|
|
Ben içerideyken...
Kutan, Kirazlıdere Tutukevi'nin Penceresi'nden 12 Eylül adlı kitapta, her şeye rağmen yaşadıkları "keyifli" anları kendi üslubuyla anlattı. 12 Eylül darbesinin ardından 10.5 ay süreyle hapis yatan Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, cezaevinde geçirdiği günlerini "Kirazlıdere Tutukevi'nin Penceresi'nden 12 Eylül" isimli kitapta topladı. 14 MSP'linin yattığı koğuşun adının "Selamet Koğuşu" olduğunu anlatan Kutan, "Herkesin imrendiği koğuş bizim koğuştu. Çünkü, en temiz, hiç sigara içilmeyen, hoş sohbetler yapılan ve kilere bitişik olan koğuş bizimkiydi" diyor. CHP'li Ertuğrul Günay'ın o günlerde vefat eden babası için hatim okuduklarını anlatan Kutan, Günay'ın Lütfü Doğan'ın sohbetlerine büyük ilgi gösterdiğini de dile getirdi. İşte Kutan'ın kaleminden cezaevinde siyasetçi manzaraları: SANSÜRCÜ ASİLTÜRK "Tutukevinde en çok aranan, ihtiyaç duyulan şeylerden birisi de hiç şüphesiz gazetelerdir. Her sabah nöbetçi er gazeteleri getirir. Bu gazeteler ilk önce sansür için 'sabık zaptiye nazırı' Oğuzhan Bey arkadaşımıza teslim edilir. Müstehcen resimler varsa hepsini tek tek keserek çöpe atardı. Her günkü gibi bugün de gazeteler geldi, müstehcenlik yönünden Oğuzhan Bey'in sansüründen geçti. Ondan sonra gazeteleri dikkatli incelemeye başlardık." KAZAN'IN RESTORANI "MSP'liler yemekhanede kahvaltı yapamazdı. Aslına bakarsanız bazen çorba, bazen ekmek, zeytin ve çaydan ibaret kahvaltıya pek heves edilmezdi. Çünkü Şevket Kazan'ın 'Şafak Restoran'ı birinci sınıf servisi ve mükellef kahvaltısıyla hizmete hazırdı. Lokantanın yerini tarif çok kolaydı: Selamet Koğuşu'nun güney cephesinde, pencere kenarında, Şevket Kazan'ın yatağının üstü." ÇİĞKÖFTECİ ADAK "Fehim Adak Bey'in şu vasıfları dikkat çekiyordu: İslam'ı iyi biliyor. Türk Ceza Kanunu ve çiğ köfte uzmanı!.. Süleyman Arif Bey, evinden gelen et, bulgur, baharat ve yeşillik ile profesyonel çiğ köftecilere parmak ısırtacak kadar mükemmel çiğ köfte yoğururdu. Yeşillikleri yıkayıp doğramak, ustanın terleyen alnını silmek gibi çıraklık hizmetleri tarafımdan yapılıyordu." ÖZAL YİNE KAÇTI "Bize, 'Sizi gidi dalgacılar sizi' diyordu Süleyman Arif Bey. 'MSP Genel İdare Kurulu toplantılarından habire kaçardınız. Şimdi süngü altında nasıl tam kadro toplandınız?' Yasin Hatipoğlu muzipçe güldü ve cevabı yetiştirdi: 'Çok doğru ağabey ama Korkut Bey, bu ahvalde bile kaçabildi.' Korkut Özal, geçirdiği trafik kazası nedeniyle Askeri Mevki Hastanesi'nde tedavi edilmekte idi." BİZ NEDEN HAPİSTE YATTIK? "İşte 10.5 aylık bir hapislik, 4 yıl 5 ay iş güç tutamayıp Mamak mahkemelerine taşındıktan sonra, beraat etmiştik. Kafamda koskocam bir soru işareti vardı. Bu, 10.5 ay süren tutukluk ve 4 yıl 5 ay süren mahkeme yükünü kimler ve nasıl telafi edecekler? 4 yıl 5 aylık bir çileden sonra yerini bulan adalet, acaba gerçek adalet miydi?" MEBRURE HANIM'A İLK MEKTUP
Kutan'ın eşi Mebrure Hanım'a yazdığı bir mektuptan bölüm: "Gima'nın bitişiğindeki Ziraat Bankası'ndan emekli maaşımı çektiniz mi? Hesap cüzdanım dolaptadır. İsmail'e palto ve elbise aldınız mı? Aldıysanız gelirken sırtında göreyim. Hepinizi hasret ve muhabetle kucaklar gözlerinizden öperim."
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |