Fitch Ratings'in konuya ilişkin analizinde, İslami bankaların varlıklarının 2025'e kadar sektör büyüklüğünün yüzde 15'ine ulaşmasının hedeflendiği aktarılarak, bu büyümenin hükümetin sektöre verdiği stratejik önemle destekleneceği kaydedildi.
Türkiye ile Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasında güçlenen ilişkilerin İslami finans piyasasını olumlu etkilemesi ve hükümetin doğrudan yabancı yatırımları çekmesine yardımcı olmasının beklendiği aktarılan analizde, Türkiye'nin Birleşik Arap Emirlikleri'nden 8 milyar dolar tutarında sukuk alımı da dahil olmak üzere üç yıl içinde toplam 51 milyar dolar finansman taahhüdü aldığı anımsatıldı.
Analizde, bir dizi KİK bankasının yatırımlarını çeşitlendirmeyi amaçladığı ve Türk İslami bankalarında halihazırda yatırımlarının olduğu hatırlatılarak, Dubai Islamic Bank'ın da kısa süre önce Türk dijital bankacılık sektörüne girdiği belirtildi.
Türkiye'de katılım bankacılığı olarak bilinen İslami bankacılığın Eylül 2023'te toplam sektör varlıklarının yüzde 8,5'ine ulaşan pazar payıyla bankacılık sisteminin önemli bir parçası haline geldiği kaydedilen analizde, bu hızlı büyümenin Türkiye'deki enflasyon ve TL'deki değer kaybı ışığında değerlendirilmesi gerektiği de ifade edildi.
Fitch'in Türkiye'deki altı İslami bankayı derecelendirdiği ve bu bankaların tamamının 'B-' Uzun Vadeli Yabancı Para İhraççı Temerrüt notuna sahip olduğu aktarılan analizde, eylülde Fitch'in ülke görünümünü revize etmesinin ardından aralarında bazı İslami bankaların da bulunduğu 16 Türk bankasının görünümünün negatiften durağana revize edildiği anımsatıldı.
Analizde, Türkiye'de kira sertifikası olarak bilinen sukukun, Eylül 2023 itibarıyla yıllık yüzde 19,7 artış gösterdiği ve borç sermayesi piyasasının yüzde 6,5'ini oluşturduğu bilgisi paylaşıldı.