YORUM YAP
- Pinterest panosunda paylaş
- Whatsapp'ta paylaş
- BiP'te paylaş
FETÖ’nün 15 Temmuz’da kalkıştığı darbenin başarısız olmasının ardından milyonlarca vatandaş günlerce sokaklarda demokrasi nöbeti tuttu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘meydanları boş bırakmayın’ çağrısına uyan vatandaşlar, 28 gün boyunca gece ve gündüz bulundukları kentlerin meydanlarında nöbet tutmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Temmuz günü katıldığı bir televizyon programında demokrasi nöbetlerini İstanbul Yenikapı Meydanı'nda yapılacak mitingle taçlandıracaklarını açıkladı. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi desteğiyle 7 Ağustos’ta yapılması kararlaştırılan tarihi buluşmaya "Demokrasi ve Şehitler Mitingi" adı verildi.
PKK'yla arasına mesafe koymayan HDP'nin eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ tarihi buluşmaya davet edilmedi.
Dev buluşmanın tarihi belirlendikten sonra ise miting için tüm hazırlıklar süratle tamamlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye 7 Ağustos'ta Yenikapı'da düzenlenecek Demokrasi ve Şehitler Mitingi'ne katılarak birer konuşma yapmaları için davetiye gönderdi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım da mitinge katılım ve hazırlıklar konusunda partisinin 81 il teşkilatına genelge gönderdi. AK Parti Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Yıldırım, genelgede Yenikapı Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nin hedeflenen amaca ulaşabilmesi için tüm teşkilat yöneticilerinin belirlenen hususlara azami derecede dikkat etmeleri ve hayati bir önem arz ettiğini vurguladı. Yıldırım mitingin partiler üssü olduğunu da vurgulayarak şunları kaydetti:
Milli şuurumuzun nişanesi olarak, sadece şanlı bayrağımız dalgalandırılacak bayrağımızdan başka hiç bir parti bayrağı, flama, döviz kullanılmayacaktır.
"Hiçbir provokasyona, kışkırtmaya ve tartışmaya fırsat verilmeyecek. Ortak ruh iklimini bozabilecek her türlü hareketten uzak durulacak. Asla unutulmayacak"
Yapılacak miting, partiler üstü milli bir miting olacağı için, müşterek idealler seslendirilecek, evrensel çağrılar dile getirilecek, başka hiçbir söyleme, slogana müsaade edilmeyecek, AK Partili olma şuuru, ahlak ve adabına harfiyen riayet edilecektir. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ruhu her an meydana hakim kılınacaktır. İmanımız ve inancımız şudur ki; Şehitler ölmez vatan bölünmez. Her şey Türkiye İçin. Allah yar ve yardımcımız olsun."
Sadece Yenikapı Meydanı değil, İstanbul ve tüm Türkiye, 7 Ağustos'ta belki de en önemli gününü yaşadı… Yenikapı'daki miting alanına sabahın erken saatlerinde yüz binler akın ederken, toplu taşıma araçları insan seline yetişmekte zorlandı. Kendi imkanlarıyla alana gelenlerin yanı sıra otobüs, metrobüs, dolmuş kullananların yanı sıra binlerce vatandaş da deniz yoluyla miting alanına akın etti.
17.30’da başlayacak miting için 13.30'da alana girişlerin izin verilmesi bekleniyordu ancak yoğun ilgi nedeniyle kapılar 10.30'da açıldı.
Yenikapı'ya gelecek 5 milyon için olağanüstü hizmet tedbirleri alındı. Ulaşımdan miting alanındaki organizasyonlara kadar çeşitli alanlarda üst düzey hazırlık planlamaları hayata geçirildi.
Alanda dağıtılmak üzere 2,5 milyon Türk Bayrağı, 3 milyon şapka, 5 milyon şişe su hazırlandı. Yenikapı miting alanına 60 metrelik sahne kuruldu.
Miting alanında sahnenin sağında ve solunda üçer bin kişilik podyum yer aldı.
Protokolün büyük bölümü, şehit aileleri ve gaziler için ayrıldı. İstanbul’un 12 değişik noktasından miting alanına ulaşmak üzere deniz yolu için 204 tekne kiralandı.
Ayrıca 50 teknenin de Eyüp, Üsküdar, Beşiktaş ve Kadıköy gibi noktalardan ring yapması kararlaştırıldı.
Miting alanına giden vatandaşlar, kurulan 165 metal dedektörlü arama kapısından geçtikten sonra şapka ve bayraklarını alarak miting alanına girecekler. Hiçbir siyasi partinin amblem, flama ve bayrağının olmayacağı, sadece Türk bayraklarının dalgalanacağı Yenikapı Mitingi’nin Türkiye tarihinin en büyük mitinglerinden birisi oldu. Mitingde 15 bin polis ile 15 bin sivil görev aldı.Liderler meydana geldi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin alana gelişinin ardından "Demokrasi ve Şehitler Mitingi", saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın söylenmesiyle başladı.
Kuran-ı Kerim tilavetiyle devam eden programda Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez öncülüğünde demokrasi şehitlerine dua edildi. Mitingde, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında yaralanan Orçun Şekercioğlu da konuşma yaptı.
Daha sonra sahneye ilk olarak MHP Lideri Devlet Bahçeli çıktı ve mitinge katılanlara bir konuşma yaptı. Bahçeli’nin ardından ise CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Yenikapı’da toplanan tarihi kalabalığa hitap etti.
Muhalefet liderlerinin konuşmasının ardından bir ilk yaşandı ve daha önce duyurulan programda olmadığı halde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar konuştu.
Miting alanında toplanan milyonlara seslenen Genelkurmay Başkanı Akar’ın konuşması sık sık tezahüratlarla kesildi.
Akar’dan sonra kürsüye Başbakan Binali Yıldırım çıkarken, Başbakan Yıldırım’ın konuşmasını TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın hitabı izledi.
Yenikapı’da kürsüye son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı. Milyonlarca vatandaşın alkışlar, şiirler, tezahüratlar ve tekbir sesleriyle karşıladığı Erdoğan’ın kürsüye çıkmasıyla miting alanı büyük bir coşkuya sahne oldu.
Yapılan konuşmaların ardından Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli alandan ayrılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu birlikte sahneye çıkarak Yenikapı'yı dolduranları selamladı.
Tarihi mitingde ilk konuşmayı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptı. Devlet Bahçeli, ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'e sert tepki gösterdi.
Bahçeli, "15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi" dedi ve şunları kaydetti: "Âlim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya'dan getirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle cinayet örgütüne Türkiye'ye 'vur' emri verdi. İblis'e ruhunu satan bu vâiz, Müslüman görünümlü bu Voyvoda, ihanetle, Türk ve Türkiye düşmanlığıyla doruğa çıktı, fitne ve münafıklıkta rekor kırdı. Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ, Türkiye'nin kalbine nişan aldı."
Hâinlere dersini çekinmeden verdiniz. Teröristlere haddini bildirdiniz. Yenilgi nedir tanımadınız. Ben de varım ve buradayım dediniz.
MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
"Üzerimizde oynanan oyunlara, fitnelere rağmen cesaretle dik durdunuz. Al bayrağımızı gururla yükselttiniz. Şehitlere yüreklice sahip çıktınız. Kardeşliği inançla savundunuz.
Yıkılmadan ve ayaktayım diyerek Yenikapı’ya koştunuz. Yeni bir dirilişin müjdesini verdiniz. Bahtiyarım çünkü Türkiyemizin şahlanışını gururla izliyorum. Mutluyum çünkü millet, irade, inanç burada. Bükülmez bilek, eğilmez baş, yenilmez milli kudret burada, bu meydandadır.
“Bombalar, kurşunlar üzerimize yağdı”
Türkiye tüm güzellik ve görkemiyle yeni bir sefere Yenikapı’dan başlamaktadır. Türk milleti kaderine sahip çıkmaktadır. Hepinizle övünüyor, Türk milletiyle iftihar ediyorum. 15 Temmuz’da felaketimizi projelendirdiler. Son nefesi vermemizi gözlediler.
FETÖ milletimizin helâli olan şavaş uçaklarıyla saldırdı, helikopterler tepemizde uçuştu. Bombalar, kurşunlar üzerimize yağdı.
Biliniz ki 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi. Mondros'ta çerçevesi çizilip Sevr'de dayatılan imhâ planları, 15 Temmuz'da yeniden gün yüzüne çıkarıldı. 'Su uyur düşman uyumaz' sözü bir kez daha anlam ve karşılığını buldu.
Zalimler, hâinler, emperyalizmin maşaları, bu defa Türk askeri kılığına girdiler, milletin silahını yine millete çevirdiler, milletin imkânlarını kullanarak yine millete öldürücü darbe vurmak istediler. Âlim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya'dan getirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle cinayet örgütüne Türkiye'ye 'vur' emri verdi. İblis'e ruhunu satan bu vaiz, Müslüman görünümlü bu Voyvoda, ihanetle, Türk ve Türkiye düşmanlığıyla doruğa çıktı, fitne ve münafıklıkta rekor kırdı. Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ, Türkiye'nin kalbine nişan aldı.
“Aynı karanlık yolun yolcularıdır”
Türk vatanını çekemeyen, üzerine çöreklenmek isteyen ne kadar kanı bozuk çevre varsa FETÖ’nün sırtını sıvazlayıp eline silah tutuşturdu. Niğbolu'da ezilenlerin tekrardan başını kaldırmasıdır. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü, 627 yıl önce Kosova'da mağlup olanların yeni bir kalkışmasıdır. 620 yıl önce Niğbolu'da ezilenlerin tekrardan başını kaldırmasıdır. 572 yıl önce Varna'da, 563 yıl önce İstanbul'da, 490 yıl önce Mohaç'ta döktükleri kanda boğulduklarını sandıklarımızın yeniden karşı harekâtıdır. 15 Temmuz'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, emniyet ve istihbarat kuruluşlarını bombalayıp sivil ve masum vatandaşlarımızı katledenlerle 101 yıl önce Çanakkale kıyılarında gelip üzerimize ateş saçanlar, aynı karanlık yolun yolcusudur.
“Devlet öksüz değildir”
Bunlar yaratılmışların en aşağısıdır. Unuttukları, ihmâl ettikleri milletin vicdanıdır. Kutuplaşmayı bıçak gibi kesmeliyiz. 15 Temmuz’da tankın önüne milli vicdan dikildi. Kim miletimize biçilmek istenen bu kefeni kader diye kabul edebilirdi? Türk milleti küresel senaryoların farkındadır. Bu vatan 3-5 teröristin sözde vaazlarıyla düşmeyecektir. Ayrımız, gayrımız yoktur. Birliğimizi kararlılıkla korumalıyız, kutuplaşmayı bıçak gibi kesmeliyiz. 15 Temmuz bir milâttır. Kim olursanız olun, ülkenin neresinde doğarsanız doğun milletim dediniz, Yenikapı’ya geldiniz. Türk askeri topyekûn suçlu görülmemeli, ordu-millet dayanışması sağlanmalıdır. Millet yetim değildir. Devlet öksüz değildir. Başarmaktan başka çaremiz yoktur."
Yenikapı'da Bahçeli'nin ardından kürsüye ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıktı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. Türk siyasal hayatı, demokrasi hayatı önemli bir olaya imza attı. TSK içinde yuvalanan çete Türk demokrasisine, size, bize, hepimize darbe yapmak istedi. TBMM'yi sabah kadar açık tutan Başkan’a yürekten teşekkür etmek istiyorum. Parlamenter sistemimize darbe yapmak istediler" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
"240 şehidimiz var. Onlar bizim demokrasi tarihimizin altın sayfalarında yerlerini alacaklar. Onları unutmayacağız. Unutturmayacağız. Gönül isterdi ki, parlamento dışındaki partilerin genel başkanları burada olsaydı.
Çünkü, Mustafa Kemal Atatürk diyor ki, ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Sonuna kadar vatana sahip çıkacağız’ diyor.
14 Temmuz bize yeni bir uzlaşma kapısı araladı. Eğer biz bu uzlaşma gücünü daha da ileri taşıyabilirsek çocuklarımıza daha güzle bir ülke bırakabileceğiz. Ben dâhil tüm siyasilerin bu musibetten ders çıkarması lâzım.
"Nedir bu dersler?" diye soran Kılıçdaroğlu, 12 maddelik bir öneri listesi sundu. CHP liderinin önerileri şöyle:
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Yenikapı'daki konuşmasını Nazım Hikmet'in 'Davet' şiirinden dizelerle noktaladı:
Dört nala gelip uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim
Kapansın el kapıları Bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu davet
Bu hasret bizim!
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, "15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış bir grup illegal çete mensubu terörist hain Fetullahçı Terör Örgütü, tarihimizde görülmemiş bir şekilde, vatanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti ve rezaleti yaşatmış ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir" dedi.
Genelkurmay Başkanı Akar, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi tarafından Yenikapı'da düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nde yaptığı konuşmada, böyle anlamlı bir mitingde, Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesiyle birlikte bulanmanın onur ve heyecanını yaşadığını söyledi.
Orgeneral Akar, 15 Temmuz'da ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte TSK'ya sızmış bir grup illegal çete mensubu terörist hain Fetullahçı Terör Örgütü'nün tarihte görülmemiş şekilde vatana, millete, cumhuriyete bu zilleti ve rezaleti yaşattığını, TSK'nın şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürdüğünü ifade etti.
Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda asil millet ve onun bağrından çıkan TSK'nın gerçek evlatlarıyla, emniyet mensuplarının kahramanca ve ferasetle bu hain girişime karşı koyduğunu dile getiren Akar, TSK'ya ve bağrından çıktıkları millete ihanet eden bu alçaklara layık oldukları cevap tereddütsüz bir şeklide alanlarda verildiğini vurguladı.
"Milletimizin, asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı caniler ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman mensuplarını çok iyi ayırt ederek davranması bu zor süreçte bizlere güç ve moral vermiştir"
Akar, bu rezaleti Türkiye Cumhuriyeti devletine mazisi şan ve şerefle dolu TSK'ya ve asil millete yaşatan hainlerin en ağır şekilde cezalandırılacağını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bundan kimsenin şüphesi olamasın. Burada özellikle şunu belirtmek isterim, 15 Temmuz akşam saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan illegal çete mensubu terörist hainlerin Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminin, halkımızın peygamber ocağı olarak adlandırdığı Türk Silahlı Kuvvetlerinin vatanını, milletini, bayrağını seven ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur.
Bu nedenle sizlerin yüce milletimizin, asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı caniler hainlerle görevinin başında olan, ülkemizin bekası için aynı zamanda bölücü terör örgütü PKK ve sınırlarımızın hemen yanı başındaki diğer tehditlerle de canla başla mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman, fedakar mensuplarını çok iyi ayırt ederek davranması bu zor süreçte bizlere güç ve moral vermiştir. Bundan dolayı hepinize tek tek teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum. Bizlere gösterdiğiniz bu yakın ilgi, güven ve sevginin de ülkemizin, asil milletimizin birlik bütünlük ve güvenliği bakımından hayati öneme haiz olduğunun da bilincindeyiz. Asil milletimizin gözünü budaktan esirgemeden, canı pahasına milli iradenin hakimiyeti ve demokrasinin idamesi için gösterdiği kahramanlık, fedakarlık her türlü takdirin üzerindedir. Her zaman saygıyla ve şükranla anılacaktır. Bundan dolayı bir kez daha sizlerin şahsında asil milletimize saygı ve şükranlarımızı sunuyorum.
Orgeneral Akar, TSK'nın demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bağlı, sadık, ezici çoğunluğunun devleti ve milletiyle birlikte hareket etme yönünde takındığı tutumla bütünleşerek tarihsel niteliği olan ordu-millet kavramının daha da güçlenmesini sağladığını söyledi.
İbrahim Tatlıses: Türk bayrağını üstümüze yorgan yaptık. Halkımızın ellerinden öpüyorum. İnsan kendi evladına silah sıkar mı?
“Asil milletimizin yolu bahtı açık olsun”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de işaret ettiği "hakimiyet milletindir" düsturunun en temel anlayışları olduğunu ve bu anlayışın sonsuza dek süreceğini vurgulayan Akar, şunları kaydetti:
"Milletimizin bağrından çıkan 'Bayrak, vatan, devlet ve milleti için ölürsem şehit, kalırsam gazi...' anlayışıyla ve bir ibadet feyziyle görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri, tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içerisinde devletimizin, yüce milletimizin emrinde ve görevinin başındadır. Sayın Cumhurbaşkanım bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha sizlerin huzurunda Türk Silahlı Kuvvetleri ve devletimizin başına bela olan bu hain şebekenin girişiminin bastırılmasında bilahare temizlenmesinde, başta zatı alileri olmak üzere canlarını ortaya koyarak mücadele eden aziz milletimle yani sizlerle Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve emniyet teşkilatımızın kahraman ve fedakar mensupları ve diğer devlet kurumlarımıza sonsuz saygı, şükranlarımı sunuyorum. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı ve sabır gazilerimize acil şifalar diliyor en kalbi duygularımla sizleri ve sizlerin şahsında yüce Türk milletini saygıyla, şükranla, övünçle selamlıyorum. Zafer hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, asil milletimizin yüksek ve değer ve hedeflerine inananlarındır. Asil milletimizin, yani sizlerin, yolu bahtı açık olsun."
Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul Yenikapı'da düzenlenen tarihi nitelik taşıyan 'Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde milyonlara hitap etti. Başbakan Yıldırım, "15 Temmuz 2. Kurtuluş Savaşı'dır" dedi ve siyasette birlikteliğin güçlendirileceğine vurgu yaptı.
Başbakan'ın konuşmasından satır başları şöyle: “Bu vatan toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir. Ardına bakmadan yollara düşen, şimşek gibi çakan, huduttan hududa koşan, cepheden cepheyi soranlarındır. Ey Aziz İstanbul! Bugün muhteşemsin İstanbul! Bir kez daha tarih yazıyorsun. İstanbul.
29 Mayıs 1453'te Sultan Fatih şehre girdiğinde ne kadar heyecanlıysa, bugün o kadar heyecanlısın İstanbul. 16 Mayıs 1919'da Gazi M. Kemal İstanbul'dan ayrılırken, ne kadar umutluysa bugün milletimiz o kadar umutludur. 30 Mayıs 1919'da Sultanahmet Meydanı'nda düşmana karşı ne kadar cesursa milletimiz bugün de o kadar cesurdur. 27 Mayıs 1994, Türkiye sevdalısını, bir yiğit adamını,
seçerken ne kadar güzelse İstanbul, o kadar güzelsin bugün. Her bir semtin, her bir sokağın, her bir haneni gönülden selamlıyorum. Bugün bizim burada toplanmamıza vesile olan 15 Temmuz demokrasi şehitlerimizi kalpten selamlıyorum. Bugün aramızda bulunan kahraman şehitlerimizin ailelerini yürekten selamlıyorum. İstanbul'u düşmana teslim etmeyen kahramanları selamlıyorum.
“Hepinize milletim adına teşekkür ediyorum”
Sayın Cumhurbaşkanım, çok değerli hanımefendi, bu milletin önüne geçtiğiniz, dik durduğunuz, bu milleti son yüzyılın en büyük tehlikesinden kurtardığınız için sizlere teşekkür ediyorum, sizleri selamlıyorum. CHP Genel Başkanını ve bütün CHP mensuplarını, milli iradeden yana net tavır koydukları için yürekten selamlıyorum.
Yılmaz Erdoğan: Bugünkü coşkunun dışında kalsaydım içimde ömür boyu bir acı olurdu. Halk kavramının kendisini en net gösterdiği günlerdeyiz.
MHP Genel Başkanını ve bütün ülkücü kardeşlerimi, sarsılmaz bir demokrasi savunucusu olduğunuz için yürekten selamlıyorum. AK Partili kardeşlerim, CHP'li, MHP'li kardeşlerim, her kesimden değerli vatandaşlarım, bu muhteşem tabloyu yaşattığınız için hepinize milletim adına teşekkür ediyorum.
Bugün sadece İstanbul değil, bütün Türkiye ayakta. Türkiye meydanlarda, bizimle beraber. 81 ilimiz bizi izliyor, yavru vatan Kıbrıs bizi izliyor. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı'nı da selamlıyorum. Filistin, Bosna, Irak'taki kardeşlerimiz bizi izliyor. Buradan İstanbul'dan 81 vilayetimize, tüm dünyadaki kardeşlerimize selamlarımızı gönderiyoruz.
Necip Fazıl ne güzel söylemiş; Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet, güneşten başını göklere yükselt, alnın hür, kim sana atarsa kement, ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebed."
Başbakan Yıldırım, miting alanında bulunanlara ve izleyicilere, "Aziz Türkiye, bugün size Azeri şairimiz Ahmed Cevad'ın mısralarıyla sesleniyorum" ifadeleriyle seslendi:
İnciler dök gel yoluna
Sırmalar düz sağ soluna
Fırtınalar dursun yana
Selam Türk'ün bayrağına
“2. Kurtuluş Savaşı”
Bu aziz millet 97 yıl önce toprağın altında şerefiyle yatanlar sayesinde, toprağın üzerinde şerefle yaşıyor.
15 Temmuz akşamı da bir işgal girişimi, FETÖ'nün ihtilal girişimiyle karşı karşıyaydı. Asker kıyafetindeki teröristler silahlarıyla millete kan kustu. Başkomutanımız, cumhurbaşkanımız milleti meydanlara davet etti. Selalar okundu, ezanlar yankılandı. İşte bu aziz millet, 81 vilayetinde hep birden şunu söyledi: Toprağın üzerinde şerefsiz yatırmaktansa, toprağın altında şerefle yatarız, şehit oluruz, gazi oluruz.
15 Temmuz 2. Kurtuluş Savaşı'dır. Allah'a hamd olsun, toprağın altında şerefiyle yatan şehitlerimiz sayesinde bugün bağımsızlığımızla, bir olarak yaşıyoruz. Güya Türk askeri kılığına girip topraklarımızı işgal edeceklerdi. Sankı bu milletin iradesini çalacaklardı. Allah şerleri hayıra çevirir. Bizi öldürmeyen her darbe daha da güçlendirir, burada olduğu gibi.Ankara Savaşı'nda fetret yaşattılar ama biz oradan bir cihan devleti olarak doğduk. 100 yıl önce bu toprakları işgal ettiler ama biz oradan tek bir devlet, millet olarak doğduk. Bugün kötülük yapacaklarını zannedenler yanıldılar, bu muhteşem tabloyu hesap edemediler.
“Bu tarihi birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız”
Sayın Cumhurbaşkanım, siyasette meydana gelen bu birleştirici tabloyu bozmayacağız. Uzlaşmayı güçlendireceğiz. Türkiye'yi milletimizle, siyasi partilerimizle, STK'larımızla 2023 hedeflerine taşıyacağız. Türk ile Kürt arasına girenler bu hainlerdi. Bu mikropları temizleyeceğiz. Terör örgütlerini aradan çıkaracağız.
Aramıza giren bölücü terör örgütünü de milletimizin arasından çıkaracağız. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz. Beraber olursak aşamayacağımız hiçbir engel yok.
Orhan Gencebay: Hem çok üzüntülüyüz hem çok sevinçliyiz. Bütün liderler aynı yerde olacak, bu da harika bir şey.
Bugün, buradaki tarihi birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız. İntikam duygusuyla değil, adaletle, hukukla hareket edeceğiz, bu terör örgütünün mensuplarına, şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını soracağız.
Demokrasiden taviz vermeyeceğiz, düşmanlarımızı azaltacak, dostlarımızı çoğaltacağız.
15 Temmuz Türkiye'nin mikroplarından temizlendiği gündür. Bugün Türkiye temizlik yapıyor. Devleti kilitleyen, ekonomiyi daraltan unsurları teker teker ortadan kaldırıyoruz.
“Terör örgütü lideri Türkiye’ye gelecek”
Sözlerimi burada tamamlamak istiyorum. Siz sabırsızlıkla başkomutanımızı, Cumhurbaşkanımızı dinlemeyi bekliyorsunuz. Şunu herkes bilmelidir ki, 15 Temmuz gecesini milletimize zehir eden terör örgütü lideri Türkiye'ye gelecek, hesabını verecektir.
Hiç merak etmeyin, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, birlikte Türkiye olacağız. Bu güzel ülkenin gençlerine, bunlar memleket meselesiyle ilgilenmez diyenler, 15 Temmuz'da ne kadar yanıldıklarını gördüler. Tankların önüne yatan, gençlerimizi, kadınlarımızı yürekten kutluyorum. Rabiamız, tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak, ay yıldızlı bayrağımız hepimize yeter. Sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”
Kıvanç Tatlıtuğ: Milletimizle birlikte cumhuriyetimize sahip çıkmak için burada olmaktan gurur duyuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmail Kahraman, bugün, 15 Temmuz şehitlerini anmak ve darbeye karşı demokrasinin kazandığı zaferi taçlandırmak için bir arada bulunulduğunu belirterek, "Büyük bir badirenin içinden birlikte çıktık. Açtıkları okullarda, kurdukları dershanelerde yetiştirdikleri robot hainlerle milletin kurumlarına yerleştirdikleri ajan ve vatan
hainleriyle devletimizin içine sızarak, bizlere karanlık dehlizleri layık gören insan müsveddelerine, milletimiz hak ettikleri cevabı en güzel şekilde verdi." dedi.
Kahraman, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi desteğiyle İstanbul Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ndeki konuşmasında, Gazi Meclisin, darbeye karşı büyük bir direniş göstererek ikinci gazi payesini hak ettiğini söyledi.
Milletçe muhteşem bir beraberliğin sergilendiği bir meydanda tek ses, tek yürek oluşumundan gurur duyduğunu ifade eden Kahraman, "Bugün, 15 Temmuz şehitlerimizi anmak ve darbeye karşı demokrasimizin kazandığı zaferi taçlandırmak için bir aradayız. Ay yıldızlı bayrağımız altında; tek millet, tek devlet, tek vatan şuur izinde olduğumuzu haykırmak ve darbeleri tarihe gömdüğümüz bütün dünyaya duyurmak için bir aradayız." diye konuştu.
Kahraman, meydanı dolduran milyonlara seslenerek, "Sizler beyaz elbiseleriyle Malazgirt'te 200 bin kişilik Bizans Ordusunun karşısına çıkarken, 'Ey askerler, eğer şehit olursam, bu beyaz elbise benim kefenim olur. Ben nefsimi Allah'a adadım. Benim için şehadette, muzaffer olmak da sadettir. Zaferi kazanırsak gelecek bizimdir' diyen Sultan Alparslan'ın torunlarısınız. Malazgirt Zaferi'yle Anadolu'ya 10 asır önce giren İslam, İnşallah, kıyamete kadar bu topraklara yaşayacaktır." ifadelerini kullandı.
Kahraman, 'Bayrak Şairi' olarak anılan Arif Nihat Asya'nın bestelediği şiiri okudu. 'Bir cuma sabahı, semaya karşı, Malazgirt'te 54 bin er bestelediler en güzel marşı' ifadelerini kullanan Kahraman, "Allahuekber, Allahuekber" mısralarını Yenikapı'yı dolduran vatandaşlarla birlikte hep bir ağızdan seslendirdi.
Meclis Başkanı Kahraman sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizler İslam'ı yok etmek için seferlere çıkan Haçlı ordularını perişan eden Selahaddin Eyyübi'nin torunlarısınız. Sizler, kür atını Haliç'e sürerek yedi iklimin en güzel beldesi İstanbul'u fetheden ve Peygamber Efendimizin Hadisi'ndeki müjdeye nail olan 'Ya ben İstanbul'u alırım ya İstanbul beni' diyen Fatih Sultan Mehmet'in torunlarısınız. Sizler 3 kıta, 7 denize hükmeden bir cihan devletinin varislerisiniz. Sizler, Türkiye Cumhuriyetini mazisine layık noktaya ulaştıracak göğsü iman dolu insanlarsınız. Milletimin bütün renklerini bu meydanda görmekten duyduğun mutluluğu özellikle ifade etmek isterim. Al bayrağımızın altında, oluşturduğumuz bu tablodan, dostlarımızın büyük bir güven duyduğuna inanıyorum. Anadolu'nun dört bir yanından ve gönül coğrafyamızın, kültür dünyamızın, her köşesinde milyonlarca insanın bugün sizlerin arasında olmak istediğin biliyorum. Büyük bir badirenin içinden birlikte çıktık. Milletimizi, birbirine düşürmek isteyen şer güçlere karşı direndik ve kazandık.
Açtıkları okullarda, kurdukları dershanelerde yetiştirdikleri robot hainlerle milletin kurumlarına yerleştirdikleri ajan ve vatan hainleriyle devletimizin içine sızarak, bizlere karanlık dehlizleri layık gören insan müsveddelerine, milletimiz hak ettikleri cevabı en güzel şekilde verdi."
"Meclisimiz ikinci gazi payesi aldı"
Murat Boz: Her siyasi görüşten insanın burada bulunması takdire şayan. Darbe olsaydı 20 sene geriye giderdik. Direkten döndük.
"Şühedanın hatıratını, müstevilerin hain emelleriyle kirletmek isteyenlere fırsat verilmedi." diyen Meclis Başkanı Kahraman, şöyle konuştu:
"Ecdadımıza layık torunlar olduğumuzu hep birlikte ispat ettik. Şehitlerimize Allah'tan rahmetler diliyorum. Hepsini minnetle ve şükranla anıyorum. Milletimize, ailelerine baş sağlığı diliyorum. Gazilerimizin de en kısa zamanda deva bulmalarını temenni ediyorum. Dünyada gazi unvanı bulunan tek parlamento Türkiye Büyük Millet Meclisidir.Çalışma günü olmamasına rağmen 15 Temmuz gecesi, darbe harekatının başlaması üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisimiz hemen açıldı. Ve gece boyunca açık tuttuk.
Ertesi gün olağanüstü toplantı yaptık. ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan 4 partinin imzaladığı bir ortak bildiri yayımladık.
Hülya Koçyiğit: Türk halkının ve sanatçılarının gösterdiği direniş gelecek nesillere örnek olacak.
Partiler, darbenin karşısında, demokrasinin yanında durduklarını dünyaya açıkladılar. İradeye konulmak istenen ipoteğe karşı koyarak ikinci defa Meclisimiz gazilik payesini hak etti. Milletçe yaptığımız şanlı direnişe tahammül edemeyen meczuplar, milletin bağrını, kalbini bombaladılar. Meclisimize bomba attılar."
Kahraman, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te millete çağrıda bulunarak halkın sokaklara çıkmasını sağladığını hatırlattı.
Kahraman, Ahmet Muhip Dıranas'ın Bayrak şiirinden mısralar okudu.
Şehirlerden şehirlere
Uçtu, kuş gibi, bir haber:
Bayraklar açmada fecre
Şarkının her vardığı yer.
Kaldı birdenbire step
Yalın ayaklar altında;
Yürü! Bayraklar altında,
Yürü! Davullar çalsın hep.
Önden gidene bir kurşun,
Aldı bayrağı ikinci...
Ve yiğitlerin en genci
Düştü sonunda yokuşun.
İnsan doğunca bir defa
Andırır kırılacak dalı;
Ölecektin nasıl olsa,
Öldün, alnından vurulu.
Ne toprağa gömülmektir,
Ne ruhun uçması tenden!
Ölüm, ölüm, gülerekten
Bir bayrak altında ölmektir...
"Akıl ve gönül birliğiyle her zorluğu birlikte aşacağız"
Vatansever güvenlik güçleriyle milletin bir bütün olarak darbeyi önlediğini aktaran Kahraman sözlerini şöyle tamamladı:
"Demokrasi kazandı. Bundan sonra hiçbir güç darbeye teşebbüs edemeyecektir. Darbeler tarihi sona ermiştir. Milletimiz demokratik tecrübesi azmi cesaretiyle ferasetiyle bir büyük fitneyi defnetti. Biz milletimize inanıyor ve güveniyoruz. İnşallah akıl ve gönül birliğiyle her zorluğu birlikte aşacağız. Bizler derken canlarını seve seve feda eden şanlı insanlarımızı unutmadan yarınlara umutla bakacağız.
Unutmayalım ki; umutlarını bize bağlamış bir gönül coğrafyamız var. Dış dünyamızda milyonlarca insan var. Onların da başını öne eğdirmemek için daha çok çalışacağız.
Sırt sırta omuz omuza vererek hep ileri daha ileriye gideceğiz. Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmeyecek niyazda bulunmayacağız. Millet devletsiz, devlet ordusuz olmaz. Bizler ordumuzu peygamber ocağı olarak kabul eden bir milletiz. Muazzez bir ordu olan ordumuzun yeri kışladır. Ancak vatan müdafaası için çağrıldığında kışlasından çıkar. Bir daha kışladan çıkmayacağına inanıyorum. Millet olarak tarih yazmaya devam edeceğiz. Bu muhabbetimizi Cenab-ı Allah daim ettirsin. Bir kez daha şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, himayelerinde İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi tarafından Yenikapı'da düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar, isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar. İnanın bana vatan uğruna verilen mücadelede bu rütbelere ulaşabilmek her zaman yakalanabilecek, her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi konuşmasında şunları söyledi:
"11. Cumhurbaşkanımız Sayın Gül, parlamentomuzun değerli başkanı Gazilik şerefine ikinci defa nail olan TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman, Sayın AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan, Sayın Genelkurmay Başkanımız, Sayın CHP Genel Başkanı, Sayın MHP Genel Başkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin sayın Başbakanı, değerli misafirler, sevgili İstanbullular, 81 vilayetimizde meydanlarda bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarım, dünyanın dört bir tarafında gönlü bizimle olan kıymetli kardeşlerim, 15 Temmuz gecesi bir kez daha istiklali ve istikbali için, canı pahasına ülkesini FETÖ'ye, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum."
"Sözlerimin hemen başında 15 Temmuz gecesi, sokaklara meydanlara inerek, namluların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum."
"Bu kardeşlerimizden, 172'si sivil, 63'ü polis, 5'i asker olmak üzere 240'ı şahadet makamına ulaştılar. Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Yine o gece kahramanca darbecilerin üzerine yürüyen kardeşlerimizden 2195 tanesi gazilik rütbesine ulaşmıştır. Tedavileri süren yaralılarımıza Rabb'imden şifalar niyaz ediyorum.
“İsimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar”
O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar. Vatan uğruna verilen mücadelede bu rütbelere ulaşabilmek her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir.
İstiklal Marşı’ndan alıntı
Ne diyor İstiklal şairimiz, "kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı, bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda!"
“Hepimizin gazası mübarek olsun”
15 Temmuz gecesi meydanları dolduran kardeşlerimizin her birinin vatanımızın korunmasında payı vardır. Onun için diyorum ki 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun.
“Malazgirt’te kapıları açan halk darbecilerin karşısına dikildi”
Darbe girişimine karşı tüm farklılılarını bir kenara bırakarak, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, dünyayı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun.
Kardeşlerim, bu millet başka bir millet. Gerçekten Türk milleti 1000 yıl önce Malazgirt'te hani inançla Anadolu'nın kapılarını açmışsa, 15 Temmuz'da da aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikilmiştir.“
Aynı iradeyle FETÖ’yü püskürttük”Osman Gazi 1299'da tarihin en kudretli devletini hangi temeller üzerine bina ettiyse, biz de o gece Türkiye'yi aynı ilkeler etrafında müdafaa ettik.Ecdadımız hangi idrakle Çanakkale'de kanının son damlasına kadar mücadele ettiyse, 15 Temmuz'da aynı iradeyle FETÖ'yü püskürttük.
Aynı gece Türkiye'nin yerle yeksan olmasını bekleyen düşmanlarımız, ertesi güne bundan sonra işlerinin daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar.
Gazi M. Kemal'in zafere ulaşmasını sağlayan inancın bir benzeri 15 Temmuz'da tüm şehirlerde adeta kol geziyordu. 15 Temmuz dostlarımıza bu ülkenin askeri sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yıkılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir.
“Şu görüntü ülkemizin düşmanlarını üzdü”
Burada Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, Başbakanı, CHP ve MHP Genel Başkanı'yla, her vilayetten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya, ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür.
“Bu manzara 2023’e ulaşacağımızın ispatı”
Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Türkiye'nin tüm renkleriyle, bağımsızlığına ve geleceğine yönelik atılan bu adımlar var ya, çok önemli. Bu, geleceğe yönelik vatanımıza sahip çıkmanın ilanıdır. Bu manzara 1000 yıllık vatanımızın tek bir taşına göz dikenlerin ödemeyi göze alacakları bedelin ilanı ve ispatıdır. Bu manzara Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ilanı ve ispatıdır.
“Makam için değil Allah için seveceğiz”
Bu manzara kardeşliğin, gerektiğinde bir hakikat olarak ortaya konabileceğinin ilani ve ispatıdır. Yolumuza dayanışma içerisinde geçeceğiz. Mütevazı olacağız, birbirimizi makam mevkii için değil, sadece Allah için seveceğiz. Böyle bir milletin evladı olarak, huzurlarınızda olmak bizlere hamdolsun, gurur veriyor.
“Gazi'den 96 yıl sonra aynı soruyu soruyorum”
Gazi Mustafa Kemal 1920 yılında İstanbul ve İzmir başta olmak üzere ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu o kara günlerde "Milletimiz büyüktür, korkmayalım. O esaret kabul etmez, fakat onu bir araya toplamak ve 'ey millet sen esaret kabul eder misin' diye sormak lazımdır" diyordu. Şimdi burada bir kez daha, Gazi'den 96 yıl sonra aynı soruyu soruyorum: Ey millet! Sen esaret ve zillet kabul eder misin? Bu millete, kimse bu esareti asla getiremeyecektir.
"Vatan Caddesi'nde vücudu ikiye bölünmüş kardeşimi gördüğümde, bunu kenara koymak mümkün mü?"
’İdam isteriz’ sloganlarına cevap
Siyasi partilerimizin genel başkanları burada, sizin talebinizi biliyorlar. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre, siz de idam talebinde bulunduğunuza göre bunun kararını verecek mercii TBMM'dir. Meclisimiz kararı verdikten sonra atılacak adım bellidir. Ben peşinen ifade ediyorum, onarım.
“ABD’de, Japonya’da, Çin’de idam var”
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde, bomba ile başı vücudundan ayrılmış hanım kardeşimin başı kongre merkezinin çatısına uçmuştu, bunu gördükten sonra biz kalkıp da "AB'de idam yokmuş, burada burada yokmuş"... ABD'de var, Japonya'da, Çin'de var. Onlarda oluyor da, gerekirse burada zaten 84'e kadar vardı, sonra kaldırıldı. Bu millet böyle bir kararı veriyorsa, öyle zannediyorum ki siyasi partiler de uyacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği ülkelerdeki idam uygulamaları şöyle:
ABD: 50 eyaletten 32'sinde 'kalem kırma' olarak anılan idam cezası uygulanıyor. Genellikle dört önemli aşamadan oluşuyor.
Japonya: Japon yargısı, cinayet ve vatana ihanet suçlarına idam cezası uygulanıyor. Örneğin; 1997'deki bir cinayete karşı uygulanan idam cezasında 'Nagayama Standartları' olarak anılan ve 9 maddeden oluşan sistemi takip edilmişti.
Çin: Dünya genelindeki idam uygulamalarının yanı sıra Çin'de terörizmle suçlanan kişilerin yoğun oranda infaz edildiği görülüyor. 2014 yılı istatistiklerinde zirvede yer alan Çin'de kullanılan yöntemler ise dikkati çekiyor.
“Beni bırakın, siz nasılsınız?’ diye sordu”
Hani ne diyor İstiklal Marşı'mızda, "siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın", siz göğsünüzü siper ettiniz. Namluların ucuna geldiniz, bizzat vücudunuzu koydunuz. Tankların altına yattınız.
Bakıyorum bir gazimiz tankların iki paletinin altına kendini atıyor, 1.'den kurtuluyor, ikincinin altına da kendini atıyor, kolu yaralanıyor. Aradığımda söylediği ne biliyor musunuz: "Beni bırakın Cumhurbaşkanım, siz nasılsınız?" Bu bambaşka bir ruh. İmansız olanlar, imanlı olanların karşısında dayanamadılar. Bu FETÖ birçok sinsiliği hesap etti de, bir tek bu milleti hesap edemedi.
Bu milletin imanını, inancını, dirayetini hiç hesaba katmadı. Zannetti ki, bunlar silaha falan gelmez. Ne oldu? Hani yetiştirdiğiniz bazı adamlar, TSK'nın içindeki bazı hainler, TSK'nın içindeki vatanperver askerlerimizi tenzih ediyorum, aynı şekilde polis teşkilatımızın içinde vatansever olanlar kendilerini ortaya koymasaydı işimiz çok daha zor olacaktı, sonuçta ne oldu? O hesabı yapamayanlar, yalnız bir ithamım var; hükümet askeri liselerin kapatılmasına yönelik açıklama yaptı.
“Benzer teşebbüste bulunan herkes milletimden aynı cevabı alacak”
Bazı eski askerler yanlış dediler, şimdi ben de onlara sesleniyorum. İşte oradan yetiştirilmiş o tek tip FETÖ'cüler bu olayı yaptılar. Harp okullarımız duracak, tüm liselerimizden yetişenler gelsin rahatlıkla buraya girsin. Tek tip niye olsun? Harp Akademilerinde hangi eğitim veriliyorsa orada verilsin. Benzer teşebbüste bulunan herkes milletimden aynı cevabı alacaktır.
Devlet ve millet olarak 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz etmeliyiz. Onların arkalarındaki güçleri de çok iyi değerlendirmeliyiz. FETÖ mensuplarını hala ağzına almaktan çekinenler var. Muktedir olanlar bunların isimlerini aynen ifade etsin ki bilmeyenler bu FETÖ kimdir bunu öğrensin.
“Adı PKK, FETÖ, DAEŞ olsa da fark etmez”
Ülkemize yönelik tehdidin görünürdeki maşalarıdır. Biliyoruz ki bu senaryo onların boyunu çok aşar. Elbette bu örgütü hukuk dairesine imha etmek mecburiyetindeyiz. TSK'dan yargıya, polis teşkilatından istihbarat kuruluşlarına kadar her yere sızabilen ihanet şebekelerine karşı kendimizi güçlendirmeliyiz. Adı PKK, FETÖ, DAEŞ de olsa, başka da olsa fark etmez. Örgütlerin isimleri, kadroları, söylemleri değişebilir ama hepsinin Türk devletinin düşmanları olduğu gerçeği değişmez. Geldiğimiz noktada saflar gayet net. Bir tarafta tüm siyasi partileri ve kesimleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti vardır, diğer tarafta ise istismar ve sapkınlık içinde olan terör örgütleri vardır. Devletinden yana olan herkes bugün burada, Yenikapı'dadır. Buradan 79 milyona selam olsun, terör örgütlerinin mensupları kimi adliyede akıbetini bekliyor, kimi cezaevinde cezasını çekiyor, arkalarındaki güçleri çok iyi biliyoruz. Yakaladığımız bu birlik ve beraberlik ruhunu en iyi şekilde değerlendirerek bir milat haline dönüştürmeliyiz.
“Kimse endişeye kapılmasın”
Yakın tarihimizin vicdanları kanatan tüm sorunlu olaylarını yeniden masaya yatırarak ortaya koymalıyız. FETÖ'nün TSK'daki etkinliğinin önünü açan davaları yeni baştan incelemeliyiz. Birçok davaları incelemeliyiz. Şaibeli tüm sınavları gözden geçirmeliyiz. Bu örgütün gayr-ı meşru şekilde elde ettiği güç ile dizayn etmek istediği iş dünyasını yeniden kendi tabii seyrine oturtmalıyız. Hiç kimse kapatılan yurtlardan, okullardan, evlerden dolayı endişeye kapılmasın. Çok daha iyisiyle, çok daha fazlasıyla STK'larımız bu boşluğu dolduracaktır. Hükümetimiz OHAL ilanı sonrasında sahip olduğu yetkiyle çok önemli adımlar atmaya devam ediyor. Gazi Meclis'imiz de üzerine düşeni yapmayı sürdürecektir. Siyasi partilerimizin ve medyamızın da bu süreci değerlendirerek, yeni yasalar hızla hazırlanacaktır.
15 Temmuz gecesinden beri atılan her adımda 79 milyon tek yürek oldunuz, demokrasi nöbetini farklı yürüttünüz. İşte burada, Yenikapı Meydanı'nda demokrasi nöbetini taçlandırıyorsunuz. Hepimiz al bayrağımızın birleştiriciliği altında buluştuk.
“Tüm gerçekleri gördük”Üç haftadır her vesileyle ifade ettiğimiz bir hususu tekrarlamak istiyorum; 15 Temmuz bir yönüyle ordumuz içine sızmış FETÖ mensuplarının başlattığı girişimdir ama hadise bundan ibaret değildir. PKK ve DAEŞ'in silahlı eylemleriyle elde edilmek istenen neticenin yeni bir safhaya çıkarılma girişimidir. 15 Temmuz ülkesine ihanet eden bir silahlı güç eliyle ülkemizi işgal girişimidir. Darbe başarılı olsaydı 1000 yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsi içinde sunulacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz. 15 Temmuz gecesi tüm bu gerçekleri hep birlikte gördük. 15 Temmuz gecesi bu gerçeği Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Arap'ıyla 79 milyon hep birlikte gördüğümüz için, sokaklarda omuz omuza mücadele ettik. O gece insanlar, ülke ve millet olarak istiklalimizi ve istikbalimizi düşünmek suretiyle mermilerin önünde kucak kucağa şehit oldu.
“Milli irade şehitlerimizle güç kazandı”
Minarelerimizden susturulmak istenen ezanlar yerine, selalar, ezanlar yükseldi. Hiçbir çıkar insanın kendi canından daha tatlı değildir. O gece darbecilerin karşısına dikilenler, şayet ülkesi bağımsızlığını kaybederse, geride zaten bir şey kalmayacağını çok iyi biliyordu. Ben bu muhteşem buluşmada tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm gazilerimize tekrar Rabb'imden şifalar diliyorum. Yıllardır dilimizden düşürmediğimiz milli irade, şehitlerimizle, gazilerimizle güç kazandı.
Bugün #TekMilletTekYürek diyerek asaletini tüm dünyaya bir kez daha gösteren milletime şükranlarımı sunuyorum. pic.twitter.com/depbcum02X
— Recep Tayyip Erdoğan (@RT_Erdogan) 7 Ağustos 2016
Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşları kuru kalabalık değil, millettir. Dünyayı kendine hayran bırakan büyük bir millet. Bu millet, geniş bir coğrafyada yüz milyonlarca mazlumun duasını arkasına alan bir millettir.
Fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız başkadır. Bizim gönül sınırlarımız, bizi kardeşi olarak gören her toplumu kapsayacak kadar geniştir.
Önümüzdeki dönemde, umudunu bize bağlamış dünyanın tüm mazlumlarının yüzünün güleceği dönem olacaktır.
Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde katılan vatandaşlarıma, zafer demokrasinin meydan milletindir diyerek gösterdikleri güçlü duruş için teşekkür ediyorum. Partilerimizin genel başkanlarına, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Şu anda 81 vilayette, bizleri izleyen tüm halkıma, tüm ülkeme, milletime, selamlar, sevgiler saygılar gönderiyorum.
“Yaptıklarının bedelini ödeyecekler”
Darbe girişiminde bulunanlara karşı ilk andan itibaren kahramanca karşı koyan emniyet teşkilatımıza, fedakar polislerimize teşekkür ediyorum. Ömer Halis ki Özel Kuvvetler'e saldırı düzenlendiği zaman, komutanının verdiği talimatı anında yerine getirmek suretiyle, onu alnından vurarak öldürdü, kendisi de şahadete yürüdü. Silahlı Kuvvetlerimizin
kendini ortaya koyan tüm birimlerine huzurlarınızda ayrıca teşekkür ediyorum. Bundan böyle altımızda, nerede kim var, yargıda kim var, inceleyeceğiz, bunları da kapıya koyacağız. Yaptıklarının bedelini ödeyecekler.
Belediyeler tüm güçleriyle darbe girişimine karşı direnen vatandaşlarımıza ve güçlerimize destek olan, tüm belediyelerimize teşekkür ediyorum. Nerede bir Türk varsa, orada kalpleri bizim için atan kardeşlerimiz de vardı. Yurt dışındaki vatandaşlarımıza da şükranlarımı sunuyorum. Batı medyası nedeniyle zor günler geçirdiklerini biliyorum.
“Besledikleri teröristler yarın onlara çarpacak”
Video konferansla Almanya'da mitinge bağlanacaktım, bağlatmadılar. Hani demokrasi? Ama Kandil'dekilere video konferansla yayın yaptırdılar. Yarınlar onlar için bekledikleri gibi olmayacak. Bumerang gibi olacak. Beslesinler o teröristleri yarın onlara çarpacaklar.
“Çarşamba akşamı noktayı koyacağız”
Tabii bu akşam demokrasi nöbetine bir virgül koyuyoruz, Çarşamba akşamı inşallah noktayı koyacağız. Uygun mudur? Bu akşam sadece virgül, Çarşamba akşamı nokta."
FETÖ'cü darbe girişimi sonrasında başlayan ve aralıksız olarak kararlılıkla sürdürülen demokrasi nöbetlerine 27 gün sonra son verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos akşamı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bahçesinde vatandaşlarla buluştu. Havanın kararmasıyla Külliye’yi dolduran 7’den 70’e çok sayıda vatandaş, ellerinde Türk bayraklarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı selamladı. Terör örgütlerine meydan okuyan Erdoğan, 'topunuz gelin' vurgusu yaptı.
Yenikapı'nın gizli kahramanı
Dünya genelinde takip edilen, milyonlarca vatandaşın naklen takip ettiği tarihi organizasyonda sunuculuğu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yer aldığı mitinglerde de görev üstlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Genel Koordinatörü Orhan Karakurt yaptı.
Karakurt, Yenikapı'daki 5 milyon kişilik Demokrasi ve Şehitler Mitingi'ni başarıyla idare ettiği anlar 'gizli kahramanlık' olarak anıldı.
Pensilvanya'ya 'Yenikapı' ekranı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mitingden bir gün önce yapmış olduğu "Bir yerde daha megaboard kurulacak. Nerede biliyor musunuz? Pensilvanya'da. Oradan da mesaj gerektiği yere gidecek" açıklamasının da hayata geçirildiği görüldü.
Yenikapı'da Türk halkının verdiği tarihi mesajlar, Fetullahçı Terör Örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in sığındığı Pensilvanya'daki çiftliğin önüne kurulan megaboard ile de tüm detaylarıyla naklen yayınlandı.
FETÖ mensuplarının çalıştırdığı çim biçme makinalarının, mitingin coşkusunu bastıramadığı dikkati çekti. Örgüt mensupları ayrıca, mitinge gelen Türkler araçlarını park edemesinler diye bölgedeki tüm park alanlarının önüne şerit çektiği gözlendi. Buna karşı alanı dolduran gurbetçi vatandaşlar, attıkları sloganlar ve açtıkları Türk bayraklarıyla FETÖ elebaşına ve mensuplarına tam manasıyla evinin önünden meydan okudu.
Erol Olçok'suz ilk Yenikapı...
Meydandan hüzne boğan bir eksiklikse davetlilerin dikkatini çekti. AK Parti'nin kuruluşundan bu yana reklamcısı olan ve miting organizasyonlarının büyük söz sahibi
Erol Olçok Yenikapı'da yer alamadı. Alanda bulunan vatandaşlar, şehit
Erol Olçok'u sık sık andı ve özlemlerini dile getirdi.
Darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'ne giden Olçok, 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip'le birlikte şehit düştü.