Yeni Şafak, gövdesi ve ruhu ayrı coğrafyalara savrulmuş Türkiye ahalisinin… İslâm ümmetinin… Son yüz yıldır derin düşüncelere dalıp…
Bu düşüncelerden hâsıl olan hareketini yirmi beş yıldır kurtuluş reçetesi niyetine milletine ulaştıran…
Alınamayan, satılamayan… Gelene paşam, gidene ağam demeyen… Her şart ve durumda milletine, medeniyetine, kültürüne, dinine sadakatini gönül rahatlığıyla beyan eden… Temel insan haklarından taviz vermeyen…
Herkesin inancına ve tercihine saygı gösteren… Dosta dost, düşmana düşman gibi davranmayı bilen… Başı dik, alnı açık, yüreği pek Türkiye’nin birikimi, Türkiye’nin vicdanı, Türkiye’nin ahlâkıdır.
Yeni Şafak, kendi tarihine yüz sürmeyi, kendi kıblesine secde etmeyi ve kendi bayrağına hizmet etmeyi en kutsal vazife kabul etmiştir.
Gazetemizin kuruluşundan bugüne kadar canını dişine takmış, büyük Türkiye ideali uğruna emek vermiş, gözyaşı dökmüş, gerektiğinde Şehit Mustafa Cambaz gibi ruhunu teslim etmiş herkese bu ülkenin milli ve manevi değerlerini iliklerine kadar hisseden bir evladı olarak en derin şükranlarımı, saygılarımı sunuyorum.
Yeni Şafak’ın bir sayfasında, bir satır yazı yazabilmek herkese nasip olmaz.
Bana bu imkânı veren, güvenen değerli ağabeyim Sayın İbrahim Karagül’e her zaman minnettar kalacağım.
Aziz milletimizin teveccühü, desteği ve güveniyle nice 25 yıllara…
Nice yeni şafaklara Yeni Şafak’la…