T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Gürüz'ün sözleri (2)

"Her türlü akım okutulabilir. Ayrımcılık, çoğulculuk, faşizm, komünizm, Vehhabi bataklığı ve molla rejimi de okutulur. Ama, bu size, Türkiye Cumhuriyeti'ne dar'ül-harp deme hakkını vermez. Böyle derseniz, kapı önüne konulursunuz. Türkiye Cumhuriyeti'nin yapısını bozacak, milli birlik ve beraberliği zedeleyecek bilim ve insanlık dışı akımlar propaganda yapılacak ve terör zemini oluşturulacak hale getirilemez."

Cari rejime aykırı olan düşünce ve cereyanların üniversitelerde okutulmasına izin vermesi ileri bir adım; bunu da yasaklayabilirdi. Ancak bunları okutan bir hocanın ilmi kanaat olarak "Türkiye'nin dâru'l-harb" olduğunu söylemesi halinde derhal kapının önüne konulması, öğretim üyeliğinden uzaklaştırılması, üniversite ve düşünce özgürlüğü bakımından çok tartışma götürür ve kabul edilemez. Fıkha (İslam hukukunu da içeren İslami ilim dalına) göre bir ülkenin dâru'l-harb olup olmadığını tespit etmenin ölçütleri vardır ve bu ölçütler mezhepler arasında (doktrinde) tartışmalıdır. Mesela Hanefî mezhebinin büyük imamı Ebû Hanîfe'ye göre Türkiye dâru'l-harb değildir; çünkü a) hâlâ burada bazı İslamî hükümler uygulanmaktadır, b) bütün sınırları Müslümanlar'la savaş halinde olan gayr-i müslim ülkeler taarfından kuşatılmış değildir, c) Müslümanlar can güvenliğine sahiptirler. Ebû Yûsüf ve Muhammed gibi Hanefî müctehidlere göre ise dâru'l-harbdir; çünkü İslamî rejim yürürlükte değildir. Görüldüğü üzere Türkiye'nin, fıkıh ilmine göre, ülkeler arası ilişkiler bakımından değerlendirilmesi ideolojik değil, ilmî bir meseledir ve farklı ictihadlara konu olmuştur. İyi ki Ebû Yûsüf ve Muhammed gibi iki büyük hukuk alimi Gürüz'ün üniversitelerinde hocalık etmiyorlar; yoksa derhal kapının önüne konacaklardı! Üniversiteler bütün düşüncelerin ve yaklaşımların özgür olarak tartışıldığı ilmi mekanlar olmalıdır; orada bir görüşü propaganda olarak niteleyip sahibini cezalandırmak çok gerilerde kalmış bir yaklaşım, bir tutumdur.

Düşüncenin ve sözün propaganda sayılıp teröre zemin teşkil etmekle nitelendirilerek sahibinin cezalandırılması, düşünen ve konuşan insanların, keyfî ve tarafgirce değerlendirilmeler yapılarak zarar görmelerine sebep olur. Bu sebeple düşünce ve söz, "görüş açıklama" sınırı içinde kaldığı sürece asla suç olmamalıdır.

Gürüz şunu da söylüyor: "Konuşacağız, maliyeti ne olursa olsun. Herkes konuşacak, üniversiteler susacak. Böyle bir şey olur mu?"

Bu sözlerde bir çelişki hemen dikkat çekiyor: Bir yandan herkesin konuştuğu bir zeminde, üniversitenin susturulmasına (Kim susturuyorsa!?) isyan ediyor, diğer yandan üniversitede kendisine göre uygun olmayan şeyleri söyleyen hocaları kovmaktan söz ediyor; yani kendisi üniversiteyi susturuyor. Gürüz ne kadar söz hakkına ve ilim adamı haysiyetine düşkün ise diğer hocalar da o kadar düşkündür; işte bu yüzden bazıları "maliyeti ne olursa olsun" diyerek konuşmuşlar ve sonunda öğretim üyeliğinden ayrılmak durumunda kalmışlardır. İzin verilirse uzağa gitmeden kendimi örnek olarak sunayım: M.Ü. İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyeliği yaptığım günlerde dört kere konuşmalarım yüzünden sorgulandım, bir defa da hakkımda savcılığa -YÖK veya üniversite tarafından- suç duyurusu yapıldı. Uludağ Üniversitesi hocaları ve yöneticileri, 28 Şubat'tan sonra, başörtüsü ile ilgili bir "ilmi açıklama" yaptıkları için çeşitli disiplin cezalarına çarptırıldılar. kendi fakültemde başörtüsü yasağının uygulamasına karşı çıktığımdan görevden ayrılmak mecburiyetinde kaldım; ben ayrılmasam onlar atacaklardı. Uygun yollardan, gazetede (Yeni Şafak'ta) yazı yazmamdan memnun olmadıkları bildirildi ve bırakmam telkin edildi... Bunlar benimle ilgili olanlar. Gürüz döneminde YÖK'nun talebe ve hocalara yaptığı baskıları anlatmak kitaplara sığmaz.

Gelecek yazıda Gürüz'ün, İmam Hatipler, sekiz yıllık kesintisiz öğretim, din eğitim ve Milli Eğitim Komisyonu hakkında söylediklerini ele alarak tartışmayı sürdüreceğiz.


29 Aralık 2002
Pazar
 
HAYRETTİN KARAMAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED