Gazze’yi abluka altına alıp bombalarla ölüm yağdıran İsrail terör devleti, Batı Şeria’da da gözaltı terörüne devam ediyor. İsrail güçleri, Batı Şeria’da pazar gecesi başlattığı gözaltı operasyonlarını sabah saatlerinde de sürdürdü. Doğu Kudüs ve Batı Şeria’nın Ramallah, El Halil, Beytullahim, Tulkerim ve Eriha başta olmak üzere birçok kentinde şu ana kadar sorgusuz sualsiz en az 85 Filistinli, İsrail güçlerince gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında kadın ve çocuklar da bulunuyor. Son gözaltılarla birlikte İsrail güçlerinin 7 Ekim’den bu yana işgal altındaki Batı Şeria’da gözaltına aldığı Filistinlilerin sayısı 1215 oldu.
Öte yandan İsrail güçleri, Ramallah’ın kuzeyindeki El-Celezun Mülteci Kampı’na saldırı düzenledi. İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 2 Filistinli hayatını kaybederken, 4 Filistinli ise ağır şekilde yaralandı.
İsrail güçleri, Batı Şeria’da birçok kente düzenlediği baskınlar sırasında silahlı direnişle karşılaştı. Batı Şeria’nın Nablus, Tul Kerim ve Cenin kentlerindeki baskınlara, Filistinliler, silah atışlaryla karşılık verdi. Tul Kerim kentindeki baskın sırasında İsrail askerlerine yönelik el yapımı bir patlayıcı kullanıldı. Kentte Filistinli direnişçiler ile İsrail işgal güçleri arasında silahlı çatışmalar yaşandı. Tul Kerim Acil Müdahale Taburu, “Savaşçılarımız, Aksa Tufanı muharebesi kapsamında Tul Kerim’in çeşitli bölgelerindeki işgal güçlerini yoğun silah atışıyla hedef almıştır” açıklamasını yaptı.
Kudüs’te Filistinli esnaf, Gazze’deki El-Ehli Bapdist Hastanesi’ndeki katliam üzerine günlerce kepenk açmadı. Katliamın yasını tutan Filistinliler, yavaş yavaş iş yerlerini açmaya başladığında ise İsrail’in baskılarıyla karşı karşıya kaldı. İsrail, akşam 19:00’dan itibaren hiçbir Filistinli esnafın dükkanının açık olmasına izin vermiyor. Dükkanları açanları ise darp ve ağır cezalar bekliyor.
Gazze’ye atılan her bomba Kudüs’te de hissediliyor. Müslüman ve Hristiyan Filistinliler, yaşanan acıyı kendi yüreklerinde hissediyor. Kudüs’te kiminle konuşsak, Gazze için dualar ediyor, dünyadan ve özellikle Türkiye’den destek beklediğini ifade ediyor. Mescid-i Aksa’nın içerisinde toplanan Müslümanlar her gün saatlerce halkalar oluşturup, Gazze için dua ediyor.
İsrail her ne kadar uluslararası kamuoyuna Hamas’ın şehirlere füze yağdırdığını, İsrail şehirlerinin artık güvenli olmadığını lanse etmeye çalışsa da durum böyle değil. Sderot, Aşkelon gibi sınır bölgeleri ve hatta Tel Aviv ve Yafa şehirlerine düşen roket sayısı iki hafta içerisinde bir elin parmağını geçmedi. Yahudiler caddelerde, sokaklarda ve eğlence mekanlarında gönüllerince geziyor ve herhangi bir güvenlik kuşkusu yaşamıyor.
İsraillilerin pek çoğu Gazze katliamına desteklerini göstermek için araçlarına İsrail bayrağı takıyor. Bayraklar market ve bakkallarda da satılıyor. İsrail bayraklı çoğu aracın içinde aynı zamanda silah da bulunuyor. Bu silahlar kimi zaman otomatik ve ağır silahlar olabiliyor. İşgalci Yahudiler, sınır bölgesinde görev yapan bizler gibi gazetecileri de sıklıkla taciz ve tehdit ediyor. Konvoylarla müzikler açıp askerlerin ve gazetecilerin yanına gelen fanatik Yahudiler, danslar ediyor, tehditvari bakışlar atıyor.
İsrail polisi, özellikle gençlere yönelik baskılarını da artırmış durumda. Cadde ve sokaklarda devriye atan polisler, gördükleri gençlerin kimlik ve telefon kontrolünün ardından nedensiz yere darp edip, gözaltına alıyor. Bu sert müdahaleler nedeniyle çoğu genç artık acil bir ihtiyaç olmadığı sürece dışarı çıkmıyor, özgürce dolaşamıyor.