T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

Gürel'e Bizans oyunu

Şükrü Sina Gürel aleyhindeki haberlerin, Bakan'ın bor madenlerinin özelleştirilmesine karşı çıkması ve Kıbrıs konusunda gösterdiği hassasiyetten kaynaklandığı ortaya çıktı.

Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'e bor madenlerinin özelleştirilmesine karşı çıktığı ve Kıbrıs konusunda hassasiyet gösterdiği gerekçesiyle komplo kurulduğu belirtildi. Fransız Büyükelçiliği'nde basın ataşesi olarak çalışan Zeliha Sapmaz ile evlenen Devlet Bakanı Gürel'in eşiyle birlikte çıktığı balayının resmî bir gezi olmamasına rağmen Resmi Gazete'de resmî gezi olarak belirtilmesi kafaları karıştırdı. Balayına çıkmadan önce vekalet görevini Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü'ye bırakan Gürel'in balayı gezisinin "görüşmelerde bulunmak için ABD'ye gittiği" şeklinde yansıtılmasında kimin etkili olduğu tartışılıyor.

Bor lobisi atağa geçti

Bu arada Bakan Sina Gürel'in, yeni eşiyle birlikte çıktığı ABD gezisinin özel bir gezi olduğunu, herhangi bir ödenek almadığını, bütün masrafları kendisi karşılamasına rağmen, Resmî Gazete'de kullanılan ibareye bir anlam veremediğini ifade ettiği öğrenildi. Gürel'in yakın çevresine, "Eğer resmî gezi olsaydı, Dışişleri Bakanlığı'nın yazısı da olması gerekirdi. Prosedür böyle. Bu gezi özel bir gezi. Devletten beş kuruş bile almadım. Bu ibare niçin kullanıldı, anlamıyorum" dediği belirtildi. Resmî Gazete'yi okuyan Gürel'in şok geçirdiği ve hemen sözkonusu ibareyi kimin eklediğini öğrenmek için harekete geçtiği belirtildi. Basında günlerdir kendisi hakkında yalan haber üretilen Gürel'in yurt dışına çıkışta zorunlu hale getirilen 50 dolarlık harcı da yatırdığı kaydedildi. Gürel'e yönelik olumsuz haberlerin ise bor lobisi tarafından desteklendiği belirtildi.

Gürel'in daha önce Kıbrıs'tan Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yaptığını ve Kıbrıs'tan taviz verilmemesi için çaba harcadığını, ayrıca bor madenlerinin özelleştirilmesine karşı çıktığını hatırlatan kaynaklar, "Bor lobisi Sayın Gürel'i harcamak istiyor. Gürel bor madenlerinin özelleştirilmemesi için büyük gayretler göstermişti. Gürel o zaman topun ağzına kondu. Bu işin içinde bazı Avrupa devletleri ve Türkiye'de bazı basın organları var. Avustralya Hükümeti'nde Göçmenlerden Sorumlu Devlet Bakanı tarafından davet edildi. Tüm masrafları ise davet sahibi tarafından karşılandı. Sayın Bakan Avustralya'ya gitmişken Çin'e de uğramayı düşündü. Programı buna göre yaptı.

Bakan'ın Avustralya ve Çin gezisini de önlemek istiyorlar. Sayın Gürel yurtdışındaki müteahhitlerden de sorumlu Devlet Bakanı'dır. Bir gazetede Çin'de çok az Türk olduğu ifade edilerek Bakan'ın gezisine gölge düşürülmek isteniyor. Aynı gazetede Gürel'in Avustralya ve Çin gezisi de 'Bitmeyen balayı' manşetiyle sunuluyor. İkincisi Çin Zonguldak'ta kömür havzasında iki adet termik santral yapmak istiyor. Bakan Gürel Çin ile bunları konuşmayı düşünüyor. Gürel'in kendi parasıyla gerçekleştirdiği ABD gezisini aleyhinde kullanmaya çalıştılar" dediler. Öte yandan Bakan Gürel'in eşi Zeliha Sapmaz'ın da Fransız Büyükelçiliği'deki görevinden ayrılacağı öğrenildi.

Çok uluslu sermaye gruplarının büyük bir ilgi gösterdiği bor madenlerinin özelleştirilmesi için ANAP'lılar yoğun bir çaba içerisine girmişti. Geçen yıl Özelleştirmeden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan ANAP'lı Yüksel Yalova ve DSP'li Devlet Bakanı Recep Önal bor madenlerinin özelleştirilmesi için çalışmışlar, ancak Bakan Gürel'in engeliyle karşılaşmışlardı. Bor madenlerine Dinç Bilgin Grubu'na ait Sabah ve ATV'nin ortaklarından Park Holding Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Ciner'in de talip olduğu belirtilmiş, ancak Ciner yaptığı bir açıklamayla bor madenleriyle ilgilenmediğini ve ilgilenmeyeceğini ileri sürmüştü.

Bakanlar Kurulu'nda kavga

Gürel ile Yalova arasındaki mücadele 12 Şubat 2001 günkü Bakanlar Kurulu'nda da gündeme geldi. Toplantıda DSP'li Devlet Bakanı Recep Önal da ANAP'lı Yalova'ya destek verdi. Başbakan Ecevit'in başkanlığındaki Bakanlar Kurulu'nda ANAP'lı Yalova, özelleştirme gelirlerinin yetersizliğine dikkat çekerek, bor madenlerinin özelleştirilmesini önermişti. Gürel ise Türkiye'nin dünya bor ihtiyacını 350 yıl karşılayacak rezerve sahip olduğuna dikkat çekerek, bu madenin stratejik önemine vurgu yapmış, özelleştirmeye destek veren ve yasal engellerin kaldırılması için yasa taslağı hazırlayan DSP'li bakan Recep Önal'a da çıkışmıştı. Gürel'e MHP'liler ve bazı DSP'li Bakanlar'ın verdiği destek sonucunda bor madenleri özelleştirme kapsamından çıkarılmıştı.

'Turgay Ciner'e peşkeş çekilecek'

Turgay Ciner'in aksi yöndeki açıklamasına karşın DYP Milletvekili Mehmet Yalçınkaya geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamada "Bor madenleri özelleştirilmek değil Turgay Ciner'e peşkeş çekilmek isteniyor. Bor madenleri, fiili başkanlık yapan Hüsamettin Özkan ile gizli ortağı Turgay Ciner'e peşkeş çekilemez. Bor madenlerinin özelleştirilmesi kararından vazgeçilmezse Meclis çatısı altında ölüm orucuna başlayacağım" demişti. Gerçekten de Park Holding daha önce, Alman sermayesine bağlı olarak sadece ihracat yapmak için Eti Holding'e başvurmuş, ancak başvurusu hukuki şartlara uymadığı için geri dönmüştü.

Yasak aşk tuzağı

Öte yandan Gürel'in bor madenlerinin özelleştirilmesini önlemesinden sonra Milliyet gazetesinde, Şükrü Sina Gürel'in yasak aşk yaşadığı manşetten verilmişti. Sözkonusu haberin uzun süredir bilindiği ve yayımlanması için uygun bir zamanın beklendiğini belirtiliyor. Gürel ise beklenin tersine iddiayı kabullenerek eşinden boşanmış ve Zeliha Sapmaz ile nikah masasına oturmuştu.

 
Yılmaz, patronlara diyet mi ödüyor?
ANAP lideri Yılmaz'ın, medya patronlarına 600 milyon dolarlık ihale kıyağından sonra şimdi de Bilgin Grubu'nun borçlarının ödenmesi için BDDK'ya aracılık ettiği söyleniyor.
626 trilyonluk 'makyaj'
Halkbank'ın 299 trilyon olarak gösterilen alacaklarının aslında 925 trilyon lira olduğu saptandı ve bilançoda 626 trilyonluk makyaj yapıldığı anlaşıldı.
Bakanlık halkı suçladı
İçişleri Bakanlığı müfettişleri, Akkise'deki olayların, jandarmanın saldırıya uğrayan personeli kurtarmak için silah kullanmak zorunda kalmasından kaynaklandığını belirttiler.
Hacı Bektaş-ı Veli yanlış anlatılıyor
Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun Hacı Bektaş-ı Veli'nin ne İslam dışı ideolojilerle, ne de saçma sapan fikirlerle hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyledi.
'Siyasi oyalama dönemi bitmiştir'
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye'de artık "siyasi oyalama dönemi"nin bittiğini savunarak, "Türkiye, ekonomik ve siyasi yönden istikrara kavuşmak için bu hükümetten kurtulmalıdır" dedi. Yazıcıoğlu, Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, yaşanan ekonomik sıkıntılar sonrasında "reel sektörden ciddi feryatlar yükseldiğini, üretimin ve istihdamın durduğunu ve ülke kaynaklarının daraldığını" söyledi. Türkiye'nin öncelikli sorununun "güven sorunu" olduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, "halka güven vermeyen, çözümsüz bir hükümetin sorunların üstesinden gelme şansının olmadığını" ileri sürdü. Gazetecilerin soruları üzerine yeni kurulan siyasi partilere de değinen Yazıcıoğlu, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunu belirterek, yeni partilerin Türkiye için hayırlı olmasını diledi.

15 Ağustos 2001
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED