Nurdan Albamya İnce’nin kaleme aldığı “Bin Yıl” isimli komedi oyunu 28 Şubat döneminde İzmir’de bir tiyatro ekibinin haksız yere tutuklanmasını anlatıyor. İnce, “Bu ülke eşi benzeri görülmemiş bir zulme maruz kaldı. 28 şubat sürecinde şu an yaptığım oyunlarımı yapsaydım belki de beni de hapse atacaklardı” diyor.
Bir Düş Gördüm, GK, Çamaşır Suyu, Sahne Tozu ve Bir Tutam Karanfil adlı yapımlarda seyirci karşısına çıkan oyuncu ve oyun yazarı Nurdan Albamya İnce, “Filistin Hakkında Konuşmalıyız” tiyatro oyunun ardından 28 Şubat Dönemi’ne dikkat çeken “Bin Yıl” adlı komedi oyununu sahneye taşıdı. Tiyatro Ankebut tarafından oynanan “Bin Yıl” oyunu, 1997 yılında İzmir’de bir tiyatro ekibinin başına gelen bir hikayeyi anlatıyor. Oyunda iki tiyatro oyuncusu, sahneledikleri bir oyunun 28 Şubat kararlarına aykırı olmasından dolayı hapse düşer. Hapiste de bildikleri yoldan hakkı anlatmaya devam ederler. Yönetmenliğini Yunus Emre Obut’un üstlendiği eserde, oyuncular; Cengiz Gül, İslam Çamyar, Kamil Özkaynak ve Kemalettin Caymaz yer alıyor. Geçtiğimiz hafta galası gerçekleşen oyunun yazarı Nurdan Albamya İnce ile oyunculardan Cengiz Gül ve İslam Çamyar’la konuştuk.
“Bin Yıl” oyununun, 1997 yılında İzmir’de bir tiyatro ekibinin başına gelen bir hikaye olduğunu belirten Nurdan Albamya İnce, yaşanmış bir olaydan esinlendiğini söylüyor. İnce, oyunun hikayesini MAZLUMDER’in 1997 yılından 2000’li yıllara kadar gün gün 28 Şubat sürecinde sıkıntı yaşamış, adaletsizlikle karşılaşmış mazlum herkesin hikayelerini derlediği dosyasında okuduğunu dile getiriyor ve oyunu şu sözlerle anlatıyor: “Tiyatro ekibi bir tiyatro oyunu provası yapıyor ve bunu sahnelemek için oyunu oynamaya başlıyor. Bu oyunu sekiz defa oynuyorlar. Son oyunları olan sekizinci oyun sonrası salonları basılıyor. Polis tarafından toplanıp nezarethaneye götürülüyorlar ve bu arkadaşlar hemen sorguya alınıyor. Sonradan öğreniyorlar ki sondan bir önceki oyunlarını izleyen bir asker onları şikayet etmiş. Çünkü oyunlarında Allah’ın adı geçiyor ve Mehmet Akif Ersoy’un şiirleri okunuyor. Aslında şu an sahnede yaptığımız şeylerin aynısını onlar o zamanlar yaptıklarından dolayı hapse alınıyorlar, yargılanıyorlar ve yargılanma neticesinde her biri üçer yıl hapis alıyor. Yalnız oyunu sekiz defa oynadıkları için 8×3’ten 24 yıl hapis cezası artı bir milyon TL’den fazla da para cezası alıyorlar. Bu hikayeyi MAZLUMDER’in dosyasında okuduğumda çok etkilendim ama bu hikayeyi yapma sebebim, benim de tiyatrocu olmam. Kendi kendime 28 şubat sürecinde 1996-1997 yıllarında eğer şu an yaptığım oyunlarımı yapsaydım belki de beni de hapse atacaklardı diye düşündüğümden dolayı bu oyunu yapmayı boynumun borcu olarak gördüm.”
“Kadın ve erkek 28 Şubat herkesin zihninde farklı tezahür etmiş” diyen İnce, “Herkesin karşılaştığı zulmü ortak paydada buluşturacak şekilde sahneye koymak istiyorduk” sözleriyle anlatıyor.
Gençlerin ilgisini çekmek için mizahi dille yazdım
“28 Şubat’taki kahramanların hikayesini anlatmak istedim” diyen İnce, “Çünkü bu ülke gerçekten eşi benzeri görülmemiş bir zulme maruz kaldı. Sanatçılar olarak, sanatı bir kitle iletişim aracı olarak halka unutulmaması gereken hikayelerin anlatılması taraftarıyım. Unutulan şey kesinlikle tekrar eder. O dönem insanlar sadece inançları gibi, kutsal kitaplarında yazıldığı gibi yaşamak istiyorlardı” şeklinde dile getiriyor. İnce, oyunu komedi şeklinde yazmasını ise “Gençler bu hikayelerin ayrıntılarını bilmeli. Gençlerin de ilgisini çekmek için mizahi bir dille anlattık” sözleriyle açıklıyor. Oyunu izleyen kişilerde özellikle yetişkinlerde maruz bırakıldıkları o süreci hatırlamalarını istediğini ifade eden İnce, “Ya kendilerini ya da çevrelerinde mutlaka birilerinin 28 Şubat’a maruz bırakıldıklarını görmüşlerdir. Bunu tekrar hatırlamalarını isterim” şeklinde dile getiriyor.
Kahkaha ve hüzün bir arada
Nazmi karakterini canlandıran Cengiz Gül, Nazmi’nin hâlâ hayatta olan biri olduğunu belirtiyor. Gül, “Oyun 1997 yılında geçiyor. Bu süreçte yetişkin biri değildim çocuktum” diyor. Gül, “O dönemde çocuk da olsam medyadan, yakın çevremden yaşananları bildiğim için buralardan beslenmeye gayret ettim. Oğlu asker olduğu halde evlerine alınmayan akrabalarım oluyordu. Böyle bir oyun ve Nazmi karakteri geldiğinde de geçmişte yaşananları dinleyip, gördüğüm şeyleri birleştirince Nazmi karakterinin neler yaşadığını, neler çektiğini veya neler yaşayabileceğini içselleştirmeye çalıştım” şeklinde dile getiriyor. Gül, “Ortaya kâh güldüren kâh hüzünlendiren bir Nazmi ortaya çıktı” ifadelerini kullanıyor.
Bedri sempatik ve eğlenceli bir karakter
Bedri rolünü canlandıran İslam Çamyar ise “Bir kümesten tavuk çalıp kaçarken, peşine düşen bir polisi yaralamaktan 9 sene ceza almış ilkokul 3 terk gariban, sempatik ve eğlenceli” şeklinde Bedri karakterini anlatıyor. Çamyar, “Bedri içeride Rahmi ile birlikte 2 kişi kaldıkları koğuşta; her an’ı her işi keyifli bir hale çeviren iyi niyetli, temiz kalpli bir karakter. Tabii sonrasında koğuşa 2 konuk daha gelmesiyle Bedri’nin içindeki cevheri ve manevi dönüşümünü görüyoruz” diyor. Çamyar, Bedri ve Rahmi’nin tahliye sahnesinin de en çok etkilendiği sahne olduğunu dile getiriyor.