|
Okulsuz Toplum, liberal yeni dinî hareketler ve vakıf geleneği

Okulsuz Toplum, herhâlde muhalifliğin tesiriyle dikkatimi çeken bir kitaptı. Kitaptan izlenimler olumlu olduğuna göre belli bir değer atfetmiş olmayım. İhtiyatlı bir dil kullanmamın, geçmişle hesaplaşma olarak görülmesini istemem. Okulun, toplum hayatında çok önemli bir yerinin olduğuna inandım. Bir kişinin eğitim yoluyla toplumsal basamakları tırmanma şansının olması bana heyecan vermiştir. Fakat Ivan Illich’in kitabı hakkında zihnimde sürekli bir belirsizlik olduğunu söylemekte de bir sakınca görmüyorum.

15 Temmuz 2016’da sarsıcı bir gece yaşadık. Geceden sabaha kadar azgın bir azınlığın koca bir ülkeye, millete, dine ve tarihe neler yapabileceğini kendi gözlerimizle gördük. İzmir’de birkaç arkadaşla beraber otuz yıldan beri bu yapı hakkında oldukça sarih kanaatlerimiz olsa da onları eli kanlı birer katil olmaya götüren aşamaları açık seçik izah edemedik. Gözlerimizle görüyor, kavga ediyor, tehlikeyi anlıyorduk ama bunlardaki farklılıkları herkesin anlayabileceği açıklıkta izah edemiyorduk. Hâlbuki çok açık bir yabancılaşma süreci vardı. Daha doksanların başında Tel Aviv’e okul açmakla övünen yeni dinî hareketin elemanları derin bir yabancılaşma içindeydiler fakat özellikle 28 Şubat’tan sonra kitleler bu yapıya doğru koşuyordu. O dönemin en karanlık günlerinde en yüksek askerî okullarda ders veren hocalara da bu örgütü anlatmak mümkün olmuyordu.

Okulsuz Toplum ve o dönemlerde yayımlanan başka kitapların gündeme getirdiği alternatif eğitim modelleri liberal bakış açısının ürünüydü. Geçmiş günlere baktığımda seksenlerin sonundan itibaren çok ağır bir liberalizm propagandasına maruz kaldığımızı görebiliyorum. İslamî camia çok yönlü manipülasyonlara direnemedi. Açık konuşmakta bir sakınca yok. Ernest Gellner’in kitabı dahi başka bir bağlamda İslamî camia üzerinde liberalizmin baskısına işaret eder. Yanlış hatırlamıyorsam kitabın baskı sürecinde yayınevi tercihi tartışma konusuydu. Hadiseleri içeriden yaşayanlar, bildiklerini mutlaka paylaşmalıdır. O dönemde yayımlanmış başka kitaplar için de benzer şeyler söylenebilir. Okulsuz Toplum benzeri kitaplar, alternatif eğitim modellerini meşrulaştırıyor ya da sorgulanmasını engelliyordu.

Bir taraftan devlet kavramı ve anlayışında muazzam bir aşınma yaşanıyor, diğer tarafta ise örgütlü yapılar devlet yerine ikame ediliyordu. Örgütlü yapıların eğitim modelleri herhangi bir şekilde sorgulanmazken devlet modeli alabildiğine eleştiriliyordu. Nitekim sonraki yıllarda eğitim, bir kitle imha silahı olarak tanımlandı. Örgütlü yapılara geniş bir alan açılmıştı ve asla sorgulanmıyordu. Onlar da bu alanı devletine, milletine ve dinine yabancılaşmış kitleler oluşturarak etkin bir şekilde kullandılar.

Liberalizmin temel kavramlarının tam olarak anlaşılmadığını düşünüyorum. Bu alanda bilinçli bir şekilde muğlâklık oluşturulmuş. Ne yazık ki bu kavramları hak ettiği gibi izah eden kitaplar zamanında çevrilmedi. Amerika’da on üç kolonide yaşayan kolonizatör Avrupalıların daha batıya, yani Amerika’nın Avrupalılarca ele geçirilmemiş ve katliama maruz kalmamış bölgelerine yerleşerek Kuzey Amerika’nın tamamını yerlilerden arındırma ve iskâna açma isteği üzerine yapılan tartışmaları, on üç koloninin özgürlük meselesi olarak ele almak liberalizmin çıkış noktasıdır. Serbest ticaret de kolonide yaşayan Avrupalıları içeriyor, köleleri ve yerlileri değil. Tartışılan, yerlileri öldürme özgürlüğüdür. Liberal söylem ile güçlendirmek istedikleri, kendilerine benzeyen ve kendilerinden olanlardı. Onlar adına hareket edenlere alan açtılar ve bir gün onlar da kendilerine açılan bu alanın hakkını verdiler.

Okulsuz Toplum, küçük grupların güçlü bir taraf olmasının önünü açtı. Bunun için liberal bir söyleme ihtiyaç vardı. Yeni aktörlerin hiçbir zaman bireyi öne çıkarmamaları ilgi çekiciydi. Vakıflaştıktan sonra okullaşmak ve hemen sonra da siyasî bir taraf olmaya doğru meyletmek oldukça sorunlu bir zihne işaret ediyor. Bu sürecin kendisi tarihimizle çelişmektedir. Türk-İslâm geleneğinde almadan vermek vardır. Vakıf geleneği de bunun üzerine kurulmuştur. FETÖ, bu geleneği yıktı. Fakire, fukaraya, yolda kalmışa vermeyi bir kenara bırakıp daima aldılar.

Onlarca yıllık zaman içinde açık bir yabancılaşma süreci yaşadılar. Okul, bir kitle imha silahı değildi. Onların alternatif eğitim sistemleri, Anadolu çocuklarını yabancılaştırdı.

İslâmî hareketlerin ulaşmak istediği yer burası değildi.

Not: Elazığ depreminde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dilerim. Allah hepimize sabır versin.

#Ivan Illich
#FETÖ
#Vakıf
#Elazığ
4 yıl önce
Okulsuz Toplum, liberal yeni dinî hareketler ve vakıf geleneği
Bu anlayış ve görüntüler yakışıyor mu?
Çocuğunuza gösterdiğiniz ilgi kadar Müslümansınız
Bin yıllık kader birliği
Ne müfredatla olur ne sistemle
Diplomasi trafiği ve Türkiye’nin artan rolü