T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Eşyanın künhüne varmak

İlim ve Hikmetin Aydınlığında adlı kitabı İz Yayınları'ndan çıkan İlhan Kutluer, eşyanın künhüne varan insanın hayatını sahicileştirebileceğini söylüyor.

Maneviyattan giderek uzaklaşan insanlar için akıl, itikat, ahlak ve felsefe gibi konuları kavramak ne kadar mümkün? Bu konular, bugün ne kadar gündeminde insanların?

Dünyadaki değişimin insanları maneviyattan uzaklaştırdığını en azından artık rahatlıkla söyleyemeyiz. Kutsaldan uzaklaşma ve ruhsal boşluklara aldırmama tavrı artık yerini, dini gelenekleri yeniden keşfetme ve ruhsal tatmin arayışlarına bıraktı. Batıda kitleler olsun, entellektüel zümre olsun, kurumsal dine pek ilgi duymasa da manevi öğretilere yoğun bir biçimde ilgilenmeye başladı. Ülkemize gelince, halen etkinliğini sürdüren Batılılaşma yönelişinin bu tür yeni oluşumlardan etkilenmesi ve belki de manevi değerlerini yeniden keşfedenlerin marifetiyle bu oluşumları etkilemesi mümkün görünüyor.

Türkiye'de sizce felsefe üretilebiliyor mu?

Aslında sorunuzun cevabı felesefeden ne anladığınıza bağlı. Bir kere akademik çevrede felsefe eğitiminin ciddiye alınacak bir geleneği oluşma yolunda. Ülkemizde gerek felsefe tarihine gerekse sistematik felsefeye ilişkin bazı birikimlerin oluştuğu söylenebilir. Artık Husserl, Wittgenstein, Heidegger, Nietche gibi filozofları okumak istediğinizde, kitaplarını nisbeten bulabiliyorsunuz. İşin garibi okuyucuda da bu tür yayınlara ciddi bir ilgi var. Ancak sorunuzda felsefe etkinliğinden söz ediyorsanız, yani felsefe yapma, özgün felsefi modeller üretme ve bunları dünya çapında tartışılır kılmaktan söz ediyorsanız, yirminci yüzyılda yetişmiş dünya çapında kaç Türk filozofu olduğu sorusuna cevap vermemi istemiş olursunuz ki, bunun da cevabı ortadadır.

Bilgi ve hikmet kavramları günümüzde hayata ne kadar nüfuz edebiliyor?

Bilgi ve hikmet dediğiniz entellektüel değerler, varolumuşuzun anlamı, bilgilerimizin imkan ve değeri, dünya görüşümüzün sahiciliğiyle ilgilidir ve bu tür dertleri olan insanlar için daima hayatın merkezinde dururlar. Herkesin entellektüel, bilim adamı, filozof, arif, sanatçı olması mümkün değil, gerek de değil. Ancak toplum, özgün kültürel değer ve geleneğini üretirken kendi seçkinlerine kulak kabartmanın yolunu bir şekilde bulmak zorunda.

Eşyanın hakikatini anlamak için düşünmek niçin bu kadar önemli?

Eşyanın hakikati, varlığın gerçekliği ve anlamı demek. Yüce Peygamberimiz bir keresinde 'Yarab. Bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster' diye dua etmişti. Varlık üzerine düşünmenin, insanın varoluşsal gerçekliğiyle doğrudan alakası var. İnsan bu gerçeklikle irtibat kurabildiği ölçüde hayatını sahicileştirebilir diye düşünüyorum. Dinimiz hiçbir şeyin boşuna, anlamsız yaratılmadığını bildirir. Dolayısıyla anlam arayışının yalnızca bilgelerin işi değil, sıradan insanın da ilgi alanına girmesi gereken bir çaba olduğunu düşünüyorum.

Günümüz insanı sesli konuşmalar arasında düşünmeye niçin vakit bulamıyor?

Rahmetli Cahit Zarifoğlu bir şiirinde 'Ürperiyorum düşünmekten/Ürper' diye yazmıştı. Modern hayatın akıp giden dağdağası insanı kendinden alıkoyuyor. Gündelik konuşmalardan baygın düşmüş bir zihinle televizyonun başına geçen yığınlar, peşpeşe akan görüntülerin illüzyonundan sıyrılıp varoluşsal meseleleri üzerine yoğunlaşmaya kolaylıkla yönelemiyor. İnsan ne yapıp edip, Kuran'da tefekkür, aklediş, hakikat gibi terimlerle ifade edilen entellektüel etkinlik deneyimine hayatında yer açabilmeli. Bir hakikat fikrine, bir arayış çabasına ulaşabilmeli. Aramak, yolda olmak çilelidir. Bir sufinin deyişiyle, 'Hakikat aramakla bulunmaz. Ama onu, yalnızca arayanlar bulmuşlardır.'

İlhan Kutluer kimdir?

Varlığın anlamının eşyanın künhüne varmakla mümkün olduğunu söyleyen İslam Felsefesi doçenti İlhan Kutluer, İz Yayıncılık'tan çıkan İlim ve Hikmetin Aydınlığında isimli yeni eserinde, Yüce Peygamber'in 'Ya Rab! Bana eşyanın hakikatini göster' duasını hatırlatarak, insanları düşünmeye davet ediyor. 1957 Biga doğumlu olan Kutluer, İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünde lisans eğitimi aldı. Mezuniyetini, aynı bölümün Türk - İslam Düşüncesi Tarihi Kürsüsü'ndeki doktora öğrenciliği izledi. Sonraki yıllarda entelektüel geleneğimizi yeniden keşfe çıkan çalışmalara yönelen Kutluer'in İki Denizin Birleştiği Yer, Bilimsellik Üzerine, Modern Bilimin Arka Planı, Sarp Yokuşu Tırmanmak, Erdemli Toplum ve Düşmanları, Akıl ve İtikat, İslamın Klasik Çağında Felsefe Tasavvuru isimli eserleri yayınlandı. 90'lı yıllarda İzlenim, Yönelişler ve Yedi İklim dergileri ile Yeni Şafak gazetesinde makaleleri yayınlanan İlhan Kutluer, TDV İslam Ansiklopedisi merkez ilim üyeliği görevini yürüttü. Kutluer, halen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Ana Bilim Dalı'nda Doçent olarak hizmet vermekte.

  • ÖMER ÇAKKAL

  •  
    Durdurun zamanı bir inen var!
    Zamanda yolculuk yapabilme düşünü gerçekleştiren bir mucitin karşılaştıklarını anlatan "Zaman Tüneli" üçüncü kez peyazperdede.
    İnsanı onaran tavsiyeler
    Üsküdar Yayınevi'nden çıkan "İnsan ve Huzur" adlı kitap, hayatın akışı içinde kendini dinleyemeyen günümüz insanının ruhunu ferahlatacak tavsiyeler sunuyor okura. Dünya nizamını oluşturmak için Allah dostlarından uyarılar aktaran kitap, konforlu yaşamda ve kalabalık caddeler içinde aradığı gerçek huzuru bulamayanlara yol gösteriyor. 'Kendi hevana uyuyor da Kuran'ı tevil ediyorsun. Yüce anlam senin yüzünden alçalıyor, eğriliyor. Bırak Kuran'ı tevil etmeyi de kendini tevil et' diyerek söze başlayan kitap, birçok konuda İslam büyüklerinin sözlerine ve hayatlarından kesitlere yer veriyor. 200 sayfalık bir hacme sahip olan "İnsan ve Huzur" günümüz insanından yola çıkıyor, adalet, alçakgönüllülük, cömertlik, dünya sevgisi, gurur, gıybet, ihtiras, ilim, riya, tevbe gibi kavramlara çeşitli yorumlar getiriyor ve bu kavramlarla ilgili İslam büyüklerinin hayatlarından kıssalar aktarıyor. Üsküdar Yayınevi / Bilgi için tel: 0 216 391 07 82
    Vatandaş biriktir! ilanı sergileniyor
    Türkiye İş Bankası'nın görsel tarihi, bugün İş Sanat Kültür Merkezi Kibele Sanat Galerisi'nde açılan "İş Bankası Tarihinin İlânıdır" adlı sergiyle ilan ediliyor. Bankanın 78. kuruluş yıldönümü dolayısıyla hazırlanan sergi, 1924'ten günümüze Banka için gerçekleştirilen ilân ve afişlerden kapsamlı bir seçkiyi ilk kez gün ışığına çıkartıyor. Kapsamlı bir arşiv çalışması sonucunda oluşturulan sergi, Cumhuriyet ile yaşıt İş Bankası'nın kuruluş öyküsünden başlayarak, Türkiye'nin geçirdiği sosyal, kültürel ve ekonomik dönüşümün izlerini Banka'nın özel tarihi ile bütünleyen bir yapıda sunuyor. Reklamcılık tarihimizde önemli bir iz bırakan ünlü grafik sanatçısı İhap Hulusi'nin İş Bankası için gerçekleştirdiği tasarruf ve kumbara konulu afişlerin de yer aldığı sergi, 14 Eylül'e dek izlenebilecek.
    27 Ağustos 2002
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED