Sağlık Bakanlığının uygulamaya koyduğu projeyle geleneksel ve tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden olan hacamatın, aralarında cerrahların da olduğu tıp doktorları tarafından uygulanması yaygınlaşıyor.
Ortadoğu'da ortaya çıkan, günümüzde Batı ülkeleri dahil tüm dünyaya yayılan ve "hacamat" olarak bilinen kupa terapisi, binlerce yıldır insanlar tarafından yapılıyor.
- Vücutta ağırlıkla sırt olmak üzere belirli bölgelere küçük kesikler atılarak kan alınmasını içeren hacamat, Türkiye'de de her zaman halk arasında ilgi gördü. Anadolu'da farklı meslek gruplarından insanların yaptığı hacamat, yüzyıllarca yardımcı tedavi yöntemi olarak uygulandı.
Hacamat artık merdiven altından çıkarıldı
Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen "Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları" projesiyle hacamatın merdiven altından çıkarılıp hekimler tarafından daha nezih ve hijyenik ortamlarda yapılması amaçlandı. Aralarında cerrahların da olduğu tıp doktorları eliyle hastahanelerde veya şartları karşılayan kliniklerde uygulanmaya başlanan tedavi yöntemi çok sayıda hastaya şifa dağıtıyor.
Adana'da da 16 yıldır genel cerrah olan ve 2 yıl önce bakanlığın açmış olduğu kursu tamamlayarak hacamat yapma yetkisi elde eden Vedat Kürkçü, yaptığı açıklamada, hacamatın uygulanma yöntemi olarak bir mikro cerrahi işlem olduğunu, bir tıp doktoru ve cerrah olarak bunu kendilerinin yapması gerektiği inancıyla konuya yoğunlaştığını bildiren Kürkçü, şöyle devam etti:
- "Herkeste olduğu gibi ben de hacamata mesafeliyim. Yıllarca bilimsel olarak çalışmış bir insan olarak herkes gibi ben de 'Böyle bir şey olur mu, nasıl bir şey bu?' diye düşünüyordum ama dediğim gibi kulağımıza da çalınıyor yurt dışında İngiltere, ABD'de yapılan klinikleri internette gördüm. O zamanlar Sağlık Bakanlığı henüz yasal çerçeveye almış değil ama biz de uygulamak, bir tıp doktoru olarak en azından merakımızı gidermek, görmek istiyoruz."
Önce kendisinde denedi
Kürkçü, araştırmaları sürerken Ankara'da bir otelde doktor ve bu işi yapan kişilerin katılımıyla özel eğitim toplantısı yapılacağı bilgisi üzerine toplantıya katıldığını vurgulayarak, toplantıda teorik ve pratik eğitim verildiğini, kendisine de burada sırtındaki ağrılar ve kolundaki uyuşma nedeniyle tedavi uygulandığını ifade etti.
Verilen eğitim ve yapılan tedavi sonrası normal yaşantısına devam ettiğine değinen Kürkçü, şunları kaydetti:
"O zamanlar sırtımda ağrılar özellikle sağ kolumda uyuşma vardı. Nasıl olacak diye gitmiştik işin açıkçacası. Ben denek olduktan sonra geldim yine işime devam ediyordum. Kolumdaki uyuşmalar biraz azaldı. Ağrılarda da bir miktar azalma oldu. Aradan bir iki ay geçtikten sonra bir seans daha yapalım dedim. Sonra bu kolumdaki uyuşmaların tamamen geçtiğini farkettim ve ben bu sayede bunu yapmam gerekir diye düşündüm. Tamam cerrahi ameliyatlar yapıyorum ki hala yapıyorum ama bunun da çok kıymetli bir tedavi yöntemi olabileceği en azından yardımcı tedavi yöntemi olabileceği konusunda bir kanıya vardım."