Biz Resulullah (sav)'ın yanında yemeğe oturunca, Resulullah (sav) yemeye başlamadıkça, kesinlikle elimizi yemeğe vurmazdık. Bir seferinde yine O'nunla yemeğe oturmuştuk.
Derken bir cariye (küçük kız çocuğu) geldi, sanki arkasından bir iteni var gibi hemen elini yemeğe soktu. Resulullah (sav) elinden tuttu. Arkadan bir bedevi geldi, sanki onun da arkasından iten biri vardı, alelacele o da elini yemeğe soktu. Aleyhissalatu vesselam onun da elinden tuttu. Ve şunu söyledi: "Şeytan, üzerine Allah'ın ismi zikredilmeyen yemeği kendine helal addeder. Nitekim, sayesinde yemeğimizi kendine helal kılmak için bu cariyeyi getirdi. Ben de elinden tuttum. Bunun üzerine şu bedeviyi getirip onunla yemeği kendine helal kılmak istedi, ben onun da elinden tuttum. Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun şeytanın eli o ikisinin eliyle birlikte avucumdadır." "Resulullah (sav) bunları söyledikten sonra besmele çekip yemeye başladık.Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kişi evine döndüğü zaman içeri girerken ve yemek yerken Allah'ın adını zikrederse, şeytan (avenelerine): "Size burada gecelemek de yok akşam yemeği de yok!" der.
Ama kişi, eve girerken Allah'ı zikreder fakat akşam yemeğini yerken zikretmezse, şeytan (avenelerine): "Akşam yemeğine kavuştunuz ama burada gecelemeniz mümkün değilr der. Adam eve girerken ve yemeğe başlarken "Bismillah!" diyerek Allah'ı zikretmezse, şeytan (avanelerine): "Yemeğe de yetiştiniz, yatmaya da!" der."Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden kimse sakın sol eliyle yiyip içmesin. Çünkü şeytan soluyla yer içer.
"Resulullah (sav)'ın yanında bir adam sol eliyle yemek yemişti. "Sağınla ye!
" ferman buyurdu. Adam: "Yiyemiyorum!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Yiyemez ol! Onu böyle demeye kibri sevketti." buyurdular. Bundan sonra elini ağzına kaldıramadı.Resulullah (sav)'ın terbiyesinde bir çocuktum. Yemekte elim, tabağın her tarafında dolaşıyordu.
Resulullah (sav) bana ikazda bulundu: "Evlat! Allah'ın ismini an, sağınla ye, önünden ye." Bundan sonra hep böyle yedim.Resulullah (sav) kişinin arkadaşlarından izin almadan iki hurmayı birlikte yemesini yasaklamıştır.
Resulullah (sav)'ı çömelir vaziyette durup hurma yerken gördüm.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz yemek yeyince, yalamadıkça veya yalatmadıkça elini (mendile) silmesin."
Resulullah (sav), parmakların ve kapların yalanmasını emretti ve dedi ki: "Siz, bereketin, yemeğinizin hangi (parça)sında olduğunu bilemezsiniz. Öyleyse birinizin lokması düşecek olursa, onu alıp bulaşan ezayı temizlesin, sakın şeytana terketmesin. Parmaklarını yalamadıkça elini mendille de silmesin. Zira o, taamınızın hangisinde bereket bulundugunu bilemez."
Resulullah (sav) bir gün heladan çıkmıştı. Hemen kendisine bir yemek takdim edildi. (O da kabul buyurdu. Ashabtan bazısı:) "Size abdest suyu getirmeyelim mi?" dediler. Onlara: "Namaza halkınca abdest almakla emrolundum!" cevabını verdi.
Resulullah (sav) kafir bir misafir ağırlamıştı. Derhal onun için bir keçinin sağılmasını emretti. Keçi sağıldı. Kafir sütunu içti. Sonra diğer bir keçinin daha sağılmasını emretti. (Adam doymadı). Bu suretle tam yedi keçinin sütunu içti. Adam yatıp, sabah olunca müslüman oldu. Resulullah (sav) bir keçi sağılmasını emretti. Sütunu adam içti, sonra ikinci bir başka keçi daha sağıldı. Fakat bunun sütunu tamamen içemedi. Bunun üzerine Resulullah (sav): "Mümin bir mideye içer, kafir ise yedi mideye içer" buyurdular.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "İki kişinin yiyeceği üç kişiye de yeter. Üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter."
Resulullah dedi ki: "İki kişilik yiyecek dört kişiye de yeter, dört kişilik yemek sekiz kişiye de yeter."
Resulullah (sav) hiçbir vakit herhangi bir yemeğe laf etmedi, iştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna gitmeyen bir yemekse terkederdi, (yemezdi).
Sakif hey'eti arasında bir de cüzzamlı vardı. Resulullah (sav) ona bir haber göndererek: "Biz seninle bey'atımızı yaptık, sen hemen geri dön!" buyurdular.
Resulullah (sav) kendisine, ilk çıkan turfanda meyve getirildi de, o zaman şöyle dua ederdi: "Allah'ım Medine'mizi bizim için mübarek kıl, meyvelerimizi, müdd'ümüzü, sa'mızı mübarek kıl, bereketlerini kat kat artır." Bu duadan sonra, getirilen meyveyi orada hazır bulunan çocukların en küçüğüne verirdi.