Sait Faik’in telif hakları ‘iletişim dersi’ oldu

04:009/01/2025, Perşembe
G: 9/01/2025, Perşembe
Ali Saydam

Türk hikâyeciliğinin ve çağdaş edebiyatımızın önde gelen yazarlarından Sait Faik Abasıyanık , 1954 yılında 47 yaşında hayatını kaybettiğinde, ardında yalnızca hikâyeler şiirler, romanlar bırakmadı. Bir de bu eserlerin gelirlerinin Darüşşafaka Cemiyeti ’ne bağışlanması için vasiyeti vardı… 2011 yılından bu yana Abasıyanık’ın eserlerinin telifini elinde bulunduran İş Bankası Kültür Yayınları vasiyetin gereğini yapmış. 1 Ocak 2025 itibarıyla da yazarın ölümünün üzerinden 70 yıl geçtiği için kanun gereği

Türk hikâyeciliğinin ve çağdaş edebiyatımızın önde gelen yazarlarından
Sait Faik Abasıyanık
, 1954 yılında 47 yaşında hayatını kaybettiğinde, ardında yalnızca hikâyeler şiirler, romanlar bırakmadı. Bir de bu eserlerin gelirlerinin
Darüşşafaka Cemiyeti
’ne bağışlanması için vasiyeti vardı…
2011 yılından bu yana Abasıyanık’ın eserlerinin telifini elinde bulunduran
İş Bankası Kültür Yayınları
vasiyetin gereğini yapmış. 1 Ocak 2025 itibarıyla da yazarın ölümünün üzerinden 70 yıl geçtiği için kanun gereği eserlerin telif hakkı serbest kalmış durumda… Yani dileyen yayınevi Abasıyanık’ın eserlerini basabilir… Peki ya vasiyet?..

İlk hamle İş Bankası Kültür Yayınları’ndan geldi ve eserlerden elde edilecek gelirlerin tamamını, bundan sonra da, Abasıyanık’ın hem anısına saygı amacıyla hem de vasiyetine uygun bir biçimde Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlayacaklarını açıkladılar…

Onu,
Can Yayınları
ve
İthaki
izledi. Bu yayınevleri de eserleri basacaklarını ve vasiyete uyacaklarını duyurdular…
“İletişimin 11 Altın Kuralı”ndan sık sık bahseder, bunların ilkinin belki de en önemlisi olduğunu söyler dururuz:
Hedef kitlenin kültür ve değerlerine uygun davranmak…

Bizim gibi toplumlarda ölenin vasiyetine gösterilen saygı, kendisine gösterilen saygıya denktir… Ona aykırı davranılması ise kabul edilemez… Hele ki bu miras, hayır için kullanılıyorsa, sorumluluk da beklenti de daha da fazladır…

Bu bağlamda yayınevleri son derece doğru bir iş yapmışlardır. Ayrıca diğer yayınevlerine örnek olduklarını, bundan sonra onları da aynı yolu izlemeye teşvik ettiklerini de unutmayalım.

Öte yandan yaptıkları başka işlerin de yine “İletişimin 11 Altın Kuralı”nda yerleri var... Vasiyete uygun davranacaklarını açıklayarak ‘
Farklılaşma’yı
sağladıkları gibi ‘gönüllere’ ya da “
Duygulara hitap etmeyi
” de başarmışlar…
“Saygın yaşlılık” dönemi için…

Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emine Özmete’nin liderliğinde ya da katılımıyla hayata geçmiş bazı projeleri takip etme şansımız oldu… Bazen de hoca bize küçük notlar göndererek görüşlerini paylaşma teveccühünde bulundu… Bugüne kadar hepsinden çok yararlandık…

Fakat bunu atlamışız… Ankara Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (YAŞAM) “Kuşaklararası Dayanışma ve Aktif Yaşlanma Temelli 3. Yaş Üniversitesi:50+Hayat Okulu” programını uyguluyorlarmış.

Emine Hoca, 2022 yılında, Birleşmiş Milletler tarafından ‘yaşlanma’ üzerine 5 yılda bir düzenlenen Bakanlar Konferansı’na da katılmış. Orada ülkeler için 2027 yılına kadar yerine getirmeleri beklenen 3 önemli hedef tespit edilmiş; 1. Yaşam boyu aktif ve sağlıklı yaşlanmayı teşvik etmek; 2. Bakıcılar ve aileler için uzun süreli bakım ve desteğe erişimin sağlanması, ailede bakım verenlerin desteklenmesi; 3. Her yaştaki toplulukları kapsayarak yaşlanmayı ana akımlaştırmak.

Hoca şunun altını çizmiş: “Nüfus artış hızımızın keskin bir şekilde düşmesi ve ömrün uzamasıyla birlikte yaşlı nüfusun hızla artması saygın bir yaşlılık dönemi için bakımın en iyi şekilde planlanmasını gerektirmektedir.”

Bu konuda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı uhdesinde adımlar atıldığını, başarılı uygulamalara yer verildiğini ve bir de “Yaşlanma Vizyon Belgesi” yayınlandığından haberdarız. Ancak hedef kitlesi ne derece haberdar, ondan pek emin olamıyoruz işte…

Pişmiş tavuğa dönmemek için…

Yum! Brands, Türkiye’deki tüm KFC ve Pizza Hut restoranlarının sahibi ve işletmecisi İş Gıda ile olan franchise anlaşmasını, firmanın standartları karşılayamaması nedeniyle feshettiğini ve gerekli yasal işlemlerin başlatıldığını duyurmuş.

Yum! Brands’in Mali İşler Direktörü Chris Turner açıklamasında firma açısından söylenmesi gereken her şeye yer vermiş: “Birkaç aydır sorunları çözmeye çalışıyoruz ama olmadı… Türkiye’deki restoranların en azından geçici olarak kapanmasını bekliyoruz… Türk tüketicilerinin sadakatine büyük önem veriyoruz, bölgeye bağlılığımız sürüyor… Gelecekte mümkün olduğunca çok sayıda restoranı yeniden açmak için çalışıyoruz… Almanya operasyonu bu karardan etkilenmeyecek… Mağaza kapanışlarından kaynaklanan telif ücreti kaybının, 2025 ve sonrasında Yum!’un temel faaliyet kârı üzerinde önemli bir etkisi yok…”

Böyle böyle paydaşlardan hedef kitleye kadar bilgilendirmesi gereken herkese mesajlarını iletmişler…

Peki ya İş Gıda ne söylüyor?.. Türkiye’deki 283 KFC ve 254 Pizza Hut restoranının çalışanları ne olacak? Yöneticiler, idari personel işine devam edebilecek mi? Ürün tedarikçileri ile olan ilişki, taahhütler nasıl devam edecek ya da sonlanacak?.. Mağazaları kiralayanlar ne yapacak?..

Bu hususlarda henüz bir açıklamaya rastlamadık... Ancak bu kişilerin anlaşılır endişeleri bir an önce giderilmez, sürecin nasıl ilerleyeceğine dair bilgilendirmelerle iletişim kanalları doldurulmazsa iş de büyür, kriz de…

O zaman da o iletişim kanalları sağda solda yazılanlarla, “Bizim Müdür Bey konuşurken duymuşlar” benzeri cümlelerle başlayan tezviratla dolar, kanalizasyona döner…

Yine de bir açıklamaları var… Meali “Biz şahaneydik, karar yanlış”… Başka bir deyişle savunma hâlinde, endişeleri, soru işaretlerini, belirsizliği gidermeyen…

Pişmiş tavuğun başına gelenlerden sakınmak isteyenler, kriz dönemlerinde iletişimlerine önem vermeliler; tıpkı diğer zamanlarda olduğu gibi…


#Toplum
#aktüel
#Ali Saydam