T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
'Sis' açılmaya başladı

En iyisi altından kalkamadığım her işte yaptığım gibi sizlere başvurmak...

Konu, Doğan Medya Grubu'nun patronu Aydın Doğan'ın, yanına Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin yayın yönetmenleri Ertuğrul Özkök ile Mehmet Yılmaz'ı alarak çıktığı Rodos gezisi... Gezinin başkonuğu DYP lideri Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller'di. Bu dörtlünün Rodos gezisini, başlamadan dört gün önce, Kulis'te ("Marmaris-Bodrum-Rodos Hattı", 11 Ağustos 2002) işlemiştim... Gezi sonrasında da ("Rodos'un Yolları Taşlı" 18 Ağustos 2002 ve "Rodos'ta konuşulmayanlar" 19 Ağustos 2002) başlıklı iki Kulis kaleme aldım...

Kaynaklarım, dörtlünün gezisini, 'siyasi amaçlı' olarak duyurmuşlar, amacı da, "Seçimi ertelemeye bağlı bir hükümet değişikliği için DYP'yi ikna" olarak özetlemişlerdi. Ben de, gerek gezi öncesi yazımda, gerek geziden sonraki ilk yazımda, bu amaca kısaca değinmiş, ayrıntıları öğrenmek için de kulaklarımı dört açmıştım. Emin olun, bilgi yağdı. O sırada, star gazetesi de, Rodos'a gönderdiği muhabirinin çektiği bir fotoğrafla okurları karşısına çıktı. star'a göre, "Doğan ve yöneticileri, Özer Çiller'den açıkça şunu istedi: 'Tansu Hanım'ı ANAP ile ittifak yapmaya mutlaka ikna et...' Karşılığında önerdikleri de şuydu: 'Elimizdeki gazeteler, televizyonlar, radyolar ve de dergilerle seçim kampanyası boyunca DYP'ye tam destek veririz..." Gazete, Tansu Çiller'in bu teklifi reddettiğini yazdı.

Benim kaynaklarım ise, Rodos'ta 'farklı' bir pazarlık yapıldığını, Çiller'i başbakanlığa taşıma karşılığı seçimin ertelenmesine dair pazarlığın henüz tamamlanmadığını bildiriyorlardı. star'daki fotoğraf üzerine, Rodos yolcularından Hürriyet yönetmeni Ertuğrul Özkök, televizyon ekranından, "Yalan; biz orada gezdik, güldük, eğlendik, siyaset konuşmadık" açıklamasını yaptı. Ben de, "Rodos'ta konuşulmayanlar" başlıklı yazıyla, bana söylenenleri aktarırken, koskoca Hürriyet yönetmeninin yalan söylemeyeceğinden hareketle, "Ertuğrul özkök haklı olmalı" dedim...

Gezide konuşulanları, o yazıda, şöyle özetlemiştim: "Onlara göre, Rodos'ta, Özer Çiller ile Aydın Doğan arasında, seçimi erteletme yönünde başlatılacak girişimleri 'Türkiye'nin yoğun gündeminin altından kalkacak yeni bir hükümet formulü' kisvesine büründürmek amaçlı bir pazarlık yapılmış... Güya, 'Mesut Bey'i Tansu Hanım'ın başbakanlığını kabule biz ikna edelim; DYP ve ANAP'a İsmail Cem'in YTP'sini de ekleyerek kurulacak hükümeti, seçimi hiç istemeyen bir partiyi de dışarıdan destek vermeye yönlendirerek güvenoyuna kavuşturalım' demiş Aydın Doğan...

"İnanmadığımı söyleyegeldiğim için senaryoyu biraz daha açmamda mahzur olmaz herhalde; neticede, Mehmet Yılmaz ve Ertuğrul Özkök'le birlikte sizler de gülersiniz: Rodos'taki buluşma genel hatlarıyla mutabakatla bitmiş. Tek dikenli konu Kemal Derviş'in Tansu Çiller'li yeni hükümette eski koltuğunu koruması olmuş... Taraflardan biri buna itiraz etmiş... Bir de, Özer Bey, 'Ya, erken seçime şartlanan toplum aşırı tepki gösterirse...' diye bir itirazda bulunmuş... Karşı taraf, 'Biz bunu hallederiz' demiş... Hürriyet yönetmeninin 'Olmadı' dediği pazarlık bu haftadan itibaren uygulamaya konulacakmış..."

O gün, akşam saatlerinde, Ertuğrul Özkök aradı ve yazımdan dolayı beni kutladı. "Nihayet senin gibi akıllı bir adam çıktı da, pazarlık için Rodos'a gitmek gerekmediğini kabul etti" dedi. Aydın Doğan ve yanındakilerin Rodos'ta tipik bir tatil yaptıklarını uzun uzun anlattı.

Bu telefon konuşması bana fazla mesaiye mâl oldu. Rodos'ta konuşulanları harfi harfine aktaran kaynağımdan duyduklarımla bezenmiş bir Kulis kaleme almıştım ertesi gün için; Ertuğrul Özkök'ün telefonu üzerine, gazeteye ulaşıp "Gönderdiğimi kullanmayın, Kulis'i yeniden yazıyorum" dedim... Siz de o yüzden, 20 Ağustos'ta, "Zehir olan Rodos tatili" yazısı yerine, "Şarbonunuz kurusun, emi!" başlıklı Kulis'i okudunuz...

Olay öylece kapandı sanırken, dört ünlünün Rodos gezisini sürekli aklıma getiren gelişmeler yaşandı. Önce, Rodos yolcularından Mehmet Yılmaz'ın yönettiği Milliyet, DYP lideri Tansu Çiller'in ağzından, "Yeni hükümet söylentileri var" cümlesini manşetine taşıdı. Ertesi gün, aynı gazetede"Mahcup girişim" başlığıyla, kaynağımın, "Rodos'ta yapılan pazarlık" diye bana aktardığı senaryoyu okudum. "Milliyet bu, Hürriyet değil" diye zihnimi avutmaya çalıştım o iki gün boyunca...

Öldürücü darbe, dün, Hürriyet'ten geldi. "Başbakanlığı teklif ettiler, reddettim" başlığı altında şu satırlar yer alıyordu: "Bize somut olarak seçimin ertelenmesi yolunda bir öneri geldi. Bu öneride, seçimin ertelenmesi karşılığında başbakanlığı üstlenebileceğim belirtildi. Ben başbakanlık için seçimin ertelenmesine evet demem. Ben 3.5 yıldır seçimler olsun diye çağrıda bulunan bir siyasi olarak, şimdi seçimin ertelenmesine nasıl evet diyebilirim. Kabul etmedim."

"Biz Rodos'ta yalnızca gezdik, güldük, eğlendik" diyen Ertuğrul Özkök'ün gazetesi, yayın yönetmeninin bana bizzat yalanladığı pazarlığın varlığını manşetine taşıdı, görüyorsunuz. Haberin içinde kimin kime bu öneriyi yaptığına dair tek bir sözcük yer almıyor... Rodos gezisi bilgilerini bana ileten kaynağım, "Sen tahmin et" dedi bana...

Şimdi size soruyorum: Sizin tahmininiz ne?


27 Ağustos 2002
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED