2019 yılında enerjiden beklentiler

Türkiye, son yıllarda enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için, bir yandan kaynak çeşitliliğine giderek nükleer enerjiden yenilenebilir enerjiye uzanan geniş bir alanda yatırımlarına hız katmış diğer yandan da coğrafi konumunun verdiği avantajı kullanarak enerji arz güvenliğini sağlamak için farklı ülkeler ile yeni doğal gaz boru hattı projelerine ev sahipliği yapmıştır.

Bu projeler yalnız enerji arz güvenliği açısından değil aynı zamanda gaz transferiyle enerjide stratejik ülke konumuna ulaşmak ve nihayetinde enerjide ticaret merkezi olmak için de son derece önemli.

Peki 2019 yılında enerji alanında beklentiler neler olacak?

Rusya’dan gelecek doğal gazı Türkiye’ye ve Avrupa’ya taşıyacak olan TürkAkım projesinin deniz kısmı 2018 yılında tamamlanırken gaz transferinin de bu yılın sonunda gerçekleşmesi bekleniyor.

TürkAkım projesi ile Türkiye hem kendi enerji arz güvenliğini hem de Avrupa ülkelerinin enerji arz güvenliğini sağlamış olacaktır. Türkiye’nin Avrupa’nın enerji arz güvenliğinde böyle kritik bir role sahip olması bölgesel enerji politikalarının geleceği açısından oldukça önemli.

Türkiye sahip olduğu coğrafi konumun avantajlarını kullanarak enerji politikalarının temel eksenini “enerjide ticaret merkezi” olma hedefi üzerinden inşa etmeye başlamıştır. Türkiye’nin enerjide ticaret merkezi olma sürecinde hayata geçireceği TürkAkım ve TANAP gibi projeler, yeni kaynak ülkeler için de cazip fırsatlar sunuyor.

Dolayısıyla önümüzdeki dönemde kaynak sahibi bu ülkelerin de doğal gaz transferi için Türkiye’nin kapısını çalması bekleniyor.

Diğer yandan, enerji kaynaklarında çeşitlenme sağlayarak Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltacak yeni yenilenebilir (Güneş ve Rüzgar) enerjisi santralleri ve tamamlandığında Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak olan Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nin hızlandırılması da yine atılacak önemli adımlar arasında yer alıyor.

Küresel ekonomideki gelişmeler, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar, doğal gaz arz eden ülkelerle yaşanacak teknik ya da siyasi sorunlar, ülkelerin doğal gaz talebinde değişikliklerin meydana gelmesine neden olabilecek olası durumlardır.

Bu gibi durumlarda doğal gazda arz güvenliğini sağlamak açısından yeni doğal gaz depolama tesislerinin yapılması ve mevcut doğal gaz depolama tesislerinin kapasitelerinin artırılmasının oldukça stratejik bir hamle olduğu açıktır.

Doğu Akdeniz bölgesi keşfedilen ve keşfedilecek doğal gaz kaynaklarıyla yeni dönemde enerjinin önemli bir merkezi olmaya aday. Nasıl petrol denilince akla ilk Ortadoğu geliyorsa şimdi de doğal gaz denilince akıllara Doğu Akdeniz geliyor.

Doğu Akdeniz, bir taraftan bölge ülkelerini enerjide aktör ülke konumuna getirirken diğer taraftan AB ülkelerinin enerji arz güvenliği sağlayarak doğal gazda Rusya’ya olan bağımlılıklarını azaltacak olması nedeniyle stratejik bir öneme sahip oluyor.

Ancak bölge ülkelerinin haksız bir şekilde gaz ve petrol aramaya başlayarak bu kapsamda yeni anlaşmalar yapmaları ve Türkiye’yi devre dışı bırakan politikalar izlemeleri, bu bölgede yeni bir yol haritası oluşturmayı ve yeni hamleler geliştirmeyi zorunlu hale getiriyor.

Bu amaçla, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yapılacak petrol ve doğal gaz derin sondaj çalışmaları için ilk aktif sondaj gemisi ile doğal gaz ve petrol aramaya başlaması Doğu Akdeniz’de proaktif bir politika izlemeye kararlı olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Dolayısıyla Türkiye, başlattığı sondaj çalışmalarıyla hem bölgede kurulacak yeni enerji denkleminde aktör olmak için hem de doğal gazın transferinde kilit ülke olmak için önemli bir adım olacaktır.

2018 yılında petrol fiyatlarının düşme eğiliminde olması bizim gibi yüksek enerji ithalatı olan ülkeler için iyi bir haber.

Diğer yandan, doğal gaz fiyatlarının petrol fiyatlarına bağlı olması nedeniyle, petrol fiyatlarındaki düşüşün doğal gaz fiyatlarını da etkileyecektir. Bu durum bölgedeki doğal gaz rezervlerine sahip ülkelerin, Türkiye’ye alternatif güzergah oluşturma seçeneklerini zorlaştıracaktır.

Bu da Türkiye için oldukça iyi bir haber.