İstiğfar; Tesbih; Tehlil; Tekbir; Tahmid Ve Havkale Hadisleri
1880-
Resulullah (sav) buyurdular ki: "İki haslet -veya iki hallet - vardır ki onları Müslüman bir kimse (devam üzere) söyleyecek olursa mutlaka cennete girer. Bu iki şey kolaydır.
Kim onlarla amel ederse, azdır da... Her (farz) namazdan sonra on kere tesbih (sübhanallah), on kere tahmid (elhamdülillah), on kere tekbir (Allahu ekber) söylemekten ibarettir." (Abdullah der ki:) "Ben Resulullah (sav)'ın bunları söylerken parmaklarıyla saydığını gördüm. Resulullah devamla buyurdular: "Bunlar beş vakit itibariyle toplam olarak dilde yüzellidir. Mizanda bin beş yüzdür, "ikinci haslet" ise yatağa girince Allah'a yüz kere teşbih, tekbir ve tahmid'de bulunmanızdır. Bu da lisanda yüzdür, mizanda bindir. (Her ikisi toplam iki bin beş yüz eder.)" Resulullah (sav) sözlerine şöyle bir soru ile devam etti: "Hanginiz bir günde, gece ve gündüz iki bin beş yüz günah işler?" "Bunları niye söylemiyelim ey Allah'ın Resulü?" dediler. Şu cevabı verdi: "Şeytan, namazda iken her birinize gelir: "Şunu şunu hatırla" der, ve namazdan çıkıncaya kadar devam eder. (Bu hatırlatmaların neticesi olarak) kişi bu tesbihatı terk bile eder. Kişi yatağına girince de şeytan ona gelir, (zikir yapmasına imkan vermeden) uyutmaya çalışır ve uyutur da."1881-
Bir adam gelerek- "Ey Allah'ın Resulü!" dedi, "ben Kur'an'dan bir parça seçip alamıyorum.
Bana kifayet edecek bir şeyi siz bana öğretseniz!" "Öyleyse," buyurdu, "Sübhanallah velhamdülülah, ve lailahe illallah, vallahu ekber, vela havle vela kuvvete illa biliah. (Allah'ım seni tenzih ederim, hamdler sana mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür, güç kuvvet Allah'tandır) de!" "Ey Allah'ın Resulü!" dedi, "bu zikir Allah içindir. (O'nu senadır), kendim için dua olarak ne söyleyeyim?" "Şöyle dua et: "Allahım bana merhamet et, afiyet ver, hidayet ver, rızık ver!" Adam (dinleyip, kalkınca) ellerini sıkıp göstererek: "Şöyle (sımsıkı belledim!)" dedi, Resulullah (sav), bunun üzerine: "İşte bu adam iki elini de hayırla doldurdu!" buyurdu. (Hadis Ebu Davud'da tam olarak, Nesai'de kısmi olarak rivayet edilmiştir)1893-