Evde çocuğunun karnını doyururken acaba dünyanın neresinde aç bir çocuk var diye düşünen bir nesil onların nesli. Evlerinde pasta börek yapıp misafir ağırlamak yerine yaptıkları pasta börekleri düzenledikleri kermeslerde satarak parasını dünyanın neresinde dara düşmüş bir Müslüman varsa ona gönderen kadınlar. Toplumda dünya meselelerine duyarlı, Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenen bir nesil yetiştirmek için dernekten derneğe, kermesten kermese koşan bu kadınları yıllardır organize eden biri var: Özden Sönmez. Geçtiğimiz hafta Kadın ve Demokrasi Vakfı’nın (KADEM)düzenlediği 9. Kadın Araştırmaları Kongresi’nde “Sivil Toplum ve Kadın” temalı panelde konuşan Özden Sönmez’in hikayesini dinlemek için kongrenin ardından buluştuk. Ankara’da nesilleri yetiştiren ve yarım asrı geride bırakan İlke İlim Kültür Dayanışma Derneği’nin (İLKDER) başkanı olan Sönmez’in verdiği mücadele aslında toplumuzda ismini sadece yakın çevresinin bildiği onlarca kadının hikayesine de ayna tutuyor.
Özden Sönmez 1952 Ankara doğumlu. Babasının Mardin’den Ankara’ya göç etmesiyle burada doğup büyümüş. Bir kız iki erkek kardeşi olan Sönmez ilkokulu bitirince eğitime devam edememiş, bunun sebebini de “Ne yazık ki benim çocukluk dönemimde okula gitme önceliği erkeklerindi. İtiraz etme hakkın yoktu. Bu yüzden erkek kardeşlerimi babam okuttu” diye açıklıyor. O yıllarda maddi olarak okumanın aileye büyük külfet getirdiği için önceliğin erkek çocuklar olduğunu ifade eden Sönmez, kardeşini okula kendisinin kayda götürdüğünü ve okuyamamanın içinde hep bir ukde olarak kaldığını sözlerine ekliyor. Ancak Sönmez okula gitmese de kendini geliştirmek özellikle el becerisini geliştirmek için dikiş, nakış gibi kurslara gittiğini belirtiyor ve o yıllardaki okuma ve öğrenme aşkını şöyle anlatıyor: “Okulu bıraksam da okumayı hiç bırakmadım. İlkokul beşinci sınıftan sonra evde de sürekli elime geçen bütün kitapları, hatta kardeşimin kitaplarını dahi okurdum. Bir de daha farklı şanslıyım. Çok güzel resim yaparım, matematiğim çok iyidir. Mahallede benim yaşımdaki kızlar bütün bu derslerini bana getirirlerdi. Evimizin bahçesinde onların bütün derslerini yapardım. Bunların hepsini kendime bir vazife edinmiştim. Benim en büyük mürşidim kitaplardır zaten.”
18 yaşına geldiğinde evlendiğini anlatan Sönmez, daha sonra Ankara’da mahalledeki kadınlarla bir araya gelip ev toplantıları yapmaya başlamış. Mahalledeki kadınları örgütleyip ihtiyaç sahibi kişilerin gizliden ihtiyacını karşılamaya çalıştıklarını söyleyen Sönmez, “Mesela ilk yardımımızı mahallede kimin getirdiği belli olmadan kömür yardımıydı. Kadınları örgütledim. Arkadaşlarımız bir hanımefendinin kapısına kömürleri gizliden koydu. İkinci çalışmamızda bir kızımızın çeyizini dizmiştik. Bütün Peygamberlerimizin sözü ‘Ben bu görevime karşı sizden bir ücret de istemiyorum. Ücretim, yalnızca Rabb-ül Alemin olan Allah’a aittir.’ Bu söz çok önemlidir. Biz de teşekkür beklemeden işlerimizi yapıyoruz” şeklinde dile getiriyor. Sönmez, mealden sonra harekete geçtiğini ve artık kadınların evine sığamadığını anlatıyor. Bir dönem kadınlarla camide bir araya geldiklerini dile getiren Sönmez, “Bu sefer camideki erkekler rahatsız olunca dernekleşmeye gittik” şeklinde ifade ediyor. Sönmez daha sonra, “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” düsturuyla yola çıkıp 1994 yılında kadın sorunlarına kafa yoran hak ve adalet çizgisinde mücadele azmi gösteren bir avuç kadınla birlikte İLKDER’i kurmuş. Ankara’da üniversiteden yeni mezun genç kadınlar tarafından kurulan dernek hak ihlallerine karşı mücadele, sosyal ve hayır amaçlı faaliyetlerle kadın duyarlılığını ortaya koymak için çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Endonezya’daki tsunamiden sonra Açe’de, depremden sonra da Pakistan Keşmir’de yetim ve öksüz çocuklara sahip çıkabilmek için Koruyucu Aile Platformu’nu oluşturan İLKDER, kadın eksenli çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
“İslam tarihimize baktığımızda Hz. Aişe bir eştir” ifadelerini kullanan Sönmez, “Gerektiğinde Resulullah Efendimiz’e (sav) birçok konularda muhalefet etmiştir. Peygamber Efendimiz’e (sav) baktığımızda kızlarına çok değer verirdi. Kızlarına ‘babasının annesi’ derdi. Sefere gitmeden önce ilk danıştığı, istişare ettiği kişi olurdu Hz. Aişe. Bizim de mücadelemiz bambaşka” diyor. Sönmez, “İLKDER birçok konuda kadınlarımızın, kızlarımızın önünü açtı. Afrika’da çalışmalarımız var, okullarımız, yetimhanelerimiz var. Dernek olarak kutlu doğum haftaları yaptık ama biz Peygamber Efendimiz’i (sav) anmadan çok anlama programları yaptık. 63 senelik ömrünü İslam’dan önce nasıl geçirdi, İslam’dan sonra nasıl geçirdi şeklinde yaptık” sözleriyle çalışmalarını anlatıyor.