|
|
Rodos'un yolları taşlı
Ruslar'ın Karadeniz'deki tatil kenti Soçi'de karşıma çıkan genç bir Türk işadamı, "Mehmet Yılmaz'ın çağrısı da mı tahrik etmedi?" diye sorunca ayıldım. Demek, Milliyet yönetmeni, "Knidos'ta yüzerken önemli kararlar aldık kendi aramızda" diye başlayıp, "Eminim, İslâmcı gazetelerin yazarları ne kararlar aldığımızı bizden daha önce açıklayacaklardır" diye devam eden satırları beni tahrik için yazmış... Doğrusu, 'sıfatı' görünce o satırları üzerime alınmamıştım... Aydın Doğan'ın genişletilmiş ailesinin Rodos günleri, önce Sabah'ta kendine yer buldu, dün de star, Rodos'u şereflendiren ünlülerin, çarşıda beraberce yürürken çekilmiş fotoğraflarını bastı. Mehmet Yılmaz, "İslâmcı gazeteler" diye Sabah ve star'ı kast etmi olabilir... Neyse... Geçen hafta, bugün (11 Ağustos 2002 Pazar), burada çıkan, "Marmaris-Bodrum-Rodos hattı" başlıklı Kulis'in iki önemli sonucu oldu. O yazıda, şu cümlem vardı: "Bir zamanlar Bodrum da öyleydi. Küstürülene kadar, Ahmet Ertegün, eşi Misha ile görkemli villasında verdiği yemeklerde, ABD'lileri, İngilizleri, Yunanlıları, bu arada 'beyaz Türkleri' çok sık biraraya getirdi. Aynı işlevi şimdi Rodos üstlenmiş görünüyor." Benim yazımın ertesi günü, Sabah, Hürriyet ve Milliyet, "Mali Bar yüzünden Ahmet Ertegün Bodrum'a küstü; Kissinger'i ağırlamaya hazırlanan Ertegün, konuklarını Yunan adalarına götürecek" diyen haberlerle çıktı… Mali Bar'ın işletmecileri M. Ali Erbil ile ağabeyiymiş… Ahmet Ertegün'ü küstürüp Kissinger'ı ülkemizden uzak tutan barları, bir hafta içinde iki kez, hem para cezası aldı, hem de üçer gün kapatma cezası… Benim suçum yok çocuklar, bilesiniz… Mehmet Yılmaz'ın benden beklediği 'komplo teorisi' elbette Bodrum'daki gürültü konusunda değil. O, Aydın Doğan'ın genişletilmiş ailesi olarak gittikleri Rodos'ta, Özer Çiller ile geçirdikleri birkaç gün hakkında yazacaklarımı merakla bekliyor, biliyorum. İsterseniz, önce, geçen hafta bugün yazdığım konuyla ilgili satırlara bir göz atalım: "Ülkemizin en büyük medya patronu ile seçime kadar başbakan olmayı kafaya koymuşa benzeyen DYP liderinin eşi, salı günü, Rodos'ta olacaklar... Önümüzdeki hafta sonundan itibaren politikada hızlı değişimler yaşanırsa, bilin ki, onların ada gezisi verimli geçmiştir..." Benim yazdığım bu. Gördüğünüz gibi, bu iki cümlede, Aydın Doğan, "Ülkemizin en büyük medya patronu" olarak anılıyor, Özer Çiller de "DYP liderinin eşi" olarak; ancak, Mehmet Yılmaz'ın, kendisi ile Ertuğrul Özkök'ü de işin içine katarak, "Knidos'ta önemli kararlar aldık; aldığımız kararları İslâmcı gazetelerde okuruz artık" demesini anlayamadım... "Aydın Doğan'ın genişletilmiş ailesi" içinde, Mehmet Yılmaz'ın "Ertuğrul" diye andığı Hürriyet yönetmeni yer alıyor elbette; Ertuğrul Özkök'ün kendisine nasıl hitap ettiğini bilmediğim ("Memo" olabilir mi?) Mehmet Yılmaz da var o aile içinde... Ancak, benim bildiğim Aydın Doğan, politik temaslarına çekirdek ailesini bile katmaz, görüşmelerini yalnız başına yürütür. Genişletilmiş aileye işin sonunu öğrenmek ve gereğini yerine getirmek düşer... Aydın Doğan'la Özer Çiller eski dostlar. Bir ara zayıflama derdine düşüp Frankfurt yakınlarındaki bir kliniğe gitmişlerdi beraberce. O kür gezisinden mahkemelik bir fotoğraf anısı kaldı. İkilinin arkasında görülen kişinin 'sâbıkalı' biri olduğu iddiasına, Aydın Doğan, "Ankaralı mimar Esin Kale o" diye karşı çıkmıştı... Rodos çıkarmasında da Esin Kale de var mıydı acaba? Yukarıdaki soruyu lâf olsun diye sorduğumu herhalde anlamışsınızdır. Geçen haftaki yazımı okumuşsanız, Rodos'tan yeni dönen bir dostuma, "Biraz daha kalsaydın da, Aydın ve Özer beylerin oradaki günlerine tanıklık etseydin" cümlesiyle başladığımı hatırlayacaksınız... O zaman yazmamıştım, şimdi dikkatle okuyunuz: O dostum, "Acaba, benim görüştüğüm önemli yabancıyı görmeye mi gidiyorlar?" diye sormuştu... O kişinin kim olduğunu bilmiyorum... Bodrum'da Ertegün'ün konuğu Henry Kissinger olabilir mi? Aslına bakılırsa, Kissinger veya bir başkası, Aydın Doğan ile Özer Çiller'in Rodos'ta, tabii eğer görüşmüşlerse, bir yabancıyla geçirdikleri saatlerin fazla önemi yok. Şu sırada, bizi ilgilendiren, iç politikada yaşanacak gelişmeler... Ülkemizin en büyük medya patronu, başbakan olmayı kafaya koymuş DYP liderinin eşi ile buluşmuşsa, beraber geçirdikleri dört gün boyunca, herhalde "Ne olacak bu politikanın hali?" sorusuna cevap aramışlardır... Mehmet Yılmaz "Ertuğrul" ile Knidos'ta yüzerken Aydın Doğan ile Özer Çiller, 'Sis' adlı yatta, başbaşa, ne konuştular acaba? İkiliyi Rodos'ta izleyen star gazetesi, "Ahlâksız teklif" adını verdiği pazarlığı şöyle özetliyor: "Doğan ve yöneticileri, Özer Çiller'den açıkça şunu istedi: 'Tansu Hanım'ı ANAP ile ittifak yapmaya mutlaka ikna et...' Karşılığında önerdikleri de şuydu: 'Elimizdeki gazeteler, televizyonlar, radyolar ve de dergilerle seçim kampanyası boyunca DYP'ye tam destek veririz..." Tansu Çiller bu teklifi reddetmiş star'a göre... Ben görüşmenin çerçevesinin farklı olduğunu biliyorum. Knidos'ta yüzerken arkalarından neler konuşulduğunu benden öğrenmeye hazır Milliyet yönetmeni kızacak, ama ne çare, diğer okurlar gibi o da 'Rodos buluşması' sırasında pişirilen projeyi öğrenmek için yarını beklemek zorunda...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |