dolayısıyla halk seçtiği hakimden korkmaz, hakimler de haksızlık yapamaz. Kısacası hukuk azdır adalet boldur.

5) Hakları yendiğinde mahkeme sonucu iyi bir tazminat alırlar.

6) Gerçek sivil toplum kuruluşları, gönüllüler gereğinde her zaman yardım etmeye hazırdır. Kanunları izleyen gereğinde halkı uyaran sivil kuruluşlar boldur.

7) Devlet, herhangi bir makam, kişi veya ideoloji, kutsal değildir.

8) Ana dilinde konuşmak serbesttir ve devlet tercüman bulmak zorundadır. Bir başka dil bilseniz dahi istemezseniz ana dili dışında konuşmayabilirsiniz.

9) Herhangi bir devlet makamını denetleyen devlet içi ve dışında onlarca başka makam ve kuruluşlar vardır. Devlet üniteleri bir irade altında toplanmaz, bağımsız ve seçilmis birden fazla irade altındadırlar; birbirlerini korkmadan etkili bir şekilde denetlerler. Suçların hasır altı edilmesi zorlaştığından işkence, baskı vs. yapılamaz.

10) Kanadalıların tek atası, hepsinin tek bir babası, tek bir anası, tek bir milli ideolojisi yoktur. Dolayısıyla derin mafya operasyonları yapılamaz.

11) İnsanlar fikirleriyle değerlendirilir, dolayısıyla kıyafeti düzgün (!) olmayanlara önyargı ile yaklaşıp hakları gaspedilmez.

Bütün bu saydıklarımızdan ötürü, kanunları bilmemekle kaybedecekleri hiçbir şey yoktur. Kanunları kanun adamlarının bilmesi ve kendilerini seçen halka karşı iyi niyetli bir memur olarak davranmaları yeter, kötü niyetli davranırlarsa tekrar seçilemeyecekleri için hakimlikleri kalmaz belki de limon satarak (!) geçimlerini sağlamaları gerekebilir."

TARLADA

Kayseri Yahyalı Derebağ'da yaşanmış bir olayı, Konya'da öğretmenlik yapan Mustafa Süs naklediyor...
Derebağ'da Goca Musa adında bir adam, öküzleriyle tarlada çift sürerken vakit akşam olmuştur. O günlük işini bitirdiği sırada, tarlanın yakınından maden arabasının geçtiğini görür. Adam hemen öküzleri bırakıp arabanın önüne geçer, arabayı durdurur ve binerek köye gelir. Eve girince hanım hemen sorar:
- Herif öküzler nerde?
Adam "Uleen öküzleri tarlada unuttuk" der.
Der demesine de, öküzlerin unutulduğu tarla uzakta ve hava kararmış, yol dağlıktır. Goca Musa çaresiz tarlanın yolunu tutar...
'Türkiye Türkçe demektir'
SayınŞeker, Dünkü yazınızda geçen sözün aslı şu şekildedir:
"Türkiye Türkçe demektir, ne mutlu Türküm diyene."
Ama nedense ilk bölümü unutturuluyor.
Saygılar selamlar
Adnan Yüksek

GÜÇ

Güç, yanlış kullanılırsa güç olmaz, güç olur.
Böyle söyleyince karışıyor biraz. Doğrusu şu şekilde:
Güç, yanlış kullanılırsa, kuvvet olmaz, zor olur.
Eğer ihtiraslar uğruna alet edilirse, sadece zor değil, zorbalık olur. Bunun örneklerini bol miktarda gördük bugüne kadar. Bundan sonra görmesek ne kaybederiz? Hiç.
Aksine kazançlı çıkarız.


21 Kasım 2002
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED