Avusturya, Müslümanları fişlemek için özel merkez kuruyor. “Siyasal İslâm’la mücadele” kılıfı altında hayata geçecek ‘Dokümantasyon Merkezi’ için hükümet, yarım milyon avro bütçe ayırdı. Siyaset Bilimci Dr. Farid Hafez, “Müslümanlar tarafından ortaya konulan her türlü sivil muhalefet, suç sayılacak” dedi.
Avusturya’da merkez sağ Halk Partisi (ÖVP) ve Yeşiller Partisi hükümeti, “siyasal İslam’la” mücadele kılıfı altında hayata geçireceği dokümantasyon merkezi ile Müslümanlara ait kurum ve kuruluşları fişlemeye hazırlanıyor. Yeşiller ve ÖVP’nin ocak ayında açıkladığı hükümet programında, aşırı sağcı eski hükümet döneminde başlatılan Müslüman ve yabancı karşıtı politikaların sürdürülmek istenmesine toplumun çeşitli kesimlerinin tepkileri sürüyor.
SADECE İSLAM’A KARŞI!
Hükümet programında “antisemitizm, ırkçılık ve din motivasyonlu aşırıcılıkla mücadele” başlığı altında kurulması planlanan dokümantasyon merkezinin hükümetin büyük ortağı ÖVP tarafından yalnız “siyasal İslam” ve Müslümanlara yönelik faaliyet göstereceğinin açıklanması, başta koalisyon ortağı Yeşiller Partisi’nden bazı milletvekilleri olmak üzere sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin tepkisine neden oldu.
KAYGILARA NEDEN OLDU
Avusturya Entegrasyon Bakanlığı bünyesinde hayata geçirilmek istenen dokümantasyon merkezinin sözde mücadele yürüteceği siyasal İslam’ın ne olduğuna ilişkin hem Entegrasyon Bakanı Susanne Raab’ın hem de beraberindeki uzmanların bir tanım yapmamaları, ülkedeki Müslüman azınlık içinde kaygılara neden olan en önemli konu olarak öne çıkıyor. Söz konusu merkezin hayata geçmesiyle, Müslümanlara ait bütün dernek, cami, kültürel faaliyetler yürütülen kurumları gözlem altına almayı planlayan hükümet, yapılacak çalışmalar doğrultusunda hangi kurumlarla iş birliği yapılıp yapılmayacağına karar verecek.
HAYALİ DÜŞMAN SİYASAL İSLAM
Kapsamı, içeriği ve tanımı yapılmamış “hayali bir düşman” üzerinden Müslümanlara ait bütün dernek, cami ve benzeri kuruluşları söz konusu merkez üzerinden gözetlemeyi planlayan hükümetin bu yaklaşımı, Müslümanları potansiyel suçlu olarak gördüğü ve gözlem adı altında fişleme çalışması yapılacağı yorumlarına neden oldu. Ülkede artan ırkçılık ve İslam karşıtlığını hiçbir şekilde gündemine almayan, bu alanda çalışma yürüten kuruluşlara herhangi bir destekte bulunmayan hükümetin, taraflı ve şaibeli sözde uzmanlardan oluşan bir heyetin başında bulunacağı dokümantasyon merkezi için yarım milyon avro bütçe ayırması dikkati çekti.
Kurumları baskı altına alacaklar
- SÖZ (Geleceğin Sosyal Avusturyası) Partisi Genel Başkanı Hakan Gördü, iktidarın ucu çok açık siyasal İslam ifadesiyle istediği kişi ya da kurumu rahatlıkla damgalayabileceğini vurguladı. Gördü, “Siyasetle ilgilenen, Müslümanların haklarını savunan bir kişi onların gözünde siyasal İslam’ın bir tezahürü olarak değerlendirilebiliyor. Bu insanları susturmak ve baskı altına almak için kullanılacak çok tehlikeli bir durum” diye konuştu. Gördü, “Dokümantasyon merkezi, Müslümanlara ait cami, dernek gibi kurumlara yönelik sistematik fişlemenin yapılacağı, sözde uzmanlar eliyle bilimin siyasete alet edileceği, iktidarın isteği doğrultusunda hareket edecek bir yapı olarak faaliyet gösterecek” görüşünü paylaştı.
Her fikir suç olabilir
Georgetown Üniversitesinden Siyaset Bilimci Dr. Farid Hafez, Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’un kariyerinde akademik olduğu ileri sürülen bazı çalışmalar yaptırarak, bunları siyasi hedefleri doğrultusunda kullanmasının bilinen bir durum olduğunu söyledi. Hafez, siyasal İslam söyleminin içinin bilinçli şekilde doldurulmadığına, böylelikle bu ifadenin Müslümanlara yönelik çok daha kullanışlı kılındığına işaret ederek, “Burada temel hedef, Müslümanlar tarafından ortaya konulan her türlü sivil muhalefet, siyasal İslam’ı temsil ettiği gerekçesiyle suç oluşumu olarak gösterilebilecek. Hatırlanacağı üzere, daha önce camilerin kapatılması, başörtüsünün yasaklanması siyasal İslam’la ilişkilendirilmişti. Buradan hareketle, herhangi bir kurum, bir kişi ya da bir dini faaliyet siyasal İslam’la ilişkilendirilerek, çeşitli sınırlama ve engellemelere maruz kalacak” dedi. Hafez, merkezin Müslümanlara ait kuruluşları özel bir gözlem altında tutacağını, sınırsız bir denetimle, dernek, cami ve benzeri yapıların hükümete göre iyi ya da kötü olarak sınıflandırılacağını, kötü listesinde yer alacak kurum ya da kişilerin toplum nazarında itibarsızlaştırılacağını ifade etti.
Oy için mi yapıyor?
- Terör örgütü yandaşlarının eylemleri ve şiddet gösteriler Avusturya kamuoyunda gündemdeki yerini koruyor. Bağımsız Milletvekili Martha Bissman sosyal medya hesabı üzerinde yaptığı bir paylaşımla ülkede bu konunun yeniden tartışılmasının fitilini ateşledi. Ülkede PKK’ya arka çıkan siyasilere mesaj gönderen Bissman, “Sol gerçekten Kürtlerin haklarını önemsiyorsa, PKK gibi ayrılıkçı terör örgütlerini desteklemeyi bırakmalılar” dedi.
- TÜRKLER TEMKİNLİ
- Ülkede yaşayan Türkler ise bu açıklamalara temkinli yaklaşıyor. Özellikle Avusturya’da ekim ayında yapılacak olan Viyana eyalet seçimleri öncesinde bu tartışmanın gündem gelmesi bekleniyor. Viyana’daki Türk kökenli seçmenlerin oy potansiyeli seçimleri etkileyecek düzeyde olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle Türkler söylemden çok somut adımların atılmasını istiyor.